Hükümet koronavirüs döneminde ekonomi noktasında iyi niyetli adımlar atmaya çalışıyor. Fakat atılan bu adımların kısa sürede suyu çıkarılıyor. En iyisi hükümet serbest piyasanın kurallarına uyup hiçbir şeye müdahil olmasın. İşin sadece ceza kısmında yer alsın. Esnafını, inşaatçısını, yerli malını bugüne kadar düşündü de ne oldu. Uyanıklar ahlaksızca hem devletle hem de milletle göz göre göre dalga geçiyorlar. Madem ekonominin durumundan dolayı milletin alım gücü düştü. Bu ahlaksız uyanıklar da bırakalım batsınlar, beter olsunlar. Belki o zaman biraz akılları başlarına gelir de namuslu insanlar da iş yapabilirler.
Geçtiğimiz hafta inşaat ve emlak sektöründe hareket olsun, millet biraz daha uygun fiyata ev alsın diye hükümet daha uygun oranlarla yeni bir kredi paketi açıkladı. Fakat kısa sürede uyanık ev sahipleri ve emlakçılar ev fiyatlarına zam yaparak fiyatları yine aynı seviyeye getirdi. Hükümetin bu adımıyla ahlaksızlar biraz daha fazla para kazanacaklar. Bir insanda ahlak yoksa Allah korkusu yoksa devlet istediği kadar önlem alsın, bir şekilde kitabına uydurup milleti dolandırıveriyorlar. Hükümet markalı projelerlerde fiyatları şişirenlere kredi verilmeyeceğini söyledi. Lakin sadece onlar yok ki. İkinci el evler ve her önüne gelenin inşaat yaptığı bir yerde elbette denetim imkânsız.
İsmet Özel'in deyimiyle kâğıdın olduğu her yerde üçkâğıt da olduğundan kafalarına göre takılıyorlar. Bunlarla uğraşabilmek de çok zor, insan bir süre sonra yılıyor. Çünkü bu kadar yalanı, yüzsüzlüğü kaldırabilmek kolay değil. Pişkince sizi suçlu çıkarabiliyorlar. Talep fazla olduğundan, kurdaki yükseliş vb. bir kamyon yalan dolan sıralayabilirler. Ahlaksızlıklarını yüzlerine vurunca da bizimle böyle konuşamazsınız, hakaret ediyorsunuz falan diye üzerinize saldırabiliyorlar. Daha önceki tecrübelerimden biliyorum, bu devirde hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız demeyeceksin. Dediğinde başının ağrıdığıyla kalıyorsun...
Hükümet geçtiğimiz haftalarda sözde yerli üretimi desteklemek için düşük fiyata ithal edilen cep telefonlarına yeni bir vergi daha getirmişti. Bu vergi ile bir nebze ucuz olan telefonlara ortalama 500-700 liralık bir zam geldi. Buradaki maksat vatandaş pahalandı diye ithal cep telefonlarından vazgeçip yerli üretim telefonlara yönelecekti. Tabi ki bu hesapta kâğıt üzerinde kaldı. Örnek vermek gerekirse ortalama fiyatı 1700-1800 lira olan ithal telefonlar 2300 liraya çıktı. İşin burası makul. Makul olmayan ise ortalama fiyatı 1400-1500 lira olan yerli malı telefonların birden 1900-2000 liraya çıkması. Vatandaş yerliye yönelince hemen durduk yere fiyatlar şişti.
Yerli üretim yapanlar lafa geldiği zaman hükümet bize destek olmuyor diye ağlıyorlar. Hükümet destek verince de işte böyle iyi niyeti suistimal ediyorlar. Bu ne ilk ne de son. Bir ara mobilya, beyaz eşyada da benzer şeyler yaşanmıştı. Bundan dolayı hükümet artık bu destek işlerini bırakmalı. Bırakmalı ki herkes aklını başına almalı. Serbest piyasa adı altında önüne gelen vatandaşı, devleti dolandırmanın derdine düşüyor. Bu arada olan ahlaklı, namuslu vatandaşa oluyor. Krediye bulaşmayım diye üç kuruş biriktirerek ev sahibi olmaya çalışırken parası pul oluyor. Ömrü hesap-kitapla geçiyor. Virüs döneminde ahlaksız marketlere, esnaf görünümlü tüccarlara alışmıştık. Şimdi sıra emlakçılara, müteahhitlere ve yerli üretim yapıyoruz ayağına milleti dolandıranlara geldi...
Bilmiyorum bu işin sonu nereye varacak ama gidişatın hiç iyi olmadığı ortada. Ekonominin bu kadar serbest bir halde bırakılıp, ahlaksızlığın normalmiş gibi görülmesine nasıl bir önlem alınabilir, bunu işin uzmanları bulsun. Bizim diyebileceğimiz vatandaş kitabına uydurularak her gün biraz daha soyulmaya devam ediliyor. Anlaşılan devletinde elinden fazla bir şey gelmiyor...