İslâm dünyasında her yıl manevî bir iklimin hüküm sürdüğü ve ramazan bayramıyla sona eren üç aylar olarak bilinen recep, şâban ve ramazan ayları, Müslümanlara dinî hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama, yenileme ve zenginleştirme fırsatı sunmaktadır. Bu ayların içerisinde de zamanları diğer zamanlardan daha kıymetli fazileti diğer zamanların faziletinden daha faziletli olduğuna inanılan gün ve geceler vardır. Bu gecelerden bir tanesi de dün gece idrak ettiğimiz Regaip Kandilidir.
Kandillere, mensubu olmakla müşerref olduğumuz Türk milleti kadar değer veren, manalar yükleyen, bu geceleri Yaradan’a ulaşma adına kendine vesile eden bir başka millet herhalde yoktur. Günümüzde kutlu sayılan bu gün ve gecelerden bazılarının uydurma ve bid’at olduğuna dair tartışmalar olsa da Selçuklulardan bu yana Türk’lerde bu özel zamanlara ayrı bir değer verilmiş bu gün ve geceler kutlanmış ve kutlanmaya da devam etmektedir. Dini gün ve gecelerin, uhrevi yönünün yanında toplumsal yakınlaşmayı, birlikte hareket etme olgusunu, komşuluk ilişkilerini güçlendiren sosyolojik bir yönü de bulunmaktadır. kadim kültürümüzden gelen güzel bir gelenek olarak milletimiz dini gün ve geceleri çeşitli ikramlarla kutlayagelmiştir.
Selçuklu devletine başkentlik yapan Konya'mızda üç ayların başlamasıyla kente özgü olan “Şivlilik” geleneği asırladır sürdürülüyor. Konya’ya taşındığımızda öğrendiğim ve çok şaşırdığım güzel bir Konya geleneği olan “şivlilik” Konya’da çok farklı heyecanla yaşatılıyor.
Şivlilik kutlamaları Regaib Kandili'nden bir gün önce akşam fener alayıyla başlıyor ve Regaip Kandil’inin sabahında çocukların kapı kapı dolaşıp evlerden çikolata, şekerleme vb. ikramlar toplaması, kandil gecesi camilerde hep birlikte secdeye varıp dua ve yakarışlarıyla son buluyor. Çocuklar arkadaşlarıyla akşama kadar kapı kapı gezerek “Şivliliiik! Şivliliiik!” diye bağırıyorlar. Kapı açıldığındaysa “Kandiliniz Mübarek Olsun” deyip bilenler şu maniyi söyler:
Şivli şivli şişirmiş,
Erken kalkan pişirmiş.
İki çörek, bir börek,
Bize Şivlilik gerek.
Kapıyı açan ev sahipleriyse önceden “Şivlilik” için hazırladıkları ikramlardan getirip “Hoş geldiniz! Sizin de Kandiliniz mübarek olsun çocuklar” diyerek, güler yüzle çocukları sevindiriyorlar. Keşke bu güzel âdetimiz sadece Konya’yla sınırlı kalmasa bu güzellik ülkemizin her köşesinde yaşatılıp çocukların mutluluğuna vesile olabilse.
Peygamberimizin beyanı ile "Hayra vesile olan, hayrı yapan kimse gibidir." Bu güzel geleneğin yaşatılmasında başta belediyeler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katkısını da yadsımamak gerekir. Yüz binlerce çocuğa bu heyecanı yaşatmaları gerçekten çok anlamlı. Bu vesileyle bu güzel hayırları yapanları ve hayra vesile olanları yürekten kutluyorum.
Bu tür gün ve gecelerin ülkemizin birliğine, beraberliğine Rabbimiz huzurunda affedilmeye vesile olmasını rabbimden niyaz eder kandilinizi kutlarım. Selam ve dua ile…