Uzun zamandan beri devam eden dershaneler ile ilgili çalışmalar henüz sonuçlandırılamadı. İster istemez, bu olanlara karşı her kesim bir taraf olmaya zorlandı.
Basında, televizyonlarda konu ve ilgili çalışmalar geniş yer etti. Kamuoyunun görüşleri, röportajlarla, anketlerle yansıtılmaya çalışıldı.
Eğitim konusunda yapılması gereken çok daha önemli çalışmalara temel olmak üzere, yapılan bu çalışmanın özünden uzaklaştırılmaya çalışılması, sanki bir camiaya karşı yapılan bir hareket gibi lanse edilmesini çok manidar buluyorum.
Dershanelerin ortaya çıkışı, arz/talep sonucunda olduğunu biliyoruz. Çocuğunun gelecekte iyi bir okula yerleşmesini, akademik seviyesinin yükselmesini arzu eden anne/babalar, okulun dışında dershanelere veya özel ders veren öğretmenlere yönlendiler.
Böyle bir işleyişten pratik ve hemen kurtulmak oldukça zor ve sancılı olacaktır. Eğitim ve öğretimin paydaşları, yapılması gereken reformları doğru bir biçimde öğrenmeli, kavramalı ve canı gönülden benimsemelidir.
Dershane olayı o kadar abartılıyor ki, nerde ise okullar ve görev yapan öğretmenler iş yapmadıkları verilmeye çalışılıyor. Böyle bir sonuca vardırıcı her türlü bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak gerekiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı bu gerçeği fark ettirme adına yaptığı çalışmaları iyi anlamak lazım. Anlamamakta ısrarcı olan tarafların elle tutulur gerekçeleri ne ise, gerçekçi bir yaklaşımla ortaya koyması gerekir.
Meselelerin çözüm şeklini sokak eylemleri tarzında aramak çok yanlış bir yöntemdir. Devletin, her kesimi kucaklayacak uygulamaları, hiçbir kurum ve kuruluş lehine bozulamaz/bozulmamalı.
Geçen hafta, Perşembe ve Cuma günleri, İlköğretim 8. Sınıflara 1.Dönem ortak sınavı uygulandı. Her gün üç oturum halinde gerçekleştirilen sınav, bildiğimiz kadarı ile sorunsuz geçti.
Sınavlar sonunda, öğrencilerle sınav hakkında sohbet ettik. Öğrencileri; bu uygulamadan çok memnun olduklarını ifade ettiler. Öğretmenlerinin dersleri ile alakalı yaptıkları sınavdan daha kolay olduğunu, uygulama kendi okullarında yapıldığı için stres yaşamadıklarını, uygulamanın devam etmesini istediler.
Sınav salonlarında görevli öğretmenlerle de görüş alış/verişinde bulundum. Öğrencilerin rahat olduklarını, zamanın yeterli olduğunu, uygulamanın öğrenci açısından verimli olduğunu ifade ettiler.
Öğretmenlerin şu ifadeleri çok önemli!!? Eğitim/öğretimin okul ve öğretmen eksenli çalışmaların sonucunu, önemini daha iyi görebileceğiz. Bundan da çok memnun olduklarını söylediler.
Bu söyleşiden şunu çıkarabiliriz. Milli Eğitim Bakanlığının gerçekleştirmeye çalıştığı yeni sınav sistemi iyi başladı. İnşallah sistem, gelecekte değişikliğe uğratılmadan ihtiyacı karşılayacak hale gelir.
Tekrar başa dönersek. Hiç kimse, kurum veya kuruluş, hükümetle/devletle taraf/karşı taraf konumunda mücadele etmede savaş imajı verme hakkına sahip değildir.
Amaç, ülkenin en önemli işlevini –Eğitim/öğretim – en güzel hale getirmek ise, sağduyuyu bırakmamak gerekir. Kaos, kargaşa haline sokmaya hakkımız yok.
Devlet babalığını, kucaklayıcı tavrını elden bırakmadan, gereğini yapabilmenin yolunu bulmalıdır.
Ön yargılı davranışlar, düşünceler olmadan, meselelerin çözüleceğine inanıyoruz.
Eğitimin, öğretimin okullarda olması, yeni arayışlara ihtiyaç duyulmaması, sistemin sağlıklı işleyişine bağlıdır. Paydaşların kendilerine düşen görevi gereği gibi yerine getirmeleri sayesinde, başarılı olmamak mümkün değildir.
Eğitimde “Zarif insanlar yetiştirmek” duamız olsun.