Mensubu olduğumuz Türk milletinin tarihi, kahramanlar ve cengaverler ile doludur. Bugün o kahramanların birisinden bahsedeceğim. Bu cengaver, doğunun son fatihi olarak tanının Nadir Şah Afşar’dır.
Nadir, 1688 yılında Safevi Devletine bağlı Horasan bölgesinde, İmamkulu adındaki bir köylünün çocuğu olarak doğdu. Gerçek ismi Nadirkulu’dur. Soyu, Oğuz Türklerinin sağ kolunu oluşturan Afşarların Kıruklu oymağına dayanır. 15 yaşına gelince Nadir ve Annesi, bölgeye sık-sık saldıran yağmacılar tarafından esir edilir. Nadir, 4 yıl sonra bir şekilde kaçmayı başararak Horasan’a geri gelir. Burada Afşar beylerinden olan Baba Ali Beyin hizmetine girer. Kısa zaman çevikliği ve üstün meziyetleriyle seçilen Nadiri, Baba Ali Bey, kendi kızıyla evlendirir. Afşar beyi Baba Ali Bey vefat edince de, tüm serveti Nadir’e kalır. Bundan sonra Horasan Afşarlarının yeni lideri, Nadir Bey olacaktı.
Nadir Beyin faaliyetleriyle kısa zamanda Horasan’da bozulan devlet düzeni, tekrardan tesis olunur. Bundan sonra Horasan’daki Türkmen aşiretleri Nadir Beyin yönetiminde birleşir. Nadir’in bu yükselişi, Safevi Devletinin çöküş zamanlarına denk gelir. Son yıllarını yaşayan Safevi Devletinin topraklarının batı kısmı Osmanlı Devletinin, kuzey tarafı Çarlık Rusya’nın, doğusu ise Afganların egemenliği altındaydı. Safevi Devletinin elinde sadece, başka bir Türk toplumu olan Kacar aşireti yönetimindeki Mazandaran eyaleti kalmıştı. İş o yere gelmişti ki, devletin başkenti olan İsfahan, Afganların işgali altındaydı.
Durumun vahametini anlayan Safevi Şahı 2. Tahmasb, Horasan’da cengaverliğiyle ün salan Nadir Bey’den yardım istedi. Bundan sonra harekete geçen Nadir, ilk önce İsfahan’ı alarak Afganları Safevi topraklarından çıkartıp, yeniden burayı devletin başkenti yaptı. Ardından, yaptığı seferler ile Osmanlı’yı ve Rusları Safevi topraklarından uzaklaştırarak, devletin bütünlüğünü yeniden tesis etti. Fakat, Şah 2. Tahmasb, Nadir’in artan gücünden korkuya kapılıp onun istemediği işlere girişince, tahtından oldu. Nadir Şah onun yerine oğlu 3. Abbas’ı Safevi Devletinin yeni Şahı ilan etti.
Bir müddet sonra Nadir, devletin Safevi Hanedanıyla devam edemeyeceğini anlayınca, yeni bir devletin kurulması gerektiğini idrak etti. Bu niyetle, 1736 yılında Kür ve Aras nehirlerinin birleştiği yer olan Sugovuşan’ı bölgesinde, büyük bir kurultay topladı. Binlerce yıllık Türk Töresi olan bu kengeş kurultayına Oğuz boylarının beyleri, valiler, kanaat önderleri ve devletin ireli gelen kişiler toplandı. Toplanan bu kurultay, Türk Töresi gereğince Nadir’i Şah ilan ederek, Afşarlar devletin kuruluşunu ilan etti.
Nadir Şah, devletin başına geçer geçmez, işgalci Afganlara destek olan Babürler üzerine sefer yapmayı planladı. Afganistan bölgesini alarak yönünü Babürlere çeviren Nadir Şahın, üstün komutanlık meziyetleri sayesinde, savaşta galip olan taraf Afşarlar olmuştu. Böylece, 1739 yılında Hindistan da Nadir Şahın egemenliği altına girmişti.
Hindistan’ı fetheden Nadir Şah, bu defa yolunu Rus tehlikesiyle yüzleşen Türkistan’a yöneltiyordu. Nadir Şah, buraları da alarak Azerbaycan Devletini, tarihindeki en büyük sınırlarına ulaştırıyordu.
Fakat, Kuzey Kafkasya’dan başlayarak Hindistan ve Türkistan’a ulaşan bu devlet, maalesef dış devletlerin kışkırtmasıyla başlayan iç ayaklanmalar ile zor durumda kaldı. Bu isyanların diğer sebebi de, Nadir Şahın Türk ve İslam Dünyası arasında ayrılığa sebep olan Şii ve Sünni ayrılığını bitirmek istemesiydi. Nadir Şahın bu hareketi içerde kökleşmiş ve gücünü bundan alan radikal Şii gruplarının hoşuna gitmedi. Onların da kışkırtmasıyla Büyük Türk Hükümdarı Nadir Şah Afşar, 1747 yılında bir gece vakti çadırındayken, yakın kişileri tarafından suikastla şehit edilir. Mezarı Meşhet şehrindedir. Allah Rahmet Eylesin