Ağustos başlarında Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi adına Prof. Dr. Selahaddin Öğülmüş, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran’ı ziyaret ederek "Öğretmenlik Meslek Bilgisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Taslağı" hakkında bilgi sunmuşlar. Bizde Selahaddin Hocanın sosyal medyasında yaptığı açıklamadan öğrendik.
Lisans programlarına her dönemde 1 formasyon dersi ile maliyet üretmeksizin sorun çözülebilecek iken, Pedagojik Formasyon olmadı, Tezsiz Yüksek Lisans...
Yazık, üstelik bunu Eğitim Fakülteleri Dekanları istiyor!
Bu gayret niye! Akademinin itibarını bu kadar da yerle yeksan etmeyin.
‘Eğitim Fakültelerini değersizleştiren bir eylemde bulunun.’ dense herhalde ancak bu yapılırdı.
…..
Yükseköğretim Kurumları Sınavı tercih sonuçları geçen hafta açıklandı.
Bu yıl üniversitelerimizin 1 milyon 10 bin kontenjanı vardı. 815.000’i doldu, 195.000 kontenjan boş kaldı. Bu boş kontenjanın 120.000’i lisans (dört yıllık) programlarda, 75.000’i ise önlisans (2 yıllık) programlarında yer alıyor.
Devlet üniversitelerinde toplam 822.000 kontenjan vardı, bunun 681.000’i doldu. 146.000’i boş kaldı. 146.000 boş kontenjanın 55.000’i 2 yıllık önlisans, 91.000’i ise 4 yıllık lisans programlarında idi.
Sözel programlarda 110.000 kontenjanın 87.000’i doldu, 23.000 kontenjan boş kaldı. Doluluk oranı % 79. Sayısal programlarda 192.000 kontenjanın 162.000’i doldu. Sayısal kontenjanların doluluk oranı % 84. Eşit ağırlık programlarında ise 173.000 kontenjanın, 108.000’i doldu ve 65.000 kontenjan boş kaldı. Doluluk oranı % 62’ye kadar düştü.
Tüm üniversitelerin örgün programlarının kontenjanlarının yüzde 20’si boş kalırken açık ve uzaktan öğretim kontenjanlarında ise doluluk yüzde 84 oldu. Açıköğretim ve uzaktan eğitimin % 16 ile örgün eğitimden % 4 daha yüksek doluluk oranı yakalaması sürprizdi.
Devlet üniversitelerindeki lisans kontenjanlarının % 18’inin boş kalması, üniversite sınavının işlevini değiştirmiştir. Üniversite sınavı, hangi öğrencinin üniversite eğitimi göreceğini belirleyen bir sınav olmaktan çıkmış ve hangi öğrencinin hangi üniversitede öğrenim göreceğini belirleyen bir sınava dönüşmüştür. Üniversite sınavı baraj veya olgunluk sınavı değil bir sıralama sınavıdır artık.
Barajı geçemeyen aday sayısındaki artış sonrası lisans programları için tercih puan sınırının 180’den 170’e çekilmesi, önlisans pogramlarında da 150’den 140’a çekilmesi doluluk oranlarına az da olsa katkı sunacaktır. Bununla birlikte 2018’de kaleme aldığımız ‘Yükseköğretim Cazibesini Kaybediyor!’ başlıklı yazımızdaki trent de devam etmektedir.
Ne Yapmalıyız?
İlk olarak üniversite kontenjanlarında boş kontenjan oranı, normal öğretimin 2-3 katı olan 2. Öğretim programlarını kapatmalıyız.
Ardından 1992’ye kadar kurulmuş üniversitelerimizdeki kontenjanlar % 20 kısılmalıdır. Böylelikle öğrencilerimizin daha nitelikli bir eğitim almaları sağlanırken dalga etkisi ile diğer üniversitelerin doluluk oranları da artmış olacaktır.
Aynı üniversite içinde meslek yüksekokulları başta olmak üzere program birleştirmeleri yapılmalı, birbirine yakın şehirlerdeki üniversiteler arasında fakülte ve yüksekokul programları açılırken boş kontenjan yaratmamak için koordinasyon sağlanmalıdır.
Üniversite-Sanayi İşbirliği…
Üniversite bilgi üretim kapasitesini sanayinin ihtiyacı olan alanlara kanalize etmelidir. Üniversite insan yetiştirme kapasitesini sanayinin ihtiyacı olan yeterliliklere kanalize etmelidir.
Gerek önlisans seviyesinde gerekse lisans seviyesinde Yükseköğretim Programları işgücü talebi dikkate alınmadan açılmaktadır. Öğretim programları mesleki yeterlilikleri dikkate almamaktadır. Mezunlarımızı bir mesleği icra edebilecek becerilerle donatabilmeliyiz.
Sonuç olarak işsizliği öteleyen bir işlev üstlenen yükseköğretim sistemimiz öğrencisine bir meslek kazandıramadığı için yükseköğretim düzeyinde işsizlik oranı, genel işsizlik oranının yaklaşık 2 katıdır. Meslek kazandıramayan yükseköğretim sistemimiz de cazibesini kaybetmektedir.
Sanayi ve hizmetler sektörünün ara eleman ihtiyacının temininde kritik role sahip önlisans programlarına yerel siyasetçiler hizmet, etkinlik aracı, yerel esnaf geçim kaynağı gibi bakmaktan vazgeçmelidir. Üniversite yöneticileri de maalesef bu kurumlarımıza ikinci sınıf yükseköğretim kurumu olarak bakmaktadır. Vazgeçilmelidir.
……
Necmettin Erbakan Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Bölümü’nde 20 kontenjana 8,
Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde 20 kontenjana 4,
Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nde 60 kontenjana 4,
Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Felsefe Bölümü’nde 40 kontenjana 3,
Selçuk Üniversitesi
Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Organik Tarım Bölümü’nde 30 kontenjana 2,
Edebiyat fakültesi Arkeoloji Bölümü’nde 40 kontenjana 7,
Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü’nde 35 kontenjana 3,
Konya Teknik Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde 80 kontenjana 2,
Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü’nde 30 kontenjana 6,
Yerleşmiştir. Kritize edeceğiz. Gelecek hafta inşallah…