Deniyordu ki: Halifesin, dikkat et egemen değilsin. Tanrı'dansın, Tanrı değilsin. Manzursun nazar değilsin. Sadece yerini tutansın. Kendisi değilsin. Kutsal nefesten üflendi sana. Kendini kutsal nefes sanma. Ruhumdan, denmiş. Ruhum, denmiş sanma. Bir şeysin, ama kendini her şey zannedip de aldanma. Varlık nedenini unutma. La: Sonsuzluk Hecesi/ Nazan Bekiroğlu
Gün geçmiyor ki gündemde İslam’a ve İslam’ın değerlerine saygısızlık yapılmadan bir akşam olsun. Herkes edebince işini yapsın. 1400 yıl önce gönderilen ve hala tazeliğini koruyan o günden bu güne tüm insanlığın ortak dertlerini en öz şekilde anlatan yüce kitabımız Kuran’a; o Kuran’da adı geçen peygamberlere saygısızlık moda olmuş durumda.
İlk insan gibisin diye bir benzetme yapılıyor ekranlarda. Nasıl bir küçümsemedir bu? Allah’ın her şeyin bilgisini bizzat öğrettiği ve meleklerine saydırttığı ilk insan olma şerefine sahip Hz. Âdem ile Hz. Havva’ya cahil diyor. Milyonların beğenisini almış, burnu kaf dağında fakat kendisi sözlerinden dolayı esfele safilin sınıfında yer alan bir şarkıcı. Kendisi Müslüman olmayabilir fakat Müslüman bir ülkede gençlerin kendilerini rol model edindiği kişiler, tv programcısı, youtuber, şarkıcı her neyse ekmeğini yediği bu ülkede kendisini meşhur yapan bu insanların kutsalıyla alay edemez. Buna kimsenin hakkı yoktur.
Yüce Allah melekleri Âdem aleyhisselama secde ettirdikten sonra ona her şeyin hatta zürriyetinden geleceklerin ismine varıncaya kadar bütün yaratıkların –meleklerin bile- isimlerini birer birer öğretti. Onları meleklere sorup bu husustaki aczlerini kendilerine itiraf ettirdikten sonra Âdem aleyhisselama emretti. Onları meleklere birer birer haber verdirdi. Âdem alehisselamın bilgi ve kerametçe meleklere üstünlüğü böylece gösterilmiş ve anlatılmış, kendileri de bu hususta açıkladıkları, gizledikleri sözlerinden dolayı tevbeye sevk edilmiş oldu. (Peygamberler Tarihi/Asım Köksal)
Yüce Allah Âdem aleyhisselamı cennetten çıkardığı zaman ona her şeyi yapma sanatını da öğretti. Âdem aleyhisselama örs, çekiç, kerpeten ve külünk gibi bazı aletlerle kızıl tüylü bir öküz verdi. Âdem aleyhisselam çiftçi oldu. Ekin ekmesi kendisine emredildi. Yeri alnının terini sile sile sürdü. Sonra ekini ekti, onu suladı, zamanı gelince onu biçti. Sonra onları düvenle sürdü. Sonra rüzgârda savurup taneleri samandan ayırdı. Sonra taneleri öğütüp un yaptı. Sonra unu yoğurup hamur, hamuru pişirip ekmek yaptı. Âdem aleyhisselama demircilik sanatı da öğretildi. Demirden ilk yapıp kullandığı şey bıçak oldu. (Peygamberler Tarihi/Asım Köksal)
İlk insan olduğu halde bu kadar bilgi sahibi cahil olabilir mi? Hiçbir peygamber cahil olabilir mi? Yüce Allah cahil bir halka cahil birini peygamber diye gönderir mi?
Güya adı İlahiyatçı olan bir karaktersiz de çıkmış, koskoca Kuran’da adına bir sure gönderilmiş olan, pek çok farklı ayette kıssası anlatılan iffet abidesi Hz. Meryem’e iffetsiz diye iftirada bulunuyor. O Meryem ki kendi zamanından bu güne hayatı örnek olmuş, Allah’a adanmış özel insan. Anneliğin en zor halini yaşamış ancak Rabbin izniyle mucizevi olarak babasız bir evlat dünyaya getirmiş, insanların alayından ötürü yine kendilerine mahsus olarak evladı beşikte iken konuşmuş ve annesinin masum olduğunu söylemiş o değerli hanım; Meryem Anne.
Bunun üzerine Meryem çocuğu işaret etti. “Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?” dediler. Cevabı çocuk verdi: “Ben Allah’ın kuluyum; O bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, o beni kutlu ve bereketli kıldı; yaşadığım sürece bana namazı, zekâtı ve anneme saygılı olmayı emretti; beni zorba ve isyankâr yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve yeniden hayata döndürüleceğim gün esenlik benimle olacaktır.” (Meryem suresi 29-33)
Uzun lafın kısası benim cümlelerimden öte kanıtlarım konuşsun sizinle. İster Hz. Âdem olsun ister Hz. Meryem, Rabbin seçilmiş kullarına, açıkça üstünlüğünü ayetinde överek insanlara öğrettiği kullarına iftira atmak edepsizliktir, haddini bilmezliktir.
Rabbim imanımızı korusun. Bizi hakkı savunanlardan eylesin.