Elle tutulamayan varlığın, ele/başkasına hizmet edeceği günlerin hazırlığı yapılıyor, diye düşünüyorum.
Kastettiğim dijital paradır. Nakitsiz bir toplum oluşturarak takatsiz bir sistemin temelleri atılmaktadır ve köleliğin ayak seslerini duymamak mümkün değildir.
Milli dijital para hazırlığını Merkez Bankası tamamlamak üzereymiş. Şunu en baştan ifade edeyim ki; Türk Milletinin en son eksiği dijital paradır ve dijital para, Türk Milletini eksiltmek için kurulmuş bir tuzaktır. Ve bu tuzak çok uzak değildir.
Nakitsiz toplum, metaya hükmedebilen bir toplum olmaktan çıkacak ve metaverseye, kurgusal bir sisteme hizmet eden köleler yığınına dönecektir.
Nakit parası olmayan toplum istediğini satın alamayacak, istediğine para veremeyecek, istediğini üretemeyecek, sayılardan ibaret bir servet ile zindanda yerinin genişliğine sevinen heyulalara dönecektir.
‘Ne karamsar bir tablo, biz zaten dijital para niteliğindeki kredi kartlarını kullanmıyor muyuz?’ demeyin lütfen. Nakit para ile birlikte kullanılan kredi kartı, çeşitli açılardan kolaylık, çeşitli açılardan da tuzaktır fakat nakit para ile birlikte kullanıldığı için reddedilmemiştir. Dijital para, nakit paranın kullanımı devam ettiği müddetçe hükümran olamayacaktır. Asıl bela, nakit para kullanımının yasaklanmasıyla ortaya çıkacaktır ve hazırlık bu yöndedir.
İnsanın iktidarı, elinin uzandığı yere kadardır, derler. Dijital paranın hükümran olduğu nakitsiz toplumun; elini uzatacağı yer değil, uzatabileceği bir eli bile kalmayacaktır. Kolu kanadı kırılacaktır.
Küresel düzen kurucuların rezerv para olarak yutturdukları kâğıt paçavrası dolar, gün gelecek rezerv para olmaktan çıkarılacaktır. Bu ne zaman olacaktır? Kıymetli madenlerin ve elle tutulan fiziki altının dünyadaki toplam rezervinin yüzde sekseni küresel çetenin eline geçince ve dijital para tahtını sağlamlaştırınca olacaktır.
İşte bu küresel çete, dijital para ile insanlığı bir tuzağa çekecek, değerinde kullanılamayan ve ihtiyaçlar için kullanım alışkanlığı bulunmayan altının çoğunluğunu eline geçirince, doları tedavülden kaldıracaktır.
Bir kâğıt parçasının dünyayı köleleştireceği, bundan yüz yıl önce söylense kimse inanmazdı. Rezerv para dolara karşı çaresizliğin günümüz dünyasındaki görüntüsü, gönüllü kölelikten başka bir kavram ile izah edilemez. Dijital para, gönüllülüğü de ortadan kaldıracak ve zoraki bir çerçeveye insanlığı hapsedecektir. Bu sefer gönüllü kölelik de bitecek ve çaresi olmayan bir kölelik düzenine geçilmiş olacaktır.
Küresel sistem kurucuların, dünya insanlığının hayrına iş yaptıklarına inanmayan bir insanım. Bu inancım teknolojide de aynıdır, tıpta da aynıdır, fizik ötesi hadsizliklerde de aynıdır. Hızlandırılan hayatın, insanlığın hayrına değil insanlığın sonuna hizmet ettiğine hiç şüphe etmiyorum.
Dijital para da güya hayatı hızlandıracak, her şeyi kolaylaştıracak ve insanlık daha güzel günler görecek. Sokak ağzı bir kavram kullanmak istemem fakat bu palavraları sokak ağzından başka itibarsızlaştıracak bir yöntem göremiyorum. Bu palavraları yutmaya, milyonlarca insan gönüllü, maalesef.
Milletime olan bağlılığım adına ifade edeyim ki; milli dijital para en son milli olabilecek bir unsurdur ve dijital para, köleliği tatmamış bu Milletin adım adım dijital köleliğe götürülmesi anlamına gelir. Başka bir ifadeyle dijital para; Türk Milletinin hayrına bir hizmet değil, bu Milleti köleliğe yaklaştıran bir hezimet unsurudur.
Merkez Bankası, ağızlara tat veren bal sunumuyla dijital parayı ülkemizin gündemine soktu fakat bala katılmış zehre vücudun tepki vermesi zamana yayılacak olursa, zihinler de peyderpey iğdiş edilecektir.
Toplum içinde feraset ehli insanların dijital paraya olan sessizliği ayrı bir sızıdır. Niçin şöyle derli toplu bir değerlendirme yapılıp da dijital paranın neleri yok edeceği hususunda milletin evlatlarında farkındalık oluşturulmuyor, gerçekten bilmiyorum.
Gerçi; korkuyu pompalayarak gribi kovide dönüştüren küresel çeteye, ‘aman aşılarınızı olun’ diye milletin evlatlarına telkinde bulunarak hizmet edenlerden çok da bir şey beklememek gerekiyor.
Son dört yılda ferasetine kurban olacağımız din ve devlet adamını mumla aradık, desek yeridir. Bu kişilerin oluşturduğu hayal kırıklıkları, tam bir itibar kaybı pandemisini yaşattı milletin evlatlarına.
Dijital paraya olan duyarsızlığın, kovid yalanına olan duyarlılıktan(!) daha çok zarar vereceğini düşündüğüm için, ferasetli sandığımız insanların sessizliğini kabul edemiyorum.
Fetö belasına karşı, kıl kadar diyebileceğimiz bilgimizle fakat derin bir hissiyat ile 2012 yılından itibaren dilimizin döndüğü, kalemimizin imkân verdiği ölçüde yazıp söylediğimiz uyarılarımıza rağmen, hain darbe girişimine kadar neredeyse Fetö hakkında söz etmeyen Diyanetin ve kütüphanelerini bile darbeye kadar Fetö paçavralarından temizlemeyen Milli Eğitimin, güya milli olan dijital paraya nasıl baktıklarını, gerçekten merak etmiyorum artık.