Deprem öldürmez

Ali Kaya
Geçtiğimiz günlerde tüm dünya Corona salgınını, ekonomik kaosu bir kenara bırakıp Amerika da yapılan seçime odaklanmış ve kimin kazanacağını beklemekte ve seçimi kazanan aday ve politikaları hakkında yorumlar yapmaktadır. Ben de acizane küçük bir yorumla katkı yapmak isterim.  Biden kazanırsa Türkiye ilişkileri kötüye mi gider?  yoksa aynı Trump veya Obama dönemi gibi inişli çıkışlı bir seyir mi takip eder sorularının cevabı bence şu olsa gerekir; Türkiye Amerika ilişkileri Türkiye ve Amerika’nın çıkarı neyi gerektiriyorsa o şekilde cereyan edecek kanaatindeyim çünkü devletler duygularla değil, çıkar ilişkileri üzerine yönetilir bu gün dost yarın düşman değil, her zaman devletlerin çıkarı önemlidir. Biden başa gelirse PKK’nın Suriye kolu olan YPG ye birkaç bin tır fazla silah yardımı gönderir mi evet gönderir tıpkı Obama veya Trump’ın yaptığı gibi Amerika’nın çıkarı Türkiye’nin Suriye ve Irakta etki gücünü azaltarak Ypg’nin güçlendirilmesi politikasını devam ettirecek demektir.      
 
Bu güzel vatanın incisi sayılan İzmir de meydana gelen deprem hepimizi derinden üzdü ve bir kez daha inşa ettiğimiz yapıların depreme dayanıklı yapıda olmasına daha fazla özen göstermeliyiz. Güzel İzmir’e geçmiş olsun diyoruz. Evet İzmir depremi bizlere neyi gösterdiğini kısaca anlamak istersek 99 gölcük depremi, Van depremi veya Elazığ depremlerinden verilen mesajlar hem devlet hem yerel yönetimler hem de halkımız tarafından pek dikkate alınmadığını göstermektedir. Bir kurum binaya çürük raporu veriyor ve o bölgenin yerel yönetimi veya devlet kurumu bu binalarda insanların yaşamasına göz yumuyor. Bu işte bir gariplik yok mu var veya bir binanın zemin katına bir işyeri açılıyor ve işyeri sahibi alan kazanmak için taşıyıcı kolonları kesebiliyor ve yerel yönetimler bu işyerine ruhsat veriyor. Evet hepimiz suçluyuz canımızı hiçe saydığımız için. Devlet birimleri suçlu denetimi hakkıyla yapmadığı için yerel yönetimler suçlu oy kaygısı ile böyle binalara göz yumduğu için. Dolayısı ile insanları deprem öldürmez çürük binaların öldürdüğü gerçeğini bir kez daha yaşadık. 
 
Diğer taraftan İzmir de deprem olmuş yüzden fazla insanımız canından olmuş yani bir orada acı var ve bu acının paylaşılması gerekirken sosyal medya da milletin arasına fitne tohumları ekmeye çalışan güruh iş başında . Ve birileri fitne tohumlarını ekmeye yardım ediyor özellikle ana muhalefet partisinin deprem olayı üzerinden siyaset yapması pek de hoş görülecek bir durum olarak görmemekteyiz. Ana muhalefeti bu tutumu her türlü olay veya durumu siyasi malzeme yapmaktan çekinmediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. 
 
Sosyal medya da İzmir depremi üzerinden yapılan kötü nahoş paylaşımları yapanların öncelikle birlik ve beraberliğimize kast ederek halk arasında fitne çıkararak huzurumuzu bozma niyetlerini tüm halkımızın görmesi gerekir. Siyasi görüşü, dini inancı ne olursa olsun doğal afet, deprem veya herhangi bir olaydan hayatını kaybedenleri suçlamamak veya aşağılamamak gerekir insan olmanın en önemli kuralı budur. Ocu bucu şucu olmak yerine kendimiz olalım birbirimizi hakir görmek yerine saygı duymayı öğrenelim. İzmir depreminin ardından siyaset veya dini paylaşımlarla insanların durumunu  günahını inancını hayatı yaşayış şeklini sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir.
 
Saygılarımla