Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önemli açıklamalar yaptı.
Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Hedefimiz Antalya'da ve Türkiye'de seçim kampanyasını yürütmek. Antalya'da Cumhur İttifakı ve AK Parti'ye daha fazla milletvekili kazandırmak için çalışmak. Bugüne kadar hiç bakanlıkla ilgili hesap yapmadım. Ben partinin kurucularından birisiyim. 2013 25 Aralık tarihinde AB Bakanı olarak göreve geldim. 13 sene içinde bakanlık veya başka bir pozisyon için ne ima ettim, ne talep ettim ne de olmadım diye sitem ettim. Verilen her görevi layıkıyla yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiri oldu, 4 arkadaşımızı Kabine'de görevlendirdi. Daha sonra 3 arkadaşımız daha geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız inşallah yine seçilecektir. Kendisinin takdiridir, elbette kendi kabinesinde istediği arkadaşlarımıza görev verecektir.
"ANKETLERE BAKTIĞIMIZDA ANTALYA'DA İYİYİZ"
Geçen seçim Millet İttifakı bizden 2 puan öndeydi. Bu dönemde anketlere baktığımızda çok daha iyi durumdayız. Antalya'da şu anda durumumuz çok şükür iyi. Antalya'da siyasi nezaket vardır. Ben onu İzmir'de de gördüm. Bizim orada herkes birbirine saygı duyar. İlk dönemde bir iki milletvekilinin gerginlik yarattığını gördük. Sayın Baykal sağ iken de her zaman hiçbirimize karşı kırıcı olmadık. Elbette siyasetin gereği birbirimizi eleştirdik. Belediyeyi eleştiriyoruz. Belediye başkanları arasında da Antalya'da bir nezaket vardır. Meclis'te de birlik beraberlik bakımından Antalya hep örnek gösterilir. Önyargılı olmamak lazım. Bir keresinde İzmir, Karşıyaka'da Atatürk Caddesi var. Basının bir kısmı orada gerginlik olur dedi. 'Gidelim' dedi. Caddeye girdik, CHP'liler 'Hoşgeldiniz Mevlüt Bey, neredeydiniz siz?' demişti. CHP'li belediyeyi de ziyaret ettik. Nezaketle karşıladılar. Neticede hepimiz farklı partilerdeyiz. Ama hepimizin istikameti aynı olmalıdır. Vatan, millet için siyaset yapıyoruz. Herkesin görüşüne saygı duymak lazım. Siyaset de bir yarıştır. Nezaket için de o yarışı devam ettirmek gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız depremden sonra gürültüsüz seçim yapalım demişti.
"HALKIMIZ İLK TURDA İŞİ BİTİRECEK"
Halkımızın oyunu ipotek altına almayalım. Anketlere göre konuşuyoruz, öyle görünüyor ki, halkımız ilk turda işi bitirecek. Ülkenin şu anda seçim atmosferinden bir an önce çıkması lazım. Biz sürekli anket yaptırıyoruz. İnsanlar dik duruşa önem veriyor. Herhangi bir yerde ülkenin haklarını iyi savunduğumuz zaman CHP'lisi de vatansever herkes olumlu tepki gösteriyor. Son zamanlarda dış politikadın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki dış politikanın daha fazla beğenildiğini görüyoruz. Diğer tüm partilerin de önemli bölümü dış politikamızla ilgili görüşü olumlu. Anketlere sık sık bakıyoruz. Dış politikanın şu anda tercihte olumlu bir etkisi var. Halkımızın normalleşme sürecine ciddi bir desteği var. Diplomaside, uluslararası ilişkilerde sürekli dostluğun, sürekli düşmanlığın olmaması lazım. Diyaloğun kopmaması önemli. Türkiye'nin sergilediği özellikle Ukrayna savaşı, Türk dünyasında Cumhurbaşkanımızın oynadığı rol. Herkesin imrendiği denge politikası, arabuluculuk, kolaylaştıcılık rolümüz, Tahıl Anlaşması, bizi seven ve sevmeyen tarafından herkes tarafından takdirle karşılanıyor. Kardeş ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesi can Azerbaycan başta olmak üzere. Dünyanın her yerinde arabaluculuk konusunda marka ülke olmamız. Depremde gördük ki Afrika ülkeleri bile bize yardım için yarıştı.
"RUSYA VE UKRAYNA İLE KONUŞAN BİZDEN BAŞKA ÜLKE YOK"
Ekonomi politikalarımızın başarısı. İhracatımızın artması. Halkımız dış politikayı ve dış politika adımlarını çok yakından takip ediyor. Bu son zamanlarda bazı ülkelerde ilişkilerimizi normalleştirdiğimiz için değil genel anlamda izlediğimiz dış politika. Mesela Rusya-Ukrayna arasında taraf tutmamamız. Bugün NATO üyeleri arasında her iki taraf arasında bizden başka konuşan var mı? Şimdi muhalefet biz iktidara gelirsek taraf tutacağız diyor. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Ukrayna ile kimlikle seyahati başlattıktan sonra en az yüzde 60 oranında turist sayısı artıyordu. Savaştan sonra azaldı. Savaştan sonra ülkemize Rusya ve Ukrayna'dan gelen oldu. Bunun kiralar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu görüyoruz. Vatandaşımızın beklentisi kira artışlarında düzenleme yapılarak bunun sınırlandırılması. Tabii bu arz talep dengesi ayrı bir şey. Yaklaşık 1 milyon eve şu anda girilemiyor. Vatandaşlarımız üst limit getirilsin diyor. Gerçekten bazı yerlerde sadece Antalya'da değil fiyatların arttığını gördük. Afyon'da daha makul olduğunu görüyoruz. Birçok yerde arttı maalesef.
"YURT DIŞI OYLARDA AÇIK ARA ÖNDEYİZ"
Yurt dışında yaklaşık 3 milyon civarında seçmen var. Vatandaşlarımızın daha önceki arzusu Türkiye'nin yönetimine hak sahibi olmak; yani oy kullanabilmekti. Bu sanırım 6. seçim olacak. Her seçimde vatandaşlarımızın kullandığı oy sayısı artıyor. Yüzde 50'nin üstüne çıktı en son. Cumhur İttifakı açısından lehimize. Vatandaşlarımız yapılan hizmetlerden çok memnun. Bir de kıyaslama imkanı oluyor. Yurt dışındaki vatandaşlarımız 20 sene önceki Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin farkını görüyor. Bundan gurur duyuyor. Türkiye'nin ezik durmaması oradaki vatandaşlarımızın gururunu okşuyor. Eskiden vatandaş ehliyetini alabilmek için Türkiye'ye geliyordu. Avusturalya'dan buraya geliyordu. Artık yerinde alabiliyor. İşleri kolaylaştırdık, 7/24 saat konsolosluk hizmeti veriyoruz. Yapay zeka ile hizmet veriyoruz. Araçlarla gelen var. Bu araçların kalma süresi eskiden daha kısaydı. Cep telefonlarıyla da öyle. Biz vatandaşlarımızın taleplerini her zaman dikkate aldık. Onları orada yalnız hissettirmemiz lazım. Yurt dışında seçmen bakımından Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak açık ara öndeyiz. Yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili elektronik oya geçilmesinde fayda var diye düşünüyorum. Bu benim şahsi kanaatim ve temennim. Buna siyasi partilerin YSK ile birlikte karar vermesi gerekiyor.
KILIÇDAROĞLU'NUN BÜYÜKELÇİYLE GÖRÜŞMESİ
Diplomaside gelenekler, teamüller vardır. Bu büyükelçi ve bizim düzeyimizde de geçerlidir. Uluslararası örgütler düzeyinde de. Bir ülke seçim atmosferine girdiği zaman mecburi olmadığı sürece o ülkeye ziyarette de bulunulmaz. Yanlış anlaşılır diye. Büyükelçi tabii ki herkesle görüşür. Seçim ortamında bir büyükelçinin seçici bir şekilde bir adayla görüşmesi doğru değildir. Açık bir şekilde taraf tutan ülkelerin olduğu ortamda büyükelçilerin çok dikkat etmesi lazım. Bazen bize başvuruyorlar görüşmek istedikleri zaman. Ama burada böyle bir durum da yok, bize sorulmamış, bu görüşmeyle ilgili bize bir şey söylenmedi. Kimle görüşürse o bizim bakanlıktan da izin, görüş alması gerekiyor. Bir belediye başkanı da görüşmeden önce. Kanunlar, kurallar onu söylüyor. Bir görüşümüzü sorması lazım, iki o görüşmenin içeriği hakkında bilgi vermesi lazım. Maalesef mütekabiliyet kurallarını da bu düzensizlikten dolayı tam olarak uygulayamıyoruz. Kendilerine yönelik eleştiriler olmaması bakımından şeffaf yürütülmesi gerekiyor. Bizim büyükelçilerimiz de görüşür, merkeze rapor yazar ama seçim zamanında buna özen gösterilir. Seçim zamanında bir partiyi tuttuğunu göstermemek lazım. İçinden tutabilirsin, ben ona karışamam, bilemem de. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hassasiyete dikkat ediyor. Biden, sayın Cumhurbaşkanımızı ABD'ye davet etti. Cumhurbaşkanımız 'seçim bitsin sonra geliriz' dedi.
"TARAF TUTAN AKPM MİLLETVEKİLİNİ ÜLKEYE ALMAYACAĞIZ"
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nden gelip HDP'ye kampanyasına katıldı. Daha sonra gelmek istedi biz almadık. Şimdi AKPM'de Ukrayna asıllı Alman milletvekili listeye konmuş. Şimdi onu almayacağız; çünkü açıkça taraf tutuyor. Değiştirirlerse değiştirirler, değiştirmezlerse almayacağız. Gelip de Türkiyenin iç işlerine karışmak olmaz. Şu ana Ankara Büyükşehir Belediyesi ile bir büyükelçi görüşmek istediği zaman hayhay diyoruz. Yurt dışına gitmek istediklerinde yardımcı oluyoruz. Kimseye görüşmeyin demeyiz, bunun kanunlar içinde, şeffaf olması lazım.
"AB VİZE SERBESTİSİYLE İLGİLİ KILIÇDAROĞLU'NA SÖZ MÜ VERDİ?"
Sayın Kılıçdaroğlu'nun vaatlerini takip ediyorum. Biz de 'bekara boşanmak kolay' derler. Sürekli yapamayacağı şeyleri vaat ettiğini görüyorum. Vize serbestisi konusunda kimin karar alması lazım? AB'nin karar alması lazım. Biz 5 diyoruz onlar 6 kriter kaldı diyor. Sonuçta AB karar verecek. 3 ay içinde AB vize serbestiyetiyle ilgili söz mü verdi? Bunu bilmek lazım. Sayın Kılıçdaroğlu terörle mücadelede nasıl bir kanun çıkartacakmış? Kanun hükmü kararname ile işten atılanları çıkaracağız diyor. Şimdi KHK ile atılan FETÖ'cü var. Demokrasi, özgürlükler, insan hakları hepimiz için önceliktir. Darbe girişiminden sonra bile OHAL'de bile azami dikkat etmişizdir. AB müzakere sürecinde en zor fasıllar 23 ve 24. İnsan hakları, özgürlük ve adaletle ilgili. Bize bildirmemelerine rağmen Türkiye bu iki faslın açılış kriterlerini gerçekleştirmiştir. Ama açmadılar. Son birkaç yıldır vize serbestisiyle ilgili diyaloğu başlatalım diyoruz. Atılacak adımlar belli. Terörle Mücadele Kanunu'nda nasıl bir değişiklik yapacak da bunu elde edecekmiş? AB isterse bu kararı alır. AB siyasi karar alıyorsa onu da bilelim. Bu konularda nasıl bir değişiklik yapacak sayın Kılıçdaroğlu? Esas konu terörle mücadele.
"ADIM ATIYORUZ, AB DE SÖZLERİNİ YERİNE GETİRMELİDİR"
Vize serbestisi bizim önceliklerimizden bir tanesi olmaya devam edecek. Biz AB'yle müzakereye devam etmek istiyoruz. AB'nin de buna samimi olarak yanaşması lazım. Biz bu doğrultuda adım atmaya devam edeceğiz. Hatta vize serbestisini yerine getirmedikleri için Geri Kabul Anlaşması'nı askıya aldık. Türkiye'nin dış politika önceliği ekonomi diplomasisi. Bunun içinde sağlık turizmi, ticaret ve ihracat. İkincisi Afrika açılımı. Latin Amerika'dan sonra ekonominin merkez gücü Asya'ya kaydığı için yeniden Asya dedik. Eskiden Afrika'da yoktuk. Toplamda 12 büyükelçiliğimiz vardı, şu anda 44. Her ülkeyle binden fazla eylem unsuru üzerinde çalışıyoruz. Ağırlıklı ekonomi tabii ki. Bu açılımlarımız devam edecek. Türk Devletleri Teşkilatı'nı küresel bir aktör yapmamız lazım. D-8'i D-20 yapmamız lazım. Şimdi Azerbaycan da başvurdu. Bizim kurucusu olduğumuz, önemli aktör olduğumuz tüm bölgesel örgütleri küresel aktör hale getireceğiz.
"TAHIL ANLAŞMASIYLA DÜNYADAKİ HER HANEYE KATKI SAĞLADIK"
Önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ile biraraya gelmekte hemfikiriz. AB'den hiç bir zaman vazgeçmedik ama AB bizi oyalıyor. AB'deki rolümüzü arttıracaız. Latin Amerika ve ABD ile ilişkilerimizi geliştirmek önceliklerimiz olacak. Bir Tahıl Anlaşması'yla dünyadaki her haneye biz katkı sağladık. Dünyada ciddi bir güç paylaşımı, yarış var. Çok taraflılık ve sistemin yetersizliğinden dolayı yeni güçler ortaya çıkıyor. Türkiye bu güç paylaşımı içinde çok sağlam bir yerde olması lazım. Tabii ki Türkiye'nin istikrarı, demokratikleşmesi, reform yapmasıyla orantılıdır. Daha fazla reform, daha fazla insan hakları, daha fazla demokrasi. Yenilikler var, beklenti ve talepler de değişiyor. Bizim bu değişimi çok iyi yönetmemiz lazım. Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda Türk diplomasisinin de yüzyılı olacak. Bu dengeli politikalarla olur, birilerine yaranacağız diye onların güdümüne girmekle olmaz. Özellikle savunma sanayi konusunda 4,5 milyar dolarlık ihracatı 10, 20 katına çıkarmak için çalışıyoruz.
MISIR DIŞİŞLERİ BAKANI ŞÜKRİ İLE GÖRÜŞME
Çok iyi bir görüşme geçti. Semih Şükri ile son 3 görüşmemizin hepsi aynı sıcaklıkta; hatta artan sıcaklıkta geçti. Adana'ya geldi. Mersin'e gittik. Benim ziyaretim de çok iyi geçti. Çeşitli platformlarda özellikle BM marjında her sene görüşüyorduk. Cumhurbaşkanlarımızın Katar'da görüşmelerinden sonra hızlı bir ivme yakaladık. Ticaret ve ekonomi komisyonunun kurulması, ortak ticaret odasının kurulması, ticaret bakanları da Türkiye'ye gelecek. Uluslararası örgütler nezdinde birbirimize destek olacağız. Adaylıklarımızı destekleyeceğiz. Libya'yı seçime götürecek bir yol haritasında mutabık kaldık mesela. Her iki tarafla görüşüyoruz. Tam tersine Libya'yı birleştirmeye çalışıyoruz. Ortak bir tabur kurma projesi var. Askeri birlik. Bu önemli bir adım. Esas seçimle ülke birleşebilir. Şu anda bana göre iki önemli aktör Mısır ve Türkiye. Tabii Cezayir, Katar, BAE de önemli. Rusya ilgi göstermese de orada bir aktör. Türkiye ile Mısır'ın işbirliği yapması, aynı amaçla beraber çalışması Libya'nın yararınadır. Filistin meselesi mesela. Sadece Ramazan ayında İsrail'in pervasızca saldırılarının durması bakımından değil. Filistinli kardeşlerimizin ev, arazi, topraklarının gasp edilmesiyle ilgili birçok sorun var. Mısır İslam dünyası, Filistin, Akdeniz, Ortadoğu, Afrika için önemli bir ülke diyorduk. Şimdi beraber çalıştığımızda bunun olumlu etkileri olacaktır.
"BATILILAR CUMHURBAŞKANIMIZIN KAZANACAĞINI SATIN ALDILAR"
Deniz yetki alanları konusuna bugün girmedik. Şimdi ilişkileri canlandırmak için atacağımız adımlara odaklanıyoruz. Liderler zirvesinin hazırlıklarını yapıyoruz. Bizde seçim atmosferi başladı. Herhalde seçimden sonra olur. Şu anda herkes Cumhurbaşkanımızın seçimi kazanacağımızı düşünüyor. Özellikle Batılılar bunu satın aldı, sık sık anket yaptırıyorlar. Deniz yetki alanlarını zaten biz belirledik. Bu her zaman tartışmalı bir konudur. Dünyanın her yerinde. Özellikle hakça paylaşım bakımından önemli. Bizim yaptığımız çalışmalara göre böyle bir işbirliğine gittiği zaman Mısır daha kârlı çıkacaktır. Mısır'ın bizim deniz yetki alanlarımıza olan saygısının her zaman olduğunu gördük. En son Yunanistan'la hızlıca yaptığı anlaşmada gördük ki, Mısır özellikle bizim deniz yetki alanlarımızın içine girmemiş. Bu saygının göstergesi. İleride enerji konularında diğer konularda otururuz. Sayın Cumhurbaşkanımız hakça paylaşım için Doğu Akdeniz Konferansı çağrısı var. Biz Kıbrıs'ta da hakça paylaşımı savunuyoruz. Bölgede güven arttıkça, ilişkiler geliştikçe farklı alanlarda işbirliği olacaktır.
"CUMHURBAŞKANLARININ GÖRÜŞMESİ FAZLA GECİKMEZ"
Henüz nerede görüşeceği konusunda bir karar yok. Doha'daki görüşmede önce Dışişleri Bakanları görüşsün daha sonra biz liderler düzeyinde bir araya gelelim denmişti, mutabık kalınmıştı. Bence çok gecikmez ama Cumhurbaşkanları adına şu tarihte olur demek yanlış olur. TRT, AA ile ilgili bir mutabakat zaptını önerdik. TİKA'nın tekrar Mısır'a dönmesini teklif ettik. Olumsuz bir şey söylemediler. Yunus Emre Kültür Merkezi Kahire'de devam ediyor. İlişkilerin sadece ekonomik boyutunu konuşmadık. Tarihi, kültürel bağlarımız var. İletişim, kültür, turizm konusunda işbirliği alanlarını konuştuk.
"SAYIN ŞÜKRİ TOGG'U ÇOK BEĞENDİ"
Çok beğendi. Yolda beraber gittik. Bakanlıktan konuta kadar. Ben kullandım. Çok rahat, konforlu olduğunu söyledi. Zaten hiç ses çıkmıyor araçtan. Sonra yemekte konuştuk. Yarın ihracata başladığımız zaman Mısır'ın çok ilgi duyabileceğini çalışma arkadaşları ve Ankara maslahatgüzarı da söyledi. Askeri işbirliği konusu onların Askeri Akademisi'nin ziyareti vardı. Onun gerçekleşmesi konusunu konuştuk. İlişkiler ilerledikçe her alanda işbirliği yapılabilir. İnşaat sektörünü vesaireyi de konuştuk.
"MAYIS'TA SURİYE'DE DIŞİŞLERİ BAKANLARI DÜZEYİNDE TOPLANTI OLABİLİR"
Suriye rejimi başından beri 'Türkiye topraklarından çıksın' diyor. Ama topraklarında hakimiyetinin olmadığı bir gerçek. PKK/YPG terör örgütü burada hakimiyet sürüyor. DEAŞ'in hakimiyet sürdüğünü hatırlıyorsunuz. Biz temizledik. Suriye'nin toprak bütünlüğünü en güçlü şekilde destekliyoruz. Herhangi ön şartın olmadığını söyledik. Siyasi süreci canlandırmak istiyoruz. Başka olasılık kalmadı. Astana sürecinde rejim ve muhalefet var. Sonuçta Anayasa Komisyonu'nda da netice alınamadı. BM Güvenlik Konseyi 2254 kararı çerçevesinde siyasi süreci canlandırmak lazım. Bizden Suriye'ye zarar gelmez. YPG/PKK Suriye'yi bölmek istiyro. Suriyeli göçmenlerinin güvenli şekilde dönmesini sağlamak. Sadece bizim kontrol ettiğmiiz güvenli bölgelerden değil, rejimin kontrol ettiği yerlerden gerdi. Buralarda da rejimle angajmana girip çalışmak lazım. Bakan yardımcıları düzeyinde toplantı oldu. İstihbarat ve savunma bakanları düzeyinde oldu. Mayıs'ın başında dışişleri bakanları nezdinde görüşme olabileceğini Rusya söyledi bize. Mayıs'ın başında böyle bir görüşmenin olabileceğini söylediler, bazı tarih önerilerinde bulundular. Tarihi netleşince o toplantıyı gidip gerçekleştireceğiz.
"GÖRÜŞME İÇİN 'ASKERLERİ ÇEKİN' ŞARTINI KABUL ETMİYORUZ"
Tarihler örtüşmedi. İran ben de dahil olayım dedi. Daha sonra bakan yardımcılar ıhazırlasın dedik. Ancak uygun zamanda gerçekleşti. Herkes düşüncesini açıkça söyledi. Bu iletişimin devamı konusunda hemfikir kalındı. Biz geçmişi unuttuk, sen adım atma gel aramıza derse ülkeler, siyasi süreçle ilgili rejimin adım atma olasılığı çok daha azalır. Rejim siyasi çözümü tercih etmedi; askeri çözümden yana oldu. Bunun o kadar kolay olmayacağını herkes görüyor. Neticede muhalefetin de eğitilmiş gücü var. BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde siyasi sürecin netice getirebilmesi için Suriye rejiminin atması gereken adımlar var. Karşılığında adıma adım projesi var. Arap ülkeleri içinde ilişkileri normalleştirelim diyenler de var, rejim adım atmadan tam normalleşme ya da üyelik olmasın diyenler de var. Rejimle başlayan angajman netice getirirse iyi. Bizim de arzumuz bu. Kalıcı statükoyla ilgili herhangi bir şey yapamayız. Biraz da bizim angajmanımız bazı ülkelerle rejimin diyaloğunu hızlandırmış gibi. Görüşmek için askeri çekin şartını kabul etmiyoruz. Biz çıkınca bize yönelik tehditler oluşacak. Adana Mutabakatı'nı yeniden güncelleyecek miyiz? Adana Mutabakatı'na göre Suriye tüm tehditleri bertaraf edecekti. Toprak bütünlüğüne saygı gösterdiğimizi her seferinde hatırlatıyoruz. O konuda şüphelerin olmaması gerektiğini söylüyoruz.
"SURİYE İLE GÖRÜŞMEMİZ ABD'NİN PEK HOŞUNA GİTMEDİ"
Şu ana kadar İran için yıkıcı diyemem. Tabii Rusya'nın inisiyatifiydi bu. İran'ın bundan sonraki süreçte yapacağı katkı önemli. ABD'nin Suriye ile görüşmemiz pek hoşuna gitmedi. Bizim işbirliği yapmamız PKK/PYD'ye yönelik bir tehdit oluşturacak. Kimyasal silah kullandığı zaman kırmızı çizgimiz dediniz, sonra adım atmadınız. Suriye politikasından çekildiniz. Ajandanız sadece PKK/YPG'yi desteklemek ve Suriye'yi bölmek oldu ajandanız. Biz onun bunun hoşuna gidecek gitmeyecek kaygısıyla hareket etmiyoruz. İdlib konusunda statüko devam ediyor. Burada yerinden edilmiş insanlar için yaptığımız briket evler var. İdlib aynı şekilde Fırat Kalkanı bölgesi, diğer Suriye'nin kuzey doğusu, Barış Pınarı için geçerli bir durum. Suriye'de yol haritası üzerinde hep beraber çalışmamız lazım. Başka ülkeler varsa, Körfez, Arap ülkeler varsa, işte Mısır dahil herkesin katkısına, AB'nin katkısına hazırız biz.
"TALABANİ'NİN PARTİSİ PKK'NIN KONTROLÜNE GEÇTİ"
Büyükelçilerin ne zaman gideceğini önümüzdeki günlerde ortak bir açıklama ile duyuracağız. Süleymaniye hava sahasıyla ilgili gelişme yok. Çünkü PKK'nın orada varlığı var. Talabani'nin partisinin tamamen PKK'nın kontrolüne geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Havaalanına da nüfuz etmişler. Hava sahasının kontrolü de ABD'nin elinde. ABD'nin herşeyden haberi var. Sadece Suriye'de değil o bölgede de görüyoruz PKK/PYD angajmanını. Böyle durumda bizim uçaklarımızın kullanılması doğru olmaz. O havaalanından kalkan uçağın hava sahamıza girmesine izin vermeyiz. PKK ile mücadelede somut adım atabilirlerse, buranın güvenliğiyle ilgili bizi ikna ederlerse ancak değerlendirebiliriz. İran'ın orada KYB ile işbirliği devam ediyor. En son İran Dışişleri Bakanı geldiği zaman Sincar operasyonu gerekse Suriye'de PKK/YPD operasyonu çifte standarta girmeden mücadeleyi konuştuk ve mesajları verdi.
"PKK SİNCAR'DA YUVALANDI"
Kalkınma Projesi diğer adıyla Kuru Kanal. İran üzerinden Türkiye'ye gelmesi. Türkiye'den de gidebilmesi. Burada yeni sınır kapısının açılması demektir. Basra'dan bizim sınırımıza gelecek sadece Batı'ya gitmeyecek, Doğu, Hazar Geçişi, Doğu-Batı koridorunu güçlendirme, enerji nakil hatları, ticaret, kara, demiryolları olarak güçlendirme konusunda adımlarımız var. Biz Doğu Batı Orta koridorunu canlandırıyoruz. Irak üzerinden gerçekleşecek projelerle Kuzey Güney hattını bağlayacağız. Türkiye ticaret konusunda Irak'la birlikte önemli merkez olacaktır. Körfez ülkeleri de destek veriyor buna. Çok stratejik bir yol bu. Hem Katar ve BAE ile karayolu taşımacılığı anlaşmalarını da imzaladık. Güvenliğini hep beraber sağlayacağız. Irak'a destek vereceğiz. Irak'ın herşeyden önce PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmesi ve mücadele etmesi gerekiyor. PKK ile mücadele konusunda önemli sınav Bağdat ile Erbil'in imzaladığı Sincar Anlaşması'dır. PKK Sincar'da da yuvalandı orada Ezidiler'e işkence yapıyorlar.
"YUNANİSTAN'LA SOMUT ADIMLAR ATMAMIZ LAZIM"
Yunanistan'la depremden sonra sakinleştik. Ama naif olmamak lazım. Bu atmosferi iyi değerlendirip seçimden sonra istişari mekanizmayı canlandırıp nasıl çözeceğimizi konuşup somut adımlar atmak lazım. Birbirine girmiş birçok anlaşmazlık konuları var. Bunlar çözülmezse gerginlik her an başlayabilir maalesef. Her zaman diyalog ve diplomasiyle bu konuları görüşmeyi hazırız.
"İSVEÇ'E VERDİĞİMİZ MUHTIRA AÇIK VE NET"
PKK'nın orada terör propagandası devam ediyor. Somut adım atmadılar. Engelleyici adım atmadılar. Kanun değiştirdiler, olumlu açıklamalar yaptılar, bazı soruşturmalar başlattılar. PKK'nın finansmanı devam ediyor, oradan insan devşiriyorlar, PKK propagandası devam ediyor. Bizim iadesini istediğimiz kişiler var, somut adım atmadılar. Bu muhtıra açık, net. Önümüze koyalım, hangi adımları attıklarını bize söylesinler. NATO'da daimi komite toplantısında İbrahim Bey yüzlerine açıkça söylediler. Ben de açıkça söyledim. İşte biz yaptık, kararlıyız vs. diyorlar. Terörle mücadele 1 Haziran'da yürürlüğe girecek. Göreceğiz.
"FRANSA KANUNLARINA GÖRE SUÇ"
Fransa'da PKK terör listesinde, AB'de terör listesinde. Nasıl oluyor da iktidar milletvekilleri veya herhangi bir milletvekili terör örgütü mensuplarıyla görüşüyor. Bu Fransa kanunlarına göre de suç. Avrupalılar işlerine geldiği gibi yorumlarlar her şeyi.
ABD VE F-16'LAR
Kongreye takılma yok, henüz gayriresmi bildiri yaptı ama resmi bildirimi yapmadı. Eskisine göre kongrede daha ılıman bir havanın olduğunu söylüyorlar. Çaba sarfediyorlar. Ama henüz daha ABD yönetimi resmi olarak kongreye bildirimde bulunmadı. Kongrenin tutumunu elbette her siyasetçi dikkate alır. Ama Biden yönetimi net bir tavır alırsa bunu da aşar. Biden'ın seçim zamanında tüm ekibine hiçbir yabancıyla seçim atmosferinde görüşmeyeceksiniz diye talimatı var. Ama aynı Biden'ın Ankara'daki büyükelçisi bir adayla görüşüyor. Bize F-16 konusunda kararlı olduklarını söylüyorlar. İsveç yükümlülüklerini yerine getirinceye kadar üye olamaz NATO'ya. Kategorik olarak bunların üyeliklerine HDP karşı. Üye olmaları için PKK'ya yönelik tedbir almaları demek. Meclis'te de sanırım aleyhte konuşma yaptılar.