Aslında bugün hem yerel siyasete hem de ulusal siyasete dair bazı bilgiler verecektim ama gündem nedeniyle bu yazımı ilerleyen günlere bırakmaya karar verdim.
Geçtiğimiz gün bütün İslam alemini derinden yaralayan alçakça bir saldırı gerçekleşti.
Danimarkalı ırkçı parti lideri Rasmus Paludan, İsveç hükümetinden aldığı izinle Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’ân-ı Kerim yaktı.
Avrupa’daki İslâm düşmanlığı, bu son saldırıyla birlikte hezeyan boyutuna ulaşarak Türkiye’nin kapısına dayandı.
Bu alçak saldırıya karşı ne yazık ki İsveç makamları kılını bile kıpırdatmadı.
Türkiye'ye karşı nefret dolu provokasyonları önlemek için daha önce de başarısız bir sınav veren İsveç, bu alçaklığa da göz yumdu.
İsveç’in başkenti Stockholm’de Cumhurbaşkanımızı hedef alan alçak teşebbüsten kısa bir süre sonra Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik düzenlenen bu aşağılık bir tertip, sadece Türkiye’de değil, İslam aleminde de infiale neden oldu, sabırları taşırdı.
Türkiye ile birlikte; Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistan gibi ülkeler tepkilerini ortaya koydu.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MHP Lideri Devlet Bahçeli en sert tepkiyi veren isimlerin başında geliyordu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise, savaşta bile olsa, hangi inançtan olursa olsun çocuklara, kadınlara, mabetlere, din adamına, elinde silah olmayan insanlara ve kutsal kabul edilen kitaplara dokunulamayacağını hatırlatarak tüm Müslümanları sabah namazına davet ederek, Türkiye’deki 90 bin camide Kur’an tilaveti okunması çağrısı yaptı.
İsveç’teki Müslümanlar ayağa kalkarken, Türkiye’de de İsveç Büyükelçiliği ve İsveç Başkonsolosluğu önünde eylemler yapıldı.
Tepkilerin ardından İsveç Başbakanı Kristersson skandala ilişkin yaptığı açıklamada, “İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır. Ancak her yasal olan şey, yakışık değildir. Birçokları için kutsal olan kitapları yakmak son derece saygısız bir davranıştır. Stockholm'de yaşananlardan rahatsız olan tüm Müslümanlara sempatimi iletiyorum” dedi.
Kristersson’un bu açıklamaları tabi ki yapılan alçaklığın üstünü örtmeye yetmedi. Avrupa’daki Müslümanlar üzerlerine düşeni yapmaya devam ediyor.
Bir pisliğin ortaya koyduğu alçaklığın özeti şimdilik bu şekilde.
Bizim en kutsalımıza zarar verdiğini zanneden şerefsiz, haysiyetsiz Rasmus Paludan’in yaptığı yanına kalmaz, kalmayacakta! Şerefli Müslümanlar bu alçağa hak ettiği cevabı verecektir zaten. Müslümanlardan önce, Allah belasını zaten verecektir. Hem de çok yakın zamanda.
Ne yaparlarsa yapsınlar, Allah nurunu tamamlayacaktır. Gözümüzün nuru Kur’an-ı Kerim’e yapılan bu alçak saldırıyı lanetliyorum.
SEÇİMLER YAKLAŞTIKÇA ALÇAKLIĞIN BOYUTU ARTIYOR
Son zamanlarda ülkemize Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden yapılan alçak saldırılar dikkat çekici boyutlara ulaştı. Buna saldırıların son halkasına dinimizi de alet ettiler.
Tüm batı ülkelerinin gözünü kırpmadan takip ettiği 2023 seçimleri yaklaştıkça, azgınlığın boyutları daha yukarı seviyelere taşınıyor.
Cumhuriyet'in 100’üncü yılının taçlanacağı tarihi gün yaklaştıkça, iç ve dış menşeli hain provokasyonların dozajı hızla yükseliyor.
Bu saldırılar karşısında ülkesinin yanında yer almak yerine hala batının dümen suyunda rota belirleyenler zaten kamuoyunun malumu.
Bu isimlerden birisi de geçtiğimiz gün güya Batıya akıl veriyor.
Neymiş efendim; son günlerde yurtdışı kaynaklı, Türkiye’ye ve iktidara yönelik aleyhte eleştirileri takip ediyormuş da, her seçim öncesi, dozu yüksek bu çıkışların toplumumuzu rahatsız ettiği gibi fayda sağladığı kişi ve kurumlar da belliymiş…
İşte Batı ülkeleri ve alçak İslam düşmanları bu kafadan buldukları cesaretle alçaklaşıyor, çamurlaşıyor.
Dik durun bir kere de be!