CUMHURUN SEÇİM HEYECANI

Hasan Mutluoğlu

Çok net hatırlıyorum. Sabah olmadan erkence bir saatte ağıt ve vahlar eşliğinde uyandım.

Rahmetli anne annem ağlıyor ve söyleniyordu. Baktım; askerdeki dayım gelmiş. Öyle bir haber getirmişti ki, anne annem vahlanarak ağlıyordu.

Sevinçli haber olsa neden ağlasındı? Anlamaya çalışıyordum. Askerden gelene sevinilmesi gerekirken bu ağıt niye?

Dayım o sabah, Adnan Menderes’in idam haberini getirmişti. Anne annemin ağlaması, söylenmesi ve bedduaları onun içindi.

Çocukluğumda yaşadığım o sahne hafızamdan hiç silinmedi. Büyüdükçe Menderes ile alakalı çok şeyleri anlamaya ve öğrenmeye çalıştım.

Milletin gönlünde nasıl yer aldığını, yapılan hizmetlerin asla unutturulamadığını yaşayarak müşahede ettik/ediyoruz.

Doğal olmayan bir güçle elde edilen itibarların nasıl ortadan kalktığını yakın zamanda gördük.

Okullardan, caddelerden, beldelerden isimleri kazındı. Nerede o görkemli günler?

Milletin sevdiği, bağrına bastığı Adnan Menderes’in sevgisini yok edebildiler mi? Memleketin dağına taşına kazımış gibi her an karşımızda durmakta.

Milletin verdiği güç ve itibarın yerini hiçbir şey dolduramıyor. Bu güç ve itibar alımı, milletle bütünleşme becerisini gösterme ile doğrudan alakalı.

Esasında Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili yazmak isterken, çok gerilere doğru gittim. Ama şunu fark ettirmek istedim.

Bu seçim,diğer bütün seçimlerden çok farklı bir anlama sahip.

Çünkü; Cumhur  Başkanını seçecek. Kendi iradesi ile, doğrudan muhatap olarak Cumhurbaşkanını seçecek.

Ülkemizde daha önce seçilen cumhurbaşkanlarının seçtirilme serüvenini hep birlikte hatırlamaya çalışalım.

Rahmetli Turgut Özal haricindekileri bu millete nasıl dayatarak seçtiklerini hep biliyoruz.

Sevinilmesi gereken başka bir durum da, hemen hemen her kesimin temsilcisi durumunda diğer adayların olmasıdır.

Bu tür bir seçimin ilk uygulamasında bile böyle bir tablonun ve yarışın olması, Türk Demokrasisi için önemli bir aşama.

Adayların ikisinin siyasi ortamdan gelmeleri, dayatma aday olmadıklarını düşünebiliriz. Zira, kendilerini siyaseten kabullendirmişler, şimdi de yeni pozisyon için halkın onayını isteyeceklerdir.

Diğer aday için bu durumu söylemek zor.

Yine aynı dayatmacı zihniyet, sizin değerlerinizi de alet etme pahasına, karşınıza dayatma bir aday çıkardılar.

“Buyur buradan yak.” Yok öyle yağma. Biz bu filmleri çok gördük. Ne yaparsanız yapın, Allah (c.c) yapılan bütün hesapların üzerinde mutlaka bir hesabı vardır.

Bu Millet, bu ülke güzel günlerine kavuşacaktır. Hiçbir güç bunu değiştiremeyecektir. Dünyanın bu ülkeye ve insanına ihtiyacının olduğuna inanıyorum. Allah bunu hak edene mutlaka verecektir.

Dayatmacı zihniyet ve destekçileri durmayacaktır.Bu durumu hiç unutmadan çalışmak ve dikkat etme zorunluluğu vardır.

Ülkemizde bütün siyasi ve ideolojik faaliyetler, maalesef lidere bağlı olarak devam ede gelmiştir.

Kurucu lider, hangi sebeple olursa olsun, söz konusu faaliyetin dışında kaldığında hareketin gerilediği hatta silindiği görüldü.

Recep Tayip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında, aynı akıbetin tekerrür edeceği endişeleri var.

Adalet ve Kalkınma Partisi, geçmişte yaşanan partilerin akıbetine uğrayacağı söylenmekte.

Ben böyle düşünmüyorum. AKPARTİ’nin geçmişten ders aldığını, yaptığı çalışmalardan fark edebiliriz.

Parti çalışmalarını; toplumun bütün kesimlerini, yaş kuşaklarını, cinsiyeti, bölgesel dengeler gerçeğini dikkate alarak yapıyor.

Partinin her kademesinde görev alacaklar için TEK ADAM anlayışının dışında insan yetiştiriyor.

Bence en önemlisi de şu. Halk artık kendi gücünü nasıl kullanacağını öğrendi. Halkın onayını almadan bu ülkede bazı şeyleri yapmak çok zor.

Halk, seçimlerle nelerin değişebileceğini yaşayarak gördü. Mensubu olduğu siyasi anlayışı koruma adına gerekenleri yapacaktır.

Cumhur seçim heyecanını şimdiden yaşamaya başladı.

Halk,ilk defa büyük hedefler çizerek, hedeflerine tarih koyarak, geleceğin tahmini ülke tablolarını çizen bir Cumhurbaşkanı adayı ile karşı karşıya.

Halk, kendi değerlerini bu dönem öncesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile devletin zirvesinde yaşadığını gördü.

Halkın,bu durumu, doğrudan kendisinin de katkıları ile yeniden yaşamak ve taçlandırmak için gerekeni yapacağına inanıyorum.