Evet bu haftaki konumuz Diktatör ve yalan söyleme hastalığı mitomani üzerine olacaktır. Dikta etmek yani birine isteklerini zorla kabul ettirmek anlamına gelen bu terim diktatörlük teriminin kökenini oluşturmaktadır. Diktatörlük ise Mevcut kanunları çiğneyerek, örf ve adalet esaslarına aykırı olarak, devleti keyfine göre idare edilen yönetim biçimi, diktatör ise bütün bu siyasi yetkileri elinde toplamış zorba kimsedir. Diktatörün ülkesinde her aklına geleni yapamaz söyleyemez ve yaşayamazsın bu ülkede bunlar var mı yok, Mitomani ise kişi yalan söyler ve söylediğinin yalan olduğuna kendisinin dahi inanmama hastalığıdır. Buyurun başlayalım.
Uzun zamandır medya ve magazin dünyasında belli isimler kameralara karşı İngiltere’ye taşınacağım Amerika’ya taşınacağım gibi açıklamaları mutlaka duymuşsunuzdur. Bu tür açıklamalar mutlaka hükümete muhalif olan ve özellikle sosyalist görüşlü kişilerin hepsinin ortak söylemi olmuştur. Bunların hepsinin ortak özelliklerinin de Sayın Erdoğan’a muhalif olmaları ve yine hepsinin ortak söylemi ben bu ülkede yaşamak istemiyorum çünkü can güvenliğim yok, adalet yok edilmiş ve eksen kayması yaşayan bir Türkiye’de şeriatın getirilmesinden çok korkuyorum gibi ortak iması ve ortak hedefi olan belli cümleler kurulmuştur. Hemen hemen hepsi Türkiye diktatörlükle yönetiliyor veya kaçak saray da bulunan tek adam rejimi veya bir diğeri dikta yönetimi ile ülke diktatörlükle yönetilmektedir gibi söylemler Hayır taraflı muhalif partilerinin ortak söylemi olması da tesadüfi değildir. Ne tesadüf ama. Birileri Diktatörle nasıl mücadele edileceğini ana muhalefet liderine anlatmış ve inandırmış gibi görünüyor.
Son yıllarda Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a karşı geliştirilen Diktatör söylemlerini sıkça duymaktayız. Bunun yanında Erdoğan düşmanlarına sahip çıkan ana muhalefet bu sanatçıları özgürlükçü aydın veya kahraman ilan etmekten de geri durmamıştır. Bu tür yaklaşımlara Sayın Erdoğan 2015 yılında TOBB de bir konuşmasında “Tayyip Erdoğan diktatör olucak sen meydanlarda dolaşacaksın öylemi, diktatörün olduğu bir ülkede sen bunu yapamazsın ama bu tür yakıştırmalarla ülkenin huzurunu bozarsınız.” Diyerek eleştirdiği zamandan bugünlere kadar ana muhalefet partisi bu kelimeyi kullanmaktan hiç bıkmadan ara vermeden tekrarlamaktan vazgeçmedi ve hala da bu benzetmeyi yapmaktan da vazgeçmek niyetinde değil. Buna karşı tavır alan sanatçı da olsa ünlü de olsa Ana muhalefet liderinin eleştirilerine maruz kalmaktadır. Geçtiğimiz günler de bazı ünlü sanatçıların Afrin de mücadele eden Mehmetçiğe destek ve moral olması için Cumhurbaşkanımızın daveti ile Hatay’a gitmesini de hazmedemeyerek yine muhalifliğini gösterdi. Bu arada ama ana muhalefet lideri nasıl muhalefet olunur diye bir kitap yazsa herhalde kesin çok tutlur tavsiyem bu kitabı yazmaya bir an önce başlasın çünkü kitap kesin yok satar . Gelelim konumuza Partisinin grup toplantısında “ Bu ülkenin sanatçıları zalimin değil mazlumun yanında yer alır, diktatöre asla boyun eğmez, inancı ve kimliği ne olursa olsun kimseyi ötekileştirmez, ülkenin değer ve inançlarına saygı gösterir.” dinleyince ana muhalefet liderinin kendisi ile çeliştiğini göremeyecek kadar gözlerinin duygularının kör olduğunu toplumun tüm kesimleri görüyor . Ana muhalefet lideri teröriste insan diye değer verirken vatanı için can veren vatanı için mücadele eden Mehmetçiğe neden moral desteği vermek için bir ziyarette bulunmaz veya yüzde doksan sekizi Müslüman olan bu milletin örf ve adetlerine aykırı durum ve davranışlara meyl eder anlamakta zorlanıyoruz. Ünlü sanatçıları kendisi gibi düşünmedikleri için değil de sadece Erdoğan düşmanlığından dolayı kınadığını düşünüyorum, çünkü Mehmetçik hepimizin göz bebeğidir bunu unutmuş olması büyük bir düşmanlığın neticesidir. Kininden gerçekleri göremeyecek gözleri kör olmuş. Yada ana muhalefet liderine Erdoğanı yıkacak sloganın diktatör yakıştırması ile başarılabileceğini birileri söylemiş veya buna inandırmış olmalı ki sürekli böyle ithamlarla sonuç almaya çalışıyor ve Erdoğanın yanında kim yer alırsa onlara acımasızca saldırıyor. En son ünlü sanatçılara saldırmasını da başka nasıl izah edilebilir ki. Bu konuyu Sayın Erdoğan geçen günlerde anlatarak açıklık getirdi Mitomani yani yalan söyleme hastalığı. Ana muhalefet lideri Erdoğanın diktatör olduğu yalanına kendisi öyle inanmış ki artık her konuşmasında diktatör kelimesini defalarca zikretmekten vazgeçmeyen bir ana muhalefet lideri ve buna inanan destekçileri var ne diyelim Allah şifalar versin. Saygılarımla