Önceden insanlar bir araya geldiklerinde ilgi alanlarına göre edebiyat, sinema, futbol falan konuşurlardı. Hiçbir şey bulamayan dedikodu yapardı... Şimdi ise sohbetlerin merkezinde zam haberlerinden başka şey yok. Zamdan söz siyasete geliyor, oradan da seçime. Seçime daha bir yıl varken bu atmosfere girmenin kimseye bir faydası yok. Ülkemizin bir yılını kısır seçim tartışmalarıyla heba etmemeliyiz. Hükümetin, ülkenin bu sarmaldan kurtulması için hızlı adımlar atması gerekiyor.
Mesleğimiz gereği mi bilmiyorum bulunduğumuz her ortamda söz dönüp dolaşıp siyasete geliyor. Güncel siyaset, ekonomi dışında bir şey konuşamıyoruz. Ekonominin hâli hükümetin aleyhine olsa da muhalefetin içinde bulunduğu durum sağduyulu, yıllarca AK Parti’yi desteklemiş seçmeni zor durumda bırakıyor. Çünkü muhalefet tarafında kendisine bir ümit göremiyor. Hükümet ise ekonomiyi yoluna getirecek adımları yeterince hızlı atamıyor. Aynı şeyleri konuşuyor ama ilerleyemiyoruz. Düşünün nerdeyse dört sene olacak ama hâlâ hal yasasının çıkmasını bekliyoruz.
Temmuz ayında memur ve emekli maaşlarına yüzde 40 gibi oldukça yüksek bir zam bekleniyor. Aynı şekilde asgari ücrette de tekrar bir artış gündemde. Lakin enflasyon bu şekilde devam ettiği sürece maaşlar ne kadar artarsa artsın çözüme ulaşmak zor görünüyor. Diğer yandan devletin kesesinden çıkan meblağ sürekli artıyor. Gıda fiyatları, ev kiraları, akaryakıt ve enerji fiyatlarındaki artış rayına oturtulmadığı sürece benzer şeyleri konuşmaya devam ederiz.
Diğer yandan yaz geldi. Salgın nedeniyle iki yılımız heba olmuştu. İnsanlar biraz nefes almaya çalışıyor. Belediyeler festivaller organize ediyor, üniversitelerde bahar şenlikleri yapılıyor. Olması gereken de bu. Lakin bir kısım karamsarlar, hayatı millete zehir etmeye çalışanlar bu tarz etkinlikleri baltalamak için uğraşıyor. Sığındıkları ilk bahane milletin parası boşa gidiyor. İnsanların eğlenceye de ihtiyacı olduğu unutulmamalı. Vatandaşın hayran olduğu sanatçı belki belediye organizasyonu olmasa bulunduğu şehre gelmeyecek, gelse de bilet fiyatı yüksek olduğundan konserine gidemeyecek. Bu tarz konserler özellikle gençler için çok önemli. Ömür boyu unutulmayacak hatıra oluyor. Üniversiteden mezun olalı 10 seneyi geçti. Arkadaşlarla ne zaman bir araya gelsek söz dönüp dolaşıp bahar şenliklerine geliyor. Belediyeler ve üniversitelerin gençleri düşünüp, içi geçmişlerin söylediklerini duymazdan gelmesi gerekli.
Bir de sözde ahlâk bekçileri var. Bir organizasyon mu yapılacak hemen sosyal medya üzerinden feveran ediyorlar. Valilik, belediyeler de bunları ciddiye alıyor. Kimse konsere, festivale katılmak zorunda değil. Lakin sırf sen karşısın diye koca bir şehrin karşı olmasını beklemek de aptallıktır. Nasıl kendi yaşam tarzına müdahale edilmesini istemiyorsan, sende başkasına müdahil olmayacaksın. Belli sınırlar içerisinde herkes dilediğince yaşayabilir. Bilmem hatırlar mısınız buna hoşgörü diyorlardı(!)
Yeterince sıkıntımız varken bir de bu tarz saçmalıklarla uğraşmayalım. Konuşunca, üzülünce çözülecek olsa sürekli üzerine eğilelim ama gücümüzün yetmeyeceği şeylere gereğinden fazla kafa yorup kendimizi yıpratmanın da bir anlamı yok. Yanlış anlaşılmasın yok sayalım demiyorum ikisinin arasında bir denge oluşturmalıyız. Ömür geçiyor. Tarihe bakacak, büyüklerimize soracak olsak şu anda yaşanılan durumdan daha kötülerini de görüp, duyabiliriz.
Geçen gün ömürden, o yüzden bugünümüzün kıymetini bilelim. Sosyal medyadan anlık duyar kasıp, sonrasında hayatlarına kaldıkları yerden devam edenlerin gazına gelip hayatı kendimize ve çevremize zehir etmeyelim.