Biliyorsunuz iyi şeyler ne yazık ki medyada çok fazla yer almaz, hatta neden bilinmez kötü şeyler çok fazla medyada yer alır ve daha da ileri gidip, medyanın kötülükleri artırdığını söylesek bile yanlış söylemiş olmayız.
İşte medyanın çok az gördüğü ya da bazılarının hiç görmediği ve fakat insanlık için umut olabilecek iyi şeylerden bir tanesi 17 – 19 Temmuz 2014, 21 - 22 Ramazan 1435 tarihinde İstanbul’da Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi toplantıları olarak gerçekleşti. Bu toplantı gerçekten çok önemli, 30 ülkeden, 100’ü aşkın ilim ve bilim adamı katıldı bu toplantılara.
Perşembe günü açılış toplantısını Türkiye’nin Lideri Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Aynı gün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’de bir konuşma yaptı.
Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ise iftara çok yakın bir saatte, Cuma günü "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" üyelerine bir konuşma yaptı.
"Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" toplantısına Bosna Hersek Reis-ul Uleması Hüseyin Kavazoviç, Irak Alimleri Meclis Başkanı Mahmut Abdulaziz Al- Ani, Japonya Müslümanları Birliği Başkanı Kimiaki Tokumasu, Rusya Müslümanlar Merkezi Kurulu Başmüftüsü Talgat Tajuddin, İtalya Dinler Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gianpiero Ahmed Vincenzo, Somali Din İşleri ve Evkaf Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Rıdvan Hersi Muhammed, Bulgaristan Başmüftüsü Mustafa Aliş başta olmak üzere, İran, Suudi Arabistan, Mısır, Malezya, Endonezya, Pakistan, Suriye, Libya gibi ülkelerden çok sayıda alim, bilim ve ilim adamı katıldı.
Tabi öncelikle bu toplantı ile ilgili bir eleştirimi yazayım, bugün belki dünyanın kaderini değiştirebilecek önemde bir toplantının güçlü bir enformasyon çalışması yapılmamış. Elbette, “bilimsel bir toplantı” diyebilirsiniz ama zaten topluma yön vermeyen bilimde, ilimde kısırdır. Mesele bu tür toplantıların halkları, milletleri, devletleri değiştirebilecek etkiler şeklinde oluşmasıdır, ya da boş boş konuşur, kendiniz çalar, kendiniz oynar, geçer gidersiniz.
Böyle önemli bir toplantı ile ilgili bir internet sitesinin oluşturulmaması, katılımcı ülkeler, âlimler hakkında bile kamuoyuna sağlıklı bir bilginin verilmemesi, zannediyorum bu toplantıları tertip edenlerin ne kadar sınırlı düşündüklerinin bir göstergesidir.
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesine baktım, acaba sunumlarla, katılımcılarla ilgili bir bilgi alabilir miyim, diye ama nafile, sadece Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in konuşması verilmiş, başka hiçbir bilgi yok bu programla ilgili…
İyi iş yapmak önemlidir ama asıl iyi işin önemi toplumları etkileyebilmesindedir, sığ bir etki inanınız sadece, “bu toplantıları yaptık”, övünmesinden başka hiçbir işe bu toplantıların yaramaması anlamına gelir.
Bu eleştirimizden sonra şunu yazalım, Dış İşleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" toplantısında yaptığı konuşma gerçekten çok önemliydi.
Bu konuşmanın tamamını okumanızı tavsiye ederim, öyle anlaşılıyor ki, Sayın Ahmet Davutoğlu ile ilgili bir internet sitesi oluşturulmalıdır ve bu internet sitesinde Davutoğlu’nun bütün konuşmaları yayınlanmalıdır.
AA’ya baktım, konuşmanın tamamı yok, uzun bir bölümü alınmış ama ne dediğimin tam anlaşılması için bu konuşmanın tamamının okunması gerekir.
Öncelikle Sayın Ahmet Davutoğlu elbette buradaki konuşmasında Gazze’den, siyonist İsrail’in devlet teröründen, bebek katili Esed’in zulmünden bahsetti ama bence asıl konuştuğu husus İslam Medeniyetinin bugün nasıl tekrar canlandırılabileceği ile ilgili tasavvurlarıdır.
Sayın Ahmet Davutoğlu 5 ayrı başlıkta bunları anlattı, birlikte yaşam, güçlü devletler, ekonomik ayak, askeri ayak, şehirler... Bu medeniyet tasavvurunda benim not aldığım anahtar kelimelerdir.
Şunu anlamamız gerekiyor, İsrail’in zulmünü sonlandırmanın tek bir yolu vardır, o da yeniden büyümektir, yeniden İslam kardeşliği merkezinde buluşmaktır.
Ahmet Davutoğlu’nun buradaki konuşması çok önemlidir, Batıya mesaj verdi, çok net bir şekilde, “İslam terörle anılamaz” dedi, “biz bir Yahudi’nin insanlık dışı tavrından sonra Yahudi terörü diyor muyuz? Batının insanlık dışı tavrından sonra Hıristiyan terörü diyor muyuz?” Diye sordu. Yapılan bireysel, ya da bazı organize yanlışların İslam Dinine, medeniyetine, İslam Kültürüne mal edilemeyeceğini ifade etti.
Vatikan’da yapılan bir toplantıda batılılar, İslam Medeniyeti ile ilgili eleştiriler getirmişler ve bunu Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlamasını istemişler. Ahmet Davutoğlu ise onlara bir soru sormuş, “dünyada çok kültürlü şehirleri bana sayabilir misiniz? Demiş.”
İsfahan, Şam, Beyrut, İstanbul, Saray Bosna, Kahire…
Hepsi Müslüman şehri…
“Biz dışlayıcı, yok edici değiliz, yok, edici, dışlayıcı batıdır”, demiş. “Paris’in, Londra’nın, Roma’nın, Berlin’in siluetinde çok kültürlülük yoktur” diye de eklemiş Ahmet Davutoğlu.
Zaten şu anda terörist İsrail çok kültürlüğü yok etmek için katliam yapmıyor mu? İnsanlık dışı uygulamalarını kendinden başkasını yok etmek için uygulamıyor mu? Hem de batının, ABD’nin desteği ile…
Ve Tabi Müslümanlara da “kardeş olun” diyor Ahmet Davutoğlu. “Necef’te bizim, Şam’da bizim, İstanbul’da bizim, Hz Ali’de bizim, Kerbela’da bizim, Hz Ömer’de bizim, Bağdat’ta bizim, Tahran’da bizim” diye de ekliyor ve “Sünni – Şii ayrımını artık bitirelim” diye bütün Müslümanlara sesleniyor…
Bu toplantı sadece Müslümanlar için değil, insanlık için bir çıkış noktası olabilecek bir toplantıydı.
Geliştirilerek bu toplantılara devam edilmesini diliyoruz, bakarsınız hatta bir kez de "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" toplantısı Konya’da yapılır…
Konyalılar bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor musunuz?