"Deli deliyi görünce çomağını saklarmış" sözü günümüzün siyasetini ziyadesiyle yansıtıyor. Muhalefet öyle bir hal almaya başladı ki, herkes bir şeyleri saklama derdinde.
Saklanılan şey ise bir o kadar da basit:
Aday...
Muhalefet içinde ciddi bir karmaşa söz konusu. Bakmayın öyle aralarından su sızmamasına, yada "Su sızmıyor , biz gayet iyiyiz." imajını vermelerine. Aslına bakarsanız büyük bir gedik var. Ve doğal olarak sızıntı engellenemez hale geldi.
Ekrem İmamoğlu cephesinden tutunda, Mansur Yavaş'tan, Kılıçdaroğlu'na varana kadar. Herkes pusuya yatmış, avını bekleyen avcı gibi beklemedeler.
Magazinsel boyutuyla CHP seçmeninin gönlünde farklı bir konuma sahip olan İmamoğlu, hatırlarsanız şehir şehir gezmeye başlamıştı. Kendisine yeni bir profil, yeni bir kıyafet seçerek topluma Cumhurbaşkanı olabilecek en iyi aday imajını empoze etmeye çalıştı.
Ancak Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan karmaşa İmamoğlu'nu ister istemez duraklattı. Son kertede Sn. Süleyman Soylu'nun mecliste yapmış olduğu açıklamayla İmamoğlu deyim yerindeyse dumura uğradı desek abartmış olmayız.
Çünkü Belediye bünyesine almış olduğu militanların haddi hesabı yok. Ayrıca bir Belediye başkanının kendi şehri ile alakalı sorunlara çare üreteceğine, kalkıp da ülke meselelerine müdahil olması, Cumhurbaşkanlığı adaylığını ne derece arzuladığı en bariz örneği.
Kılıçdaroğlu ise Akşener ile hala uzlaşamadı. Bunun da temel sebebi ruhunu HDP'ye satmış olmasıdır. HDP'nin istekleri ve arzularını göz önünde bulunduran CHP, İyi parti ile bir şekilde hesabı kapatma derdinde. Ancak HDP'nin arada olması, bir isim üzerinde uzlaşı problemi uzun bir vakit daha devam edecek.
Hiçbir kavgaya, gürültüye gerek yok. Tartışmaları da boşuna. Efendileri kimi işaret ederse Millet İttifakı'nın adayı o olacak. Bu kadar hırpalanmalarına gerek yok zannımca.
*****
Kemal Kılıçdaroğlu Geçen hafta grup toplantısında yapmış olduğu açıklama akıllara zarar cinsten.
"Sorma gücü ve enerjisi artık yoktur. Erdoğan egemen güçlere teslim olmuştur. O nedenle Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti için artık bir milli güvenlik sorunudur."
Fındığın yüzde kırk ikisinin Urfa'da yetiştiğini söyleyen Kılıçdaroğlu'nun, toplantıda böyle bir cümleyi kurmasına şaşmamalı. Artık onu daha iyi tanıyoruz.
Beni en çok yaralayan hadise ise CHP'nin terör örgütleriyle yakın ilişkiler kurması ve ağızlarının Kandil ağzıyla paralel olması.
Diğer üzücü bir olay da CHP seçmeni, partisinin terör örgütlerinin ve partilerinin etkisi altında kalmasına göz yumması.
Daha ne denilebilir dostlar.. Yukarı tükürseniz bıyık, aşağı tükürseniz sakal.
HDP İstanbul'da kongre düzenliyor. İstiklal marşı yerine Pkk marşı çalınıyor. Sözüm ona milliyetçi ve ulusalcı geçinen Kılıçdaroğlu, CHP, İyi parti, Deva, Gelecek, Saadet partisi bu duruma sessiz kalıyor.
Asıl milli güvenlik sorunu sizsiniz. Bir kaç oy almak için attınığınız taklaların haddi hesabı yok. Tüttürmüşsünüz bir tükü: "Demirtaş neden içerde"
Demokrat olarak gördüğünüz Demirtaş'ın eli kanlı. Demokrat olarak gördüğünüz Demirtaş'ın abisi dağda. Nurettin Demirtaş'ın ırakta ve Diyarbakır'da otelleri var. Bu oteller kime hizmet ediyor sorusunun cevabı gayet açık…
Fazla uzatmaya gerek yok dostlar. Ağlanacak halimiz var..
Eğer bir muhalefet partisinin lideri kalkıp da Cumhurbaşkanı için "Milli güvenlik sorunu" diyorsa oturup düşünmemiz lazım..
Selam ve dua ile..