Devlet topluma hizmet etmek üzere ihdas edilmiş ve tarihi 2500 yılı bulan bir mekanizmanın adıdır. Bugün kimi alanlarda topluma doğrudan hizmet sunan ve etkileyen kimilerinde ise dolaylı olarak görev ifa eden yapıdır.
İnsanlık tarihinde devletsiz dönemin devletli döneme göre karşılaştırılamayacak kadar uzun olması devletin konumu ve fonksiyonları açısından önemlidir.
Devleti kimileri amaç haline getirmiş, her şeyi onu merkeze oturtarak değerlendirmişler, kimileri ise hepten karşı çıkmışlardır. Mutlaka olması gereken, ancak her alana müdahale etmesi istenmeyen bir araç olarak değerlendirilmektedir.
Bu konulara girme nedenim, akademik çalışmalarım gereği bulunduğum İngiltere’de geçtiğimiz gün sahibi olduğu tecrübeyi paylaşmak.
Geçtiğimiz Cuma günü Exeter Belediyesi Genel Sekreterini ziyaretim. Genel sekreter belediye meclisi kararlarını doğrudan uygulayan kişi olmasının yanında, belediyenin en merkezi konumunda bulunan, karar veren ve icra eden kişidir. Belediye başkanı törenlerde boy gösteren, sembolik biridir.
Türkiye’den çok farklı bir sistemleri var.
Kendisi Müslüman. Karime Hassan isimli.
Uzunca süredir sadece belediye değil, üniversite ve diğer kamu kurumlarındaki görüşmelerimde fark ettiğim bir şey, özellikle pandemi döneminde uzaktan çalışma sistemini tam olarak hayata geçirmiş olmaları nedeniyle kurumların fiziksel kapasitelerinin boşa çıktığı yönünde idi.
Evet, çalışanların tamamına yakını evlerinden çalışıyorlar. Bir kısmı haftanın belli gün veya saatlerinde belediye binasına uğruyor, kalan gün ve saatlerde ise evlerinde hizmet üretiyorlar.
Pandemiyi faydaya çevirmeyi başarmışlar. Sadece ısınma, aydınlatma, serinletme, temizlik, ulaşım, bina işgali vs. gibi sabit maliyetleri sıfıra indirme yönünde değil, daha sağlıklı ve daha iyi hizmet sunma yönünde bir adım atmışlar.
11 yıl önce de ziyaret etmiştim belediye binasını ve genel sekreterin ofisini. O zaman bir başkası vardı görevde.
Belediyede ziyaretçiler/ herkes elini, kolunu sallayarak istediği birime gidemezdi o zaman da. Hangi birime gitmek istiyorsanız o birimin bilgisi dâhilinde ulaşabiliyordunuz ofise.
Beraber ziyaret ettiğimiz belediye başkanı ‘bunu bizde uygulamak mümkün olmaz’ demişti.
Bence olabilir...
Bu kez belediye binasının sessizliği dikkatimi çekti. Binanın girişine kadar bir görevli gelip, beni görüşme yapılacak salona götürdü. Sıradan bir odaya.
Belediyenin genel sekreteri oldukça başarılı biri. Belediyenin de beyni. Belediye başkanına, başkan yardımcılarına vs. ait birçok önemli görevi ifa ediyor.
Uzaktan çalışma, bina ve teçhizatın devre dışı bırakılması, maliyetlerde azalma, personel memnuniyetinin artması, iş verimliliğinde yükselme gibi çok konuya değindi.
Türkiye’de herkesin bir biçimde şikâyet ettiği, çoğu sorunun nasıl kolayca çözülebildiğini izah etti.
Üniversitede de benzer bir durum var…
Süreçler ve kararlar basitleştirilmiş…
Bina, araç, gereç ve maddi boyut devre dışı bırakılmış…
Ülke olarak pandemi döneminden ders çıkarabildiğimiz kanaatinde değilim. Gönül isterdiki, uzaktan öğrenme imkânlarını daha iyi kullanalım, kaynaklarımızdan daha etkin yararlanalım.
Bilgi çağında ve bilgiye ulaşımın bu kadar kolaylaştığı bir zaman diliminde maalesef hala yüz yıl önceki kamu yönetimi ve üniversite yaklaşımıyla yol almaya çalışıyoruz.
Devleti ve kurumlarını küçülterek daha etkin hale getirmeden Türkiye stratejik hedeflerine ulaşamaz. Dünya bu alanlarda küçülmeye gidiyor.
Bürokrasi geleneksel hastalıklarından vazgeçmeden değişim ve dönüşümü sağlamak mümkün olmaz. Bürokrasi şatafattan, teşrifattan, pahalı zevklerden ve etrafını dolduran hizmetçilerden zevk alır. Bunlardan ödün vermez.
Normal bir kişi iken sahip olduğu hayat standardı ile o makama geldiğindeki arasında uçurum olduğu için, o koltuğu bırakmak istemez.
Misafirine kendi yaptığı kahveyi ikram eden biri ile devlet-millet parasıyla saltanat süren biri arasındaki fark da budur.
Bakış açımızı değiştirmeden küresel güç olamayız.