Adı "Gül Taşlı Cenal”. İstanbul Bilgi Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümünden mezun olmuş. Bir dönem Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün basın danışmanlığı kadrosunda yer almış. Çeşitli yayın organlarında muhabirlik, kadın programlarında da yapım asistanlığı yapmış. Gazeteciliği bırakarak Balıkesir'in Burhaniye ilçesine taşınan Gül Taşlı Cenal, burada bar işletmeciliği yapmaya başlamış. 2010 yılında CHP İlçe Başkanı Faruk Celal ile hayatını birleştirmiş ve Gezi Parkı eylemlerinde en ön sıralarda yer almış.
Bu provokatör bayanı herkes 28 Şubatın yeni versiyonunda da ülkeyi karıştırma konumundaki baronların hizmetinde olan Hürriyet Gazetesinin böyyük yazarlarından Yılmaz Özdil tarafından sosyal medyada servis edilmesi ile tanıdık.
Yılmaz Özdil Bayanı “Müftü karısının isyanı” olarak veriyor. Bayağılığın seviyesi de olmalı ama ne mümkün, insan düşmeye görsün, sınır tanımıyor.
Bu çapulcu, provokatör bayağı kadın şov yapıyor, küfür ediyor, müftü eşi olduğunu ve 5 vakit namaz kıldığını söylüyor, ve ülkemizin her karışını imar etmeye çalışan Efsane Başbakanımız Erdoğan'ı utanmadan istifaya çağırıyor.
Medyanın ne kadar önemli olduğunu bu süreçte gördük. Kutluyoruz, A Haber'de ekrana gelen "Deşifre" programı hemen bu provokatör bayanı deşifre ediverdi. Yalanı yatsıya bile varmadı.
Tabi bu olay, CHP’nin karolarının resmen provokasyon içinde yer aldıklarını da gösterdi. Öyle ki bu provokasyonlara gördüğünüz gibi rantiyeci medya bile destek verdi. Aslına bakarsanız Hürriyet ve muadili medyanın ne mal olduğunu göstermesi bakımından da süreç önemliydi.
İşte CHP, Hürriyet, Milliyet ve alt dalları medya kuruluşları bu kadar aciz durumda iken yine Türkiye’deki muhalefet açığı hemen konuşulmaya başlandı.
Ülkede Muhalefet açığı var ama bunu kapatacağına inanılan parti var mı?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli hiç kızmasın, hatta sakin olsun, milli iradeye olan saygısını deklare etsin, Başbakana ağır ifadeler kullanmayı bıraksın. Türkiye iyiye gidiyor, bu iyi gidişi algılayabilen büyüyecek, bu süreçte gerginliğin aktörleri ise yok olup gidecek.
MHP Tabanı ile AK Partinin tabanı az çok birbirine benzer. Moda tabirle kumaş aynıdır, neden agresif milletvekillerini medyaya çıkarıp, başbakanımıza hakaretler ederek milletin MHP’ye karşı oluşmuş sempatisi yok ediliyor bilemiyorum?
Oysa bu ülkede bugün en fazla ihtiyacımız olan şey güçlü bir muhalefettir, o kadar güçlü ki, aynı zamanda iktidara alternatif olabilecek bir muhalefet.
İşte tam, “MHP o noktaya yükseliyor, tabanını genişletiyor”, dediğimiz anda Sayın Bahçeli’nin başbakanımıza tehdit vari, ağır hakaretlere varan açıklamalarla hitap etmesi inanınız siyasi olarak mantığımızı altüst ediyor.
Sayın Devlet Bahçeli değişimi çok iyi görmelidir, şu anda yapacağı doğru hamleler MHP’nin siyasi geleceği ve hatta Türkiye’nin siyasi tarihi açısından önem taşıyacak hamleler olacaktır.
Bugün bizler bir birimizle kavgayı bir tarafa bırakalım, yukarıda yazdım, iftira, ağır hakaretler, sokakları terörize etme, gibi CHP’nin, Almanya’nın başını çektiği anlaşılan küresel canavara hizmet etme politikası bitmiştir. Artık bu siyaset pirim yapmaz.
Türkiye’de insafı, vicdanı, ülkeye sevgisi ve ülkenin geleceği ile ilgili kaygısı olan hiç kimse sokakları yangın yerine çeviren çapulcuları kahraman olarak gösteren Kemal Kılıçdaroğlu’nun lideri olduğu bir CHP’ye oy vermez.
Bu süreç CHP’nin daha fazla marjinalleşmesine neden olacak ve doğal olarak da AK Parti daha güçlü bir parti haline gelecektir. CHP AK Partiye zarar vereceğim diyerek attığı bu adımlarda en fazla kaybı olan parti durumundadır.
İşte böyle bir zamanda CHP’nin bu millete bağlı sağduyulu seçmeni, AK Parti’ye oy vermek istemeyen sağ eğilimli insanların oyu sağduyu ile hareket eden MHP’ye yönelecektir.
Çok açık ifade edelim, eğer MHP bu süreçte sağlam durmayı başarırsa, tabanının tepkileri ile hareket ederse, oyuna gelmezse, derin Ergenekon’un istediği gibi hareket etmezse Türkiye’de alternatif bir siyasi merkez konumuna gelecektir.
Yalnız böyle bir MHP’de Oktay Vural gibi ağzından çıktığını kulağının duyduğuna iki şahit isteyeceğimiz tiplerin yerinin olmadığını da belirtelim…
Dünya yeniden kurgulanıyor, Türkiye yeni bir sürece giriyor, bu süreci algılayanlar kazanır, algılamayanlar ıskartaya düşer, kaybolur gider…
MHP’li kardeşler evet yeni bir dünya kuruluyor, 20. yüzyıl çöpe gidiyor, Türkiye 2023’, 2053, 2071 gibi büyük hedeflere hazırlanıyor…
Bu yolculukta siz nerede olacaksınız?
Büyük Türkiye ile mi olacaksınız? Yoksa 20. Yüzyıl ile mi kalmak istiyorsunuz?
Seçiminiz hayat ya da memat anlamına geliyor, bilginiz olsun…