Sultan 2’inci Murad kalabalık bir ordu ile sefere çıkar.
Sefere çıkarken ordu, bahçelerin bulunduğu alandan da geçer.
Bir elma bahçesinden, bazı askerler dalından elma koparır.
Kopardıkları elma karşılığında, altınları toprağa atarlar.
Bir asker de yerdeki yarı çürük elmayı alır.
Ordu akşama doğru, bir yerde konaklar.
Bahçe sahibi, padişaha ulaşır.
Bahçesinden askerlerin elma yediğini ve parasını ödemediğini söyler.
Padişah sinirlenir.
“Kim bu askerler” diye sorar.
Bir asker, “Ben yaptım!
Padişah sorar: “Peki ama nasıl? Kul hakkını düşünmedin mi hiç?”
Asker, “Padişahım, benim yediğim elma yerdeydi ve çürüktü. Çürük bir elmanın para edeceğini düşünemedim. İki arkadaşım da oradaydı, onlar ağaçtan elma kopardılar ve parasını da bahçeye attılar.”
Bahçe sahibi çürük elmanın karşılığında 1 kese altın ister.
“Bir çürük elma bir kese altın eder mi?” denilse de bahçe sahibi vazgeçmez.
Padişah, “Hak sahibi sensin” der ve tereddütsüz 1 kese altını verir.
Bahçe sahibi duygulanır, altınları almaz. Padişaha: “Müslüman olmadan önce son defa adaletinizi tecrübe etmek istemiştim, beni affedin ve aranıza alın.” der.
İbret alınması gerekilen bir hikâye.
Hakkı, hak sahibine vermek kadar güzel bir şey var mı?
İnsanlar, adaletin sadece Adalet Sarayı’nda olacağına inanıyor.
Adalet, her işte hakkı bilmek, görmek, gözetmek değil mi?
Hakkı bilmeyen ve hakka inancı olmayan insanlar, adaletli davranmaz.
Bazısı kul hakkı yemekten bir milim bile geri durmaz ama dilinden de hakkı eksik etmez.
Şöyle bir toplumu bir izleyin.
Adalete herkes inanıyor fakat kaç kişi adilce iş yapıyor.
Çok az.
Herkes, kolayın peşinde.
Adaletli olmak zordur.
Hakkı söylemek de zordur.
Peygamber efendimiz, yaşadığı çağda hakkı söylemekten korksaydı, Müslümanlık bu kadar yayılır mıydı?
Bir de şimdi bize bakın.
Herkes bir şey kaybetme korkusu içerisinde.
Bir çürük elmanın bedelini Padişahtan korkmadan isteyen bir bahçe sahibi ve büyük bir hak inancı ile çürük elmaya bile bir kese altın veren Padişahı gözünüzde canlandırın.
“Niye” diyerek, durumu beyninizde sorgulayın.
Bu olayın üstünden asırlar geçti.
Ama halen bu “kul hakkı” korkusunu anlatan hikaye dilimizde.
Okullarımızda, müzik dersi varsa, resim dersi varsa, adalet dersi niye yok?
Çocuklarımıza adalet duygusunu aşılayalım.
Allah’ın adaleti şaşmaz ve Allah adil olanları sever.
Allah, adaletinden ayırmasın.