Şu günlerde gündemimizde olan en büyük konu, tüm yaşamımızı da etkilemiş olan yeni tip korona virüsüdür. Ben de bu haftaki yazımı bu konu hakkında yazmak istedim. Ama benim yazım diğer korona yazılarında biraz daha farklı olacak.
Yeni tip korona virüsü nereden çıktı diye bir soru sorduğumuzda, karşımıza Çin’in Hubei eyaletinin, Wuhan şehrindeki deniz ürünleri pazarı çıkıyor. Bakmayın adının deniz ürünleri veya daha şirin bir ifadeyle balık pazarı olmasına. Aslında, pazarda aklı başında olan herkes için iğrenç olabilecek her türlü hayvan satılmaktadır.
Tespit edilen ilk vakalar, 8 Aralık 2019 tarihinde pazardaki satıcı ve müşterileri arasından çıktı. Fakat, Çin bunu tüm dünyadan sakladı. Dünya bu virüs olayından ancak, 31 Aralık tarihinde haberdar oldu. Ancak bundan sonra, 1 Ocak tarihinde pazar kapatıldı. Çin’in bildirdiğine göre, virüsten ilk ölüm, 11 Ocakta gerçekleşti. 13 Ocaktan itibaren virüs, diğer ülkelerde de görülmeye başlandı. 22 Ocak tarihine gelindiğinde ise, sadece Çin’de vaka sayısı 550 kişiyi geçti. Çin, ancak bundan bir gün sonra yani, 23 Ocakta Wuhan şehrini karantinaya aldı.
Bugün itibariyle gelinen noktada, dünyanın 150’den fazla ülkesinde, 200.000 fazla insan virüse bulaştı. 8.000’e yakın kişiyse virüs dolaysıyla hayatını kaybetti.
En çok hayret ettiğim olay ise, virüsü dünyanın başına bela eden Çin, kendi ülkesinde virüsü bitirdiğini ilan ediyor ve bunun için dünyadan tebrik alıyor. Üstelik bu virüs, Çin’in dünyaya yaydığı ilk bela da değil. Bundan önce de Çin, dünyanın başına bela olan virüsler çıkarmıştı. Aynı koronada olduğu gibi, diğerlerinde de, hastalığın kaynağını yılan ve yarasa gibi hayvanlarda görüyor, dikkati başka yere çekmeye çalışıyordu. Madem ki, bu virüslerin kaynağı o hayvanlar, o zaman neden yıllardır insanlar o hayvanları yedikleri halde, virüsler belirli yıllarda ortaya çıkıyor? Hadi diyelim ki, öncekiler de o hayvanlardan çıktı. O halde aradan yıllar geçmesine rağmen niye o hayvanlar yasaklanmıyor? Bu ve bunun gibi sorular halen cevabını bekliyor.
Virüsün çıkışından itibaren yayılma seyrine ve Çin’in aldığı tedbirlere bakacak olursak, yukarda söylediğim misalde olduğu gibi, şüphe doğuran birçok meseleyle karşılaşırız.
Çin, virüs konusunda ABD’yi suçluyor ama gelinen noktada virüs, en çok Çin’in işine yaradı. Tüm dünyada virüs yüzünden ekonomi ve üretim çok aşağı düştü. Bu ortamda, ilk başlarda zarar gören Çin ekonomisi yavaş-yavaş kendine gelmeye başladı. Haticeye değil, neticeye bakarsak, yakın zamanda dünyada düşüşe geçen üretimdeki boşlukları “virüsten kurtulan Çin” dolduracak. Bunu, dünya medyasındaki Çin ile ilgili olumlu haberlerden anlayabiliyoruz.
Sonuç olarak, defalarca dünyanın başına bela olan Çin ile ilgili caydırıcı yaptırım kararları alınmaz ise, “yeni tip” Çin virüsleriyle daha çok uğraşırız.