Okullar… Sınavlar… Karneler…
Derken zaman da yanı başımızdan akıp gidiyor. Şöyle bir bakıyorum da ortaokul okuyan kardeşim düne kadar Takdir Belgesi alabiliyor muyum diye kaygıyla e-okula bakıp duruyordu.
Kardeşim kadar çok sevdiğim çocuklar YKS’de iyi bir başarı elde edebilmek için gece gündüz çalıştı.
Çünkü okudukları lise belliydi ve daha daha iyi bir üniversite hayalleri vardı.
Diğer taraftan kendi yaşıtım arkadaşlarım KPSS için dirsek çürüttü. Yürek çarpıntısı ile hala da çalışmaya devam ediyorlar. Sadece memur olabilmek için belli bir miktar maaşa çalışabilmek için, yine yine ve yine deniyorlar.
Ne kadar adaletli olduğu bile belli olmayan şu sınavlar ile ömrümüzü törpülüyoruz.
Sınavlar ülkesi olduk çıktık resmen.
Çoktan seçmeli bir hayat yaşıyoruz.
Üstelik önce liseye adım atmak için sonra üniversite diploması almak için çabalayıp sınavlara giriyoruz. En son mezun olup eve valizlerimizle dönerken eğitim sisteminin bize yaptığı şakayı birden görüveriyoruz.
Bunu yaşamamız için artık özellikle eğitim fakülteleri ve bölümlere insan yığmaktan vazgeçmek lazım belki de…
Etraf düşük puanlı bölümlere yığılan ve aslında hiçte istemediği bölümleri okuyan diplomalı insanlarla doldu. Sistem sistem deyip duruyoruz ama gerçekten artık bu sistem bu gençliğe yetmiyor. Eğitim öğretim sistemimizi bir şekilde geleceğe uygun hale getirmemiz gerekiyor. Ki biz artık ruhsuz bir yüzle sınava giren gencecik beyinleri görmeyelim.
2.5 milyon gençten bahsediyorum. Onlara haber kanalları ve açık oturumlarda genç değil aday diyoruz dikkatinizi çekerim. Hepsi kalplerinden geçenlerin olmasına aday. Peki, olur mu? Bu sistem hepsini mutlu eder mi?
Etmez!
Çünkü gençlerimizin büyük bir çoğunluğu yarışa ekonomik uçurumdan dolayı geride başlıyor zaten… Sorular en iyiye ulaşana göre hazırlandığı için muhtemelen yarış epey zorlu geçecek.
Velilerin de bir sınavı var elbette!
Çocuklarının iyi bir okul kazanması için mücadele eden veliler, ailevi masraflarının yanına bir de sınav ve okul ücretleri eklenince maddi açıdan zorlu bir sınava giriyor.
Şu durumda kim memnun oluyor. Kim istediğini alıyor tartışılır. Tek isteğim en güzel çağlarında iş bulamayacakları bir bölüm için kitaplarının üstünde uyuyan gençliği artık birinci derdimiz yapmak.
Bu ülkenin gençlere ihtiyacı var. Ricam şudur ki veliler ne karne ne sınav ne işsizlik yüzünden çocuklarına baskı yapmasın.
Sınav öncesi kocaman sarılın. Sistem mutlu edemiyorsa siz mutlu edin ki birini dahi düzene kurban etmeyelim.
İlerde; “Annem babam kazandığım için mutlu olsun diye bu bölümü okuyorum” demesinler.