Türkiye dün itibariyle Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun grup toplantısında yapmış olduğu açıklama ile yeni bir sürece girdi.
Bu süreci özet olarak “Demokratik Güvenlik” şeklinde açıklayabiliriz.
Bu ne demek, onu izah edelim.
Kurban Bayramının hemen akabinde Doğu ve Güney Doğuda bulunan şehirlerimiz başta olmak üzere İstanbul, Mersin, İzmir gibi illerimizde yaşanan provokasyonlar, HDP – BDP – KCK – PKK – PYD terörizmi ülkemizde acil bir güvenlik tedbiri alınması gerektiğini ortaya koymuştu. Bunun için de hemen konu Bakanlar Kuruluna geldi, nelerin yapılacağı görüşüldü ve kararlar alında, oradan da Meclisimize sevk edilmiş oldu. Bu maddeler yasalaşınca Türkiye daha demokratik bir ülke olacak ama bunu insanlarının güvenliğini sağlayarak yapmış olacak. Meselenin özeti budur.
Dün yapılan Grup Toplantısında da Başbakan Ahmet Davutoğlu bu paketin içeriğini açıkladı.
Elbette bu pakette demokrasiden taviz yok, demokrasiden taviz olmadığı gibi Barış Süreci olarak adlandırılan süreçten de geri adım yok.
Türkiye geriye gitmiyor, Türkiye ileriye gidiyor. Türkiye güvenliğini sağlıyor ama vatandaşlarına da daha demokratik, daha nitelikli bir yaşam sunmanın gayretini sürdürüyor.
Mesela bu paketin içeriğinde yer alan önemli düzenlemelerden bir tanesi “soyadı” değişikliği.
Bu paket yasalaştıktan sonra doğum, evlenme ve boşanmalarda nüfus müdürlüğüne gidilmeyecek. İsim ve soyisimlerle ilgili mahkeme kararına ihtiyaç olmayacak. Mahkemeye gitmeden tek dilekçeyle soyadları değişebilecek.
Hiçbir mahkeme süreci olmayacak.
Değişiklikler bununla da sınırlı değil, mesela nüfus kayıt örneği ve ikametgâh belgesi e-devlet sitesinden alınabilecek.
Bunlarla birlikte yine bu pakette yer alan bir düzenlemeyle, pasaport ve ehliyet alacak olan bundan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gitmeyecek, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne gidecek. Böylece sanki pasaportla yurtdışına çıkan her vatandaş potansiyel suçluymuş gibi Emniyet kapılarında beklemeyecek.
En önemli demokratikleşme adımlarından birisi de Jandarma ile ilgili. Artık jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarının atama ve sicil bilgileri doğrudan İçişleri Bakanlığı'na bağlanacak. Askeri konular hariç yetkiler İçişleri Bakanlığı'nda olacak. Jandarmalarımız İçişleri Bakanlığı’nın belirleyeceği özel kıyafet giyecek.
Buraya kadar olan kısmından da anlaşılabileceği gibi hükümetimiz vatandaşlarımızın en ileri demokrasiyi yaşamalarını istiyor. Devletimiz, kendi halkının daha özgür, daha rahat, daha huzurlu yaşaması için gereken adımları atıyor.
Tabi aslında huzur, demokrasi, özgürlük gibi kavramların toplum tarafından içselleştirilerek yaşanmasının yolu da sağlam bir güvenlik sistemi ile oluyor.
İnsanlar iyi yaşasın ve kimse insanların huzurunu bozamasın, hiç kimse vatandaşlarımıza zarar veremesin.
Devletimiz bunu yapmaya çalışıyor.
Bu açıdan bakıldığında ise çok çok önemli başlıkların var olduğunu görebiliyoruz bu pakette.
Mesela, “toplantı ve gösteri hakkı demokratik haktır, engellenemez” diyor Başbakan Ahmet Davutoğlu ve toplantı ve gösteri yapanlara karşı yapılacak her türlü saldırı bu yasa ile engelleniyor.
Şiddete dönüştürülen her türlü eylem suç sayılacak. 'Toplantı gösteri yürüyüşü yapacağız, fikirlerimizi ifade edeceğiz.' diye kimse vandallık yapamayacak.
Teröristler 'Ben toplantı ve gösteri hakkımı kullanıyorum, bana müdahale edemezsin' diyerek, şehirlerimizi yakıp yıkamayacak, insanlarımızı katledemeyecekler.
Molotof bir saldırı aracı olarak kabul ediliyor ve doğal olarak da molotoflu saldırıya karşı daha keskin cezalar geliyor.
Yüzünü kapatarak, eline pompalı tüfek alarak terör estirenlere verilen 6 aydan 3 yıla kadar olan ceza, 2.5 yıldan 4 yıla kadar artırılıyor.
Polise gözaltı yetkisi veriliyor ki, zannediyorum, polisimizin elini ciddi oranda güçlendirecek bir yetkidir bu, böylece şüphelilere polisin “suç işlemediler”, diye hiç bir şey yapmama dönemi kapanmış olacak.
Kamu mallarına zarar veren eşkıyalar için de önemli bir düzenleme var ve bu vandallardan verdikleri zararlar tahsil edilecek ve bu suça zaman aşımı da söz konusu olmayacak.
Eşkıyalık yapanın yaptığı yanına kar kalmayacak.
Önemli bir madde de uyuşturucu ile ilgili. Bonzai ve diğer uyuşturucu işi yapanlar terör muamelesi görecekler.
Başbakan Ahmet Davutoğlu bu konuda çok net konuştu ve “uyuşturucu işini yapanların her biri birer teröristtir” dedi.
Sosyal medyada şiddet dili içeren mesajlar engellenecek.
Polis ve jandarmanın üst ve araç arama yetkisi yeniden şekillendiriliyor ve kolluk kuvvetlerimizin yetkisi artırılıyor.
Elbette düzenlemeler bunlarla sınırlı değil. Türkiye yeni bir sürece giriyor ve bu ülkenin huzurunu bozmak isteyen teröristlere artık hadleri bildirilecek.
Ve tabi bu adımları atmak önemliydi ama asıl önemli olan bu güvenlik tedbirlerinin demokrasimizde herhangi bir geri adım olmadan olması…
Türkiye gelişmiş bir ülkedir, Türkiye zengin bir ülkedir, Türkiye’de yaşamak ayrıcalıktır, Türkiye güvenli bir ülkedir, Türkiye’de hukukun üstünlüğü vardır.
Ekonominin de, sanatın da, edebiyatın da bu topraklarda güvenli bir şekilde var olmasının güvencesi, işte bu demokratik adımları atabilen, kendisine güvenen Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten güçlü hükümettir.
Netice itibariyle Türkiye’de gelişmeyi, büyümeyi engelleyemiyorlar.
Eşkıyalara, teröristlere gereken dersler verilecek, tedbirler alınacak ve
Türkiye kutlu yürüyüşüne devam edecek…