Mevlana İhtifalleri haftasında, Mevlana ile ilgli yazmamak olmazdı. Konya’mızın sahip olduğu bu değerden ne anladığımızı, hayatımızın akışına etkilerinin nasıl olabileceğini anlayabildiğimiz ölçüde ifade etmek ve çevremizle payalaşmak gerktiğine inananlardanım.
Okullarda verilmeye ve kavratılmaya çalışılan değerler eğitimi için, Mevlana bitmez, tükenmez çok önemli bir kaynak. Konya bu yönü ile çok şanslı bir yer. Mevlana gibi hiç etkisi eksilmeyen bir değerle beraber yaşayan yerleşim alanı.
Cömertlik, paylaşım, merhamet, şefkat, hoşgörü, sevgi, selam, kendini tanıma, Allah ve Peygamber sevgisi gibi önemli değer ve kavramların işlenmesinde, Mevlana’nın eserlerinden yararlanarak işlemek, çalışmaları verimli hale getirebilir.
Bu çalışmaların teorik olarak işlenmesinden sonra, örneklemelerini Mevlana türbesi, müzesi ve yaşadığı alanları görmek, incelemek, görsel açıdan bilgilerin iyi kavranıp pekiştirilmesine vesile olur.
Sahip olduğumuz maddi ve manevi zenginliklerimizin farkında olmamız, bu zenginliklerin yaşantımıza olan olumlu/olumsuz etkilerini bilip, hayatın mutlu bir şekilde idame ettirilmesi gerekir.
Maddi zenginlikler, bize hizmet ediyosa, ettirilebiliyorsa mutluluğumuza katkı yapabiliyor demektir. Ancak; sahip olunan bu maddi imkanlar, yaptığımız her türlü iş ve faaliyette bize hükmetmeye başlamışsa, tahakkümü altına almışsa, köleleşmişiz demektir.
Bu şuur ve farkındalığı kazanmak/kazandırmak, değerlerimizin iyi öğrenilmesinden ve hayatımıza uygulanmasından geçtiğini biliyor,” Değerler Eğitimini” onun için önemsiyoruz.
Mevlana Celaleddin-İ Rumi’nin anlayış ve fikirlerinin yüzyıllardır kaybolmamasının ve önemli olmasının sebeplerinden birisi, Allah’ın (c.c) yaratılış gayesine ve fıtratına uygun olmasındandır.
Özlü sözlerinde, hikayelerinde değindiği konular, Kur’an-ın ve hadislerin esasına uygun oluşu, onların ışığında, gerçeklerin insan lisanı ile ifadeleridir.
Toplum hayatının düzenlenmesi için yapılabilecek her türlü manevi eğitim ve insalara şuur kazandırma faaliyetlerinde, Mevlana’nın öğüt ve fikirlerinden faydalanmak, işlerimizi kolaylaştıracaktır.
Hayatın içinde karşılaşılan zorluklar, manevi boşluklar, Mevlana ve öğretileri ile buluştuktan sonra ortadan kalktığını, manevi huzurun yakalandığını, ilgili insanların yazdıklarından ve anlattıklarından canlı olarak öğreniyoruz.
Her yıl tekrarlanan Mevlana İhtifallerine, dünyanın çeşitli ülkelerinden, Mevlana hayranı ve fikirlerinin taraftarı insanların,Konya’ya akın etmesi, Mevlana’nın etkisinin devam ettiğine/edeceğine olan önemli bir göstergedir.
Bütün dünyanın ilgilendiği önemli bir değer olan Mevlana’yı bizler ne kadar tanıyor ve anlayabiliyoruz?
Dünya milletleri, sahip oldukları değerleri unutmamak/unutturmamak, her devirde gündemde tutmak, fikirlerini toplum için geçerli ve yaşanılır değer haline getirmek için o değerleri kurumsal haline getirmişler.
Almanlar, sahip oldukları önemli değerlerden birisi olan Johann Wolfgang von Goethe adına “Goethe Enstitüsü” kurarak, Almanya’nın dünya çapında faaliyet gösteren önemli bir kültür enstitüsü haline getirmişler.
“Goethe Enstitüsü” çalışmaları ile, bulunduğu ülkelerde Almanca’nın öğrenilmesini teşvik ediyor, uluslararası kültürel işbirliği çalışmalarına katkıda bulunuyor.
Mevlana’nın bizim için büyük bir değer olduğunu yeteri kadar analyıp, dünya çapında kültürel işbirliği için gerekli kurumsal yapının kurulmasını hasretle beklemek, önemsemek arzumuz olsun.
İdeal bir insan modelinin görülebileceği özellikleri vurgulayan “Mevlana’nın Yedi Öğüdü” ile yazımı sonlandırmak istiyorum.
1-Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3-Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5-Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol.
6-Hoş görülükte deniz gibi ol.
7-Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.