Devlet baba, babalığını yapmalıdır

İshak Orhan

Vatan dediğimiz bu topraklarda yaşamakta olan tüm vatandaşlarımızı seviyorum ve bu yazımı ayrım yapmadan tüm insanlarımızın huzur ve mutluluğunu istediğim için kaleme alıyorum. Ve hükümet edenlerin yazdıklarımı göz önünde bulundurmaları halinde, tüm insanlarımızın daha mutlu olacakları kanaatindeyim.

Her insan özeldir ve elbette kendine özel bir hayatı vardır. Ancak insanlarımızın her birinin içinde bulunduğu sıkıntıdan devletin bir baba olarak haberi olmalı ve sıkıntılarını kimseye muhtaç olmadan gidermelidir. Cemaatler, vakıflar, dernekler, insani yardım kuruluşları, partiler, gençlik teşkilatları, vb. teşkilatların sıkıntılı insanlarımızı kullanmaları kaçınılmazdır. Nitekim bunun örneklerini daha önce çok gördük ve suistimallerine tüm ülke olarak şahit olduk. İşte bütün bu durumlar olmaması için devletimizin resmî Kurumlarının her vatandaşımızla ilgili her türlü en ayrıntılı bilgiye sahip olması şarttır. Ekonomik sıkıntıları olanlar, kimseye el açmamalıdırlar. Ailevi sıkıntıları olanların sıkıntıları doğrudan devletin yetkilileri tarafından yani Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından giderilmelidir. Eğitimle ilgili sıkıntıları olanlar MEB tarafından hemen giderilmelidir. Özel okullar ve kurslar ciddi anlamda denetime tabi tutulmalıdır. Özellikle psikolojik sorunları olup da yakın çevrelerine cehennem azabı yaşatan aile bireylerinin (Eşlerden biri olabileceği gibi her bir çocuğun da ciddi psikolojik sorunlar yaşaması olasıdır) tedavilerinin geç kalınmadan yaptırılması gerekmektedir. Belki devlet yetkililerimiz kendilerinin bütün bu hizmetlerin en iyi şekilde yapılmakta olduğunu söyleyebilirler. Elbette ihtiyacı olanlar ilgili birimlere müracaat ederek hizmet almaktadırlar. Ancak bazı kişiler, içinde bulundukları sıkıntıları hiç kimseye söyleyememektedirler. İşte bunları bulup sıkıntıları giderilirse çok iyi bir sonuç alınacaktır. Bir baba nasıl ki evlatlarının hepsinin her türlü derdiyle ilgilenmek zorundaysa, devlet de her bir vatandaşın her türlü derdiyle ilgilenmelidir.

Sonuç olarak şunu söylemeliyim ki, devletin bekası vatandaşlarının ve özellikle de zor durumdaki vatandaşlarının huzur ve mutluluğunda gizlidir. Ekonomik ve sosyal durumu iyi olanlar, harika bir yaşam sürerlerken, maalesef kötü olanlar o kadar şanslı değiller. Bu devlet için ölenlerin, çoğunlukla zor durumda olmalarına rağmen, devletine sadık olan vatandaşlarımız oldukları malumdur.

Mutlu olmak ve yakınlarımızı mutlu etmek istiyorsak, lütfen kıyaslama hastalığından kurtulalım.

Kıyaslamak, Allah’ın yarattığından memnun olmamak demektir. (Yapıcı eleştiri ile kıyaslamayı karıştırmayalım)

Değerli kardeşlerim. Her insan kendine özgü bir yaratılışa sahiptir. Nasıl ki kargadan bülbül gibi ötmesini beklemek normal değilse, bir insanın veya çocuğun diğer insan veya çocuklarla kıyaslanması da o kadar anormaldir.

İnsanı aşağılamanın bir diğer adı, kıyaslamaktır. Kıyaslanan kişi, kıyaslayan ve kıyaslandığı kişiye öfke ve düşmanlık oluşturur. Bu yüzden kıyaslamak kadar insanların arasını açan, iletişime zarar bir davranış neredeyse yok gibidir. Öyleyse gelin çenemizi tutalım. Sizi birileri kıyaslasa nasıl hoşunuza gitmezse, siz de en yakınlarınızı birileriyle kıyaslayarak kendinizden uzaklaştırmayın lütfen.

Bir kadının kocasını başka kocalarla kıyaslaması veya tam tersi bir erkeğin karısını başkalarının eşleriyle kıyaslaması, ne kadar acınacak bir durumdur ve maalesef diplomalı veya diplomasız hepimiz bu cahilliği yapıyoruz. Adam olmak diplomayla DEĞİL, ferasetle okuyor yani.

Yine bir anne veya babanın çocuklarını birbirleri ile veya başkalarının çocuklarıyla kıyaslaması da toplumumuzun en kötü hastalığıdır. "Bak abine veya ablana, nasıl düzenli. Sen neden bu kadar pasaklısın, tembelsin,?" Veya "bak komşunun kızı Tıp fakültesini kazanmış. Sen bizi rezil ettin." gibi daha pek çok kıyaslamalar o aileyi parçalar.

Anne ve babaların yaptığı bu yanlışlar dolayısı ile YGS veya LYS ye hazırlanmakta olan yavrularımıza, hangi bölümde okumak istediklerini sorduğumda, "annemin ve babamın yanında olmayayım da neresi olursa olsun" cevabını alıyorum. Gerisi size kalmış. Benden söylemesi.

Kimsenin kimseyle değil, sadece kendi ile kıyaslandığı bir ülke olmamız dileklerimle tüm vatandaşlarımıza saygı ve sevgilerimi sunuyorum.