FETÖ ‘ye yönelik operasyonlar genişledikçe yeni ve ilginç detaylara ulaşılıyor.
Bunlardan en ilginci ve gizemlisi de Konya’da geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kapatılarak Milli Eğitim Bakanlığına devredilen bir okul. Ve o okuldaki kapısı alçıpanlarla kapatılan bir oda…
Olayı ilginç hale getiren ve benim de bunu yazma gereksinimi duymamdaki sebep elbette gizli bir odanın bulunması değildi.
FETÖ’nün okullarının büyük çoğunda bu şekilde gizli bölmelerde gizli odalar var. Artık FETÖ okullarındaki bu tip bölmelerin çıkmasını kanıksadık.
Bence bu haberi ilginç yapan şey okuldaki gizli oda değil, haberin servis ediliş şekli.
Tabi haber servisini devletin resmi kurumu Anadolu Ajansı yapınca haberin değeri bir kat daha artıyor.
Gelelim habere;
Şöyle ki FETÖ’ye yönelik operasyonlarda Özel Güventaş Anadolu Lisesinde gizli odaların bulunduğu bilgisi verildikten sonra haberin son kısmında da ekiplerin yaptığı araştırmada odada çok sayıda Kur'an-ı Kerim, cüz, meal bulunduğu ifadesi yer alıyor.
Bir tek okul yöneticilerini sıraya dizip, önündeki masalara Kur’an-ı Kerimleri ve mealleri ile görüntü almadıkları kalmış…
Öyle bir vermişler ki haberi sanki Mealler, Kur’an’lar ve cüzler suç aletleriymiş gibi.
Ne yazık ki yaptıklarının yazdıklarının ve bunların nelere mal olabileceğinin farkında bile değiller. O kadar dikkatsiz hazırlanmış bir haber…
Şimdi mantıklı düşündüğümüzde olumsuz olarak kurgulanmış bir haberin sonuna bu ifadelerin eklenmesinin ne anlamı var?
Aramalarda Kur’an bulunmuş, cüz bulunmuş…
Ne şimdi bu?
Bunu söylemenin ne anlamı var?
Üstelik bunlar Risale dışında, sözde hocalarının kitapları dışında bir şey okumazlarken…
Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek değil midir bu?
Bu, bir terör soruşturmasını çarpıtmak veya onları meşrulaştırmak anlamına gelmez mi?
Birde terör örgütü üyelerinin gelecekte açacakları Avrupa İnsan Hakları mahkemesindeki davalarında haksız çıkmak için gerekçe oluşturmaz mı?
Ajanslardan gelen haberlerin genelde doğruluğuna güvenildiğinden genelde pek incelemeden gazete sayfalarına editörler tarafından alınır. Biz de son anda bu detayı fark ederek bu haberi son kısmını gazeteden çıktık ancak haberin aynen girdiği gazeteler de oldu.
Gazetelerde çıkan haberlerin her biri sonuç itibariyle tarihe düşen bir nottur. Yarın bir gün bu terör örgütünün avukatları bu haberi delil olarak göstererek “Kardeşim biz İslam’a hizmet eden bir cemaatiz. Aramalarda da bizde Kur’an-ı Kerim ve cüzlerden başka bir şey çıkmadı. Bizim terörle şunla bunla alakamız yok.” dese…
Hatta bununla da yetinmeyip olayı uluslararası alanlara taşıyarak dünyaya kendilerini meşrulaştırmaya çalışsa…
Zaten Batı buna hazır. Pusuya yatmış bir açık bekliyor.
Olası böyle bir dava sürecince bütün Batının ‘Müslüman hatta İslamcı’ olacağından şüphesi olan mı var yoksa?
Ülke olarak 15 Temmuz gibi bir kâbusu yaşamış milletçe bu belayı def etmiş, artçıları ile uğraşırken özellikle de FETÖ ile ilgili konularda her adımımızı daha dikkatli atmamız gerekmez mi?
Özellikle de devletin kurumlarının.. Anadolu Ajansı’nın bu süreçte hem haberleri hem fotoğrafları ile tarihe damga vurdu. Pekçok muhabirin müthiş özveriyle haber yaptıkları ve her detayı yakalamaya çalıştıklarını biliyorum. Zaten uyarımız da bu yüzden. Böyle prestijli bir kurum bu tür basit hatalar yapmamalı çünkü;
Karşımızda tarihin en stratejik örgütü var…
Anlamadık mı hala?