Klişe başlığımızın içini doldurmaya devam edelim.
Önceki yazımızı, “Çalışan, aldığı eğitimin hakkını vermek zorundadır” ifadesi ile bitirmiştik.
Çalışana verilecek eğitim belli bir plan ve program dahilinde yapılmak zorundadır. Bu programı hazırlayacak olan da tabi ki işverendir.
İşveren, yıl içinde düzenlenecek eğitim faaliyetlerini gösteren yıllık eğitim programlarının hazırlanmasını sağlar ve onaylar.
Eğitim programlarının hazırlanmasında çalışanların veya çalışan temsilcilerinin görüş ve önerileri dikkate alınır.
Hazırlanan eğitim programları, yeni şartlara ve değişen risklere göre ilaveler alabilir ya da programdan bağımız ek eğitimler verilebilir.
Hazırlanan eğitim programında, verilecek eğitimlerin konusu, hangi tarihlerde düzenleneceği, eğitimin süresi, eğitime kimlerin katılacağı, eğitimin hedefi ve amacı hususlarına yer verilir.
Çalışanlara verilecek eğitimler, çalışanların işe girişlerinde ve işin devamı süresinde belirlenen periyotlar içinde;
Az tehlikeli işyerleri için en az sekiz saat,
Tehlikeli işyerleri için en az on iki saat,
Çok tehlikeli işyerleri için en az on altı saat,
olarak her çalışan için düzenlenir.
Eğitimin verimli olabilmesi için belli prensipler dahilinde yürütülmesi gerekir.
Bunlar:
-Eğitime katılacakların ihtiyacı olan konuların seçilmesine özen gösterilir.
-Teorik ve uygulamalı olarak düzenlenir.
-Eğitimler çalışanlara bireysel ya da gruplar halinde uygulanabilir.
-Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sahip olması gereken bilgi, beceri, davranış ve tutumların ayrı ayrı ve ölçülebilir bir biçimde ortaya konması esastır.
-Çalışanların eğitim öncesi seviyesi ve eğitim sonrası seviyesi tespit edilir.
-İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri; çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliğine yönelik davranış değişikliği sağlamayı ve eğitimlerde aktarılan bilgilerin öneminin çalışanlarca kavranmasını amaçlar.
-Verilen eğitimin sonunda ölçme ve değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmenin sonucuna göre, eğitimin etkin olup olmadığı belirlenir.
Eğitimler, ilk işe başlama eğitimleri hariç, uzaktan eğitim şeklinde de verilebilir.
Çalışanlara verilecek eğitimin belli eğiticileri vardır.
İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri tarafından verilir.
Eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve yetkili ortak sağlık ve güvenlik birimleri tarafından verilir.
Eğitim ortamının uygunluğu esastır.
Çalışanlara verilen eğitimler mutlaka belgelendirilir ve çalışanların özlük dosyalarında saklanır.
Eğitimler, çalışanlara işyeri dışındaki bir kurum tarafından verilmiş ise, eğitimi veren kurumun unvanını da içeren sertifika verilir.
Eğitimlerde belge esastır ama esas amaç, verilen eğitimin uygulamada fark edilmesidir.
Birçok işveren, çalışanının kendi işyerinde çalışmaya başlamadan önceki tecrübesini dikkate alarak eğitim verilmesi noktasında mâalesef ihmalkâr davranmaktadır.
“Ben onu usta olarak işe aldım. Neyin eğitimini vereyim?” diyen işveren sayımız hiç de az değildir.
Birçok işletmede, uygulamalı eğitimler kayıt altına alınmamaktadır ve hatta eğitimden de sayılmamaktadır. İşletmede, bu eğitimlerin özellikle kayıt altına alınması ve eğiticinin ve çalışanın bilgilerini içeren tutanakların tutulması, işverenin sorumluluğunun tespitinde hayâti öneme sahiptir.
“Söz uçar, yazı kalır” düsturundan hareketle, işletmeler özellikle eğitim konusundaki her türlü çalışmalarını kayıt altına alarak çalışmalarını sürdürürlerse; hem kurumsal bir kültür oluşturma noktasında, hem de karşılaşılacak risklere karşı işletmeye yapılacak rücu olaylarında ellerini kuvvetlendirmiş olacaklardır. Üstelik bu tutanakların işletmeye hiçbir maliyeti de olmayacaktır.
Bir ustanın nezaretinde üç ay boyunca çalışmış olan ve bu çalışmayı tutanaklarla kayıt altına almış olan bir işletmenin, meydana gelen bir iş kazasındaki sorumluluğunun tespitinde bu tutanaklar mutlaka dikkate alınacaktır.
On puanlık daha az bir kusur tespitinin, işletmeye yapılacak rücu miktarını önemli oranda azaltacağını unutmamak lazım. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 100.000 TL masraf yaptığı bir iş kazasında işverenin %60 kusuru ile %50 kusuru arasında, Kurumun rücu miktarında 10.000 TL fark olacaktır. İşveren, bir eğitim tutanağının tutulmasına, bu miktarın yüzde biri kadar bile masraf yapmayacaktır.
Paylaşımlarımıza devam edelim İnşaallah.