Eğitim/öğretimin ikinci haftasındayız. Faaliyetin paydaşları, kendilerine düşen hazırlıkları tamamladı. Derslere başlandı.
Okullar, çocukların gelmesi ile şenlendi. Devletin uygulamaya soktuğu sistem gereği, öğrenciler kitaplarını sıraları üzerinde hazır buldular. Eksiklikler elbette olacaktır. Zamanla eksiklikler tamamlanır.
Okul kıyafetleri yönetmeliğinde yapılan düzenleme, okullarda forma uygulamasının yolu yeniden açılmış oldu. Öğrenciler hariç taraflar memnun.
Öğrencilerin serbest kıyafet anlayışı ile, büyüklerin serbest kıyafet anlayışı arasında önemli bir fark var. Serbest kıyafet tarafında olan veliler, geçen öğretim yılında yaşanılan tecrübeden dolayı, görüş değiştirmek zorunda kaldılar.
Öğrenciler, gelinen bu günkü uygulamadan pek memnun değiller. Her gün veya her hafta çeşitli kıyafet giymek, defileye gider gibi okula gitmek varken, tek tip uygulaması nereden çıktı!?
Forma üretici firmalarının, bu dönüşten çok mutlu olduklarını söylemeye bilmem gerek var mı!? Ellerinde yıllara yetebilecek stok mallar, yeni uygulama ile yeniden tüketicilere sunulmasının yolu açılmış oldu.
Okullarda ücretsiz kitap uygulamaları başlatıldığı yıllarda, kitap-kırtasiye ticareti yapan esnaf müthiş zarara uğratılmıştı. Devlet, kitap dağıtımını bu ticaret sektörüne yaptırarak tepkileri azaltmanın yoluna gitmişti. Ancak uygulama uzun sürmedi.
Okul kitaplarının satışı kırtasiyecilerin elinden alınması ile, kırtasiyeler birer birer kapanmıştı. Kırtasiye ticaretinin motoru, öğrencilerin ders kitabı idi. Kırtasiyeyi her yerden alma şansı olduğundan, kırtasiyenin müşterileri azalmıştı.
Esasında, bunları yazmaktan amacım, her yıl tonlarca kitabın çöpe gitmesinin, kağıt israfının ekonomimize ne kadar zarar verdiğini hatırlatmak.
Almanya’da görev yaparken, uygulanan kitap sistemi dikkatimi çekmişti. Aynı uygulama devam ettiğini bildiğim için, ifadelerimi geniş zaman formatında yazıyorum.
Ders kitapları ciltli, yazı boyutu, resimleri ve renkleri, baskıları özel itina ile hazırlanmış bir şekilde öğrencilere zimmetli, ücretsiz verilir.
Eğitim/öğretim yılı sonunda kitaplar öğrencilerden geri alınır. Kitap ilk yılda kullanılamaz hale gelmişse, öğrenci tarafından tazmin edilirdi.
Bir kitabın kullanım süresi üç yıl, sonunda da, okulun kontrolünde atık olarak değerlendirmeye verilir.
Atıklardan alınan ücret, öğrencilerin sosyal etkinlik fonuna aktarılarak öğrenci faaliyetleri finanse edilirdi.
Böyle bir uygulama, öğrencilerin kitaplarını dikkatli kullanma, sorumluluk almalarına vesile olurdu/olur.
Kitaplarımızın kaliteli olmasını, gelecek yıllarda da kullanımının yolunu açsak… çok mu zor olur?
“Pahası olmayan değerin değeri olmaz.” Karşılıksız hizmetin kıymeti bilinmez. Bu uygulamanın ıslah edilmesine ihtiyaç vardır. Hem de vakit geçirmeden.
Ayrıca şunu da anlamış değilim. “Anlayan varsa, beri gelsin.” Bu tür imkânlardan özel okul öğrencileri neden yararlandırılmaz? Burada okuyan çocuklar bu ülkenin çocukları değil mi? Özel okul öğrenci velilerinin çok zengin olduğu mu düşünülüyor?