Değişen Dengeler

Ömer İnal

Türk Silahlı Kuvvetleri geçtiğimiz cumartesi günü Suriye rejimi ve PYD’nin silahlı gücü olan YPG’ ye yönelik top atışlarına başladı. Fırtına Obüsleriyle yapılan bu atışların angajman kuralları gereği yapıldığı bizzat Başbakan tarafından açıklandı.

PYD’nin kritik bir öneme sahip olan Menag Hava Üssü’nü ele geçirmesiyle Türkiye’nin kırmızı çizgilerini iyiden iyiye zorlaması zaten Türkiye’nin PYD’ye müdahale seçeneğini güçlendiriyordu.

Türkiye’nin top atışlarıyla yaptığı bu müdahale biraz geç de olsa yerinde lakin gerekçe bakımından daha güçlü hale getirilebilecek bir mahiyettedir. Zira geçen haftaki yazımızda da belirttiğimiz üzere, Cizre, Sur, Silopi gibi ilçelerdeki teröristler,  Batılı devletlerin PYD’ye güya DAEŞ’le savaşması için verdiği silahları ele geçirmek suretiyle Türkiye’de güvenlik güçlerine saldırmış, birçok askerimizi polisimizi şehit etmiştir.

Bu durum güvenliğimizi doğrudan tehdit eden önemli bir gerekçe olması bakımından angajman kuralları çerçevesinde hareket etmekten daha önce doğrudan müdahale hakkını bize vermektedir… Dolayısıyla bizim PYD’ye müdahale etmemiz için kırmızı çizgilerimizi ihlal etmiş olması ya da topraklarımıza bir tahrik atışı yapmış olmasını beklemekten ziyade, ülkemize yönelen hayati tehditleri kaynağında yok etme prensibiyle haklılığımızı tüm dünyaya gür bir sedayla duyurmamız mümkündür.

ABD-Rus ittifakı ülkemizin güneyini bir terör devleti ile kuşatmak isterken, Türkiye’nin bu duruma itirazlarını önce kulak tıkadı ve nihayetinde kendince ülkemizi köşeye sıkıştırmak için Rus uçağının düşürülmesi, Güneydoğu’daki terör hadiseleri ve daha gündeme gelmeyen bazı olaylara tevessül ettiler.

Mamafih, geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muhtarlar Toplantısında,’’ Eğer mesele sadece teknoloji olsaydı Çanakkale Savaşı farklı sonuçlanırdı, Kurtuluş Savaşı farklı sonuçlanırdı, Vietnam farklı sonuçlanırdı, Afganistan farklı sonuçlanırdı…’’  şeklindeki konuşmasıyla hem kendini güçlü sanan ülkelere büyük bir ders vermiş oldu hem de Türkiye’nin özellikle Suriye konusunda kararlı duruşunu bir kez daha ilan etti. Cumhurbaşkanı ayrıca  ‘’Galip olanın sadece Allah olduğunu’’ ifade ederek, Türkiye’yi yok sayanlara, gözdağı vermek isteyenlere tarihi bir dik duruş göstermiş oldu…

Daha önce de belirttiğimiz gibi Türkiye, denklem kurma gücü yüksek olan bir ülkedir. Suudi Arabistan ve Katar ile geliştirilen siyasi ve askeri ilişkiler neticesinde Suudi askeri uçaklar İncirlik Üssüne geldi. Yani Suriye’deki gelişmeler artık farklı bir boyut kazanacak.

Türkiye’nin bölgedeki gücünü henüz kavrayamamış olanların, Suriye’deki bilek güreşinde kendilerine aşırı güvenmeleri kayıplarının çok derin olmasına sebebiyet verecektir… Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘’Afganistan’a giren Sovyet güçlerinin nasıl zelil bir şekilde Afganistan’ı terk ettiğini kimse unutmasın. Bugün Suriye’ye girenler de zelil bir şekilde terk edecek’’ sözleri bu anlamda önemlidir…

Türk savaş uçakları, Rusya’nın Suriye hava sahasını kapatmasından dolayı, bir misillemeye medyan vermemek adına uçuş yapmıyordu. Fakat İncirlik’e gelen Suudi uçakları Rusya’nın DAEŞ’le mücadele adı altında muhalifleri vurma oyununa neşter vuracak çok stratejik bir adım.

İlerleyen günlerde, Rusya’nın muhalifleri vurarak PYD’ye ve Esad Rejimine alan açma gayretleri devam etmesi halinde, Türkiye’nin organize ettiği Suudi ve Katar uçaklarının DAEŞ’in yanında PYD’ye ve Esad rejimine ait alanları vurarak dengeleme yapması muhtemel bir hamle olabilir.

Önümüzdeki süreç Türkiye-ABD, NATO ve AB ilişkilerinin seyri açısından önemli bir dönüm noktası olacağına benziyor. Türkiye’nin Suriye’deki kırmızı çizgileri konusunda kararlı olan duruşu, ABD-Rusya ittifakı tarafından son müdahale ile daha net görülmüş oldu. Bu yaşanılanlardan sonra ABD, Türkiye ile PYD arasında bir karar vermesi gerekecektir,   çünkü ABD’nin gerek Rusya, gerek PYD gerekse de PKK’ yayla ilişkisi artık inkâr edilemeyecek düzeyde açığa çıkmıştır.

Rabbim devletimize zeval vermesin, ordumuzu korusun, bizlere dirlik ve beraberlik nasip eylesin..

Selam ve dua ile…