Dün Doğu Türkistanlı bir arkadaşımdan mesaj aldım. Mesaj haber nitelikliydi. Haberde, aileleri toplama kampında olan bir grup Doğu Türkistanlı kardeşimizin, taksimdeki eyleminden bahsediliyordu. Fakat, maalesef daha sonra yüz kızartıcı bir olay yaşanmış. Ailelerinin resmi olan ve “ailem nerede?” sorusu yazılı tişörtler giyen eylemcilere, polis müdahile etmiş. Polisler, hak seslerini duyurmak için Çin’e karşı sessizce eylem yapan Doğu Türkistanlıların tişörtlerini, sokak ortasında çıkarttırarak ters giydirmişler. Taksimde her türlü sapkın ve hatta Allahın lanetlediği eşcinsellerin bile protestolarına sesiz kalan polisin bu müdahilsi, akıl alır iş değil. Doğal olarak bu yüz kızartıcı olay Türkiye’yi kendine kardeş ve son kale olarak gören Uygur Türklerini çok üzdü. Bu olay bir şeyi daha tekrardan gün yüzüne çıkardı. Çin, her geçen gün Türkiye’deki etkisini arttırıyor.
Daha önceki yazılarda defalarca bu konuya değinmiştim. Ama bu yazıda da belirteyim. “Çin işkencesi” ifadesiyle adı tarihi zalim diye kazınan Çin, Türkiye’nin Doğu Türkistan’a destek olmasından çok rahatsız ve eline geçen her fırsatta Uygur Türklerine saldırıyor. Bunu da Türkiye’deki işbirlikçilerin eliyle yapıyor. Bunlar arasında siyasetçilerden tutun da medya ve hatta sanat dünyasından bile isimler var. Bu da yetmiyor, sosyal medyadan da saldırıya geçiyorlar. Çin istihbaratı son dönemlerde takipçi sayısı fazla olan sosyal medya sayfalarını satın alarak, Doğu Türkistan hakkında Çin’i destekleyecek propagandalar yayınlıyorlar. Dikkat edin, ne zaman Türkiye gündemine Doğu Türkistan gelse, aynı yerden düğmeye basılmış gibi bu odaklar harekete geçiyor ve Çin’in propagandasını yapıyorlar. Bu adamların en büyük düşmanı da Çinlilerin gerçek yüzünü anlatan Doğu Türkistanlılardır. O yüzden hedefe Uygur Türklerini koyuyorlar. Son yaşanan olayın da bundan bağımsız olmadığını düşünüyorum.
Türkiye şunu bilmelidir ki, eğer, Doğu Türkistan’dan Türk izi silinirse bunun vebali ağır olur. Doğu Türkistan bizim kök hücremizdir. Türkün genetik kodu Doğu Türkistan’dadır. Türk Dünyasının ilk sözlüğü sayılan “Divanu Lugati't-Türk”, Doğu Türkistan’da, bir Uygur Türkü olan Kaşgarlı Mahmut tarafından yazıldı. Yine bir Uygur Türkü Yusuf Has Hacib’in yazdığı “Kutadgu Bilig”, Doğu Türkistan’dan dünyaya yayıldı. Aynı şekilde, ilk Müslüman Türk Devleti olan Karahanlılar da bir Uygur devletiydi.
Sonuç olarak, bu yazımı özde Türkiye’ye olsa da, çağrım tüm Türk ve İslam Dünyasınadır. Orada bizim kardeşimiz, tarihimiz, kültürümüz, dinimiz, ırkımız katledilirken bu katliama sessiz kalmayalım. Bu bizim hem milli, hem dini, hem de insani görevimizdir. Yarın bunun hesabını ahrette veremeyiz. İşimizi ahirete bırakmamak için şimdiden harekete geçmeliyiz. Aksi halde her şey için çok geç olacak…