Cumhurbaşkanlığı Seçimi Sonrası Gündem Çok Yoğun

Hamdi Bağcı

Bugünlerde yoğun bir gündem var biliyorsunuz, bir taraftan 'maklubeci yavşak!'ların bitmek bilmeyen yenilgi süreçleri ve sonrasında hala, “yıkılmadık ayaktayız” aymazlıkları. Ve yenilen pehlivan güreşe doymazmış, makamında oluşturmak istedikleri korku atmosferi, yazılıp çiziliyor.

Bir taraftan eski tamtamcıların CHP’nin yenilgisi üzerinden millete hakaretleri gündemde.

Bir taraftan CHP yine karıştı, önümüzdeki süreçte öyle anlaşılıyor ki, CHP yine kavganın, gürültünün merkezi olacak.

Bir taraftan IŞİD terörünün oluşturduğu gündem var.

Ve bir taraftan ise “peki kim başbakan olacak?” Ya da bir başka şekliyle, “Ahmet Davutoğlu Başbakan olur mu?” Sorusu gündemi yoğunlaştırıyor.

Aslında bu hafta paralel çete ile ya da Yeni Şafak Gazetesinden Salih Tuna’nın ifadesi ile 'maklubeci yavşak!'larla ilgili bu süreçte pek yazmak istemiyordum. Yine de fazla yazmayacağım ama şu kadarını size ifade edeyim; Bunların tehditlerini boş verin, bitecekler hiç şüpheniz olmasın, tehditleri, iftiraları, çirkeflikleri, bedduaları, sanki İslam Dininin sahibi imiş gibi Pensilvanya’dan adeta millete tehditler savurmalarını aldırmayın.

Bir kere şundan emin olun bunlar şu anda korku oluşturmak istiyorlar, zira devletimizden, belediyelerden, milli eğitimden, diyanetten yavaş yavaş temizlenecekler, bunu çok iyi biliyorlar ve kendi taraftarlarını korumak için kubarıyorlar, hepsi bu.

Bunların, Pensilvanya’nın, paralel çetenin bir geleceği yok, olamazda.

Artık CHP ve MHP’de bunlarla hareket etmez, zira biliyorlar ki; paralel çete ile 'maklubeci yavşak!'larla hareket ederlerse onlarda bitecek. Bu millet bunlara pirim vermiyor ve vermeyecektir de…

İstedikleri kadar geleceklerini, kazanacaklarını korku salvoları ile insanlara iddia edip dursunlar, Allah’ın izni ile ümmete, ülkemize ihanet eden bu köksüz, çapsızların sonu gelmiştir. 

Peki, bunlara karşı ne yapalım? Çocuklarımızı hiçbir şekilde bunların okullarına, dershanelerine göndermeyelim. Bunların dergilerini gazetelerini almayalım, hatta muhatap dahi almayalım. Bunların yandaşlarından alışveriş yapmayalım.

Ve bunlarla gündemdeki konuları konuşmayalım, zehirlerini saçmalarına müsaade etmeyelim, zehirleri kendilerini yesin bitirsin, yok olsunlar gitsinler.

Bunları dinlemeyelim, bunlarla aynı ortamda yer almayalım. Özellikle haşhaşi seviyesinde Pensilvanya’daki tuhaf tipe, kendini dünyanın seçilmiş insanı zanneden patolojik tipe, tapma seviyesinde bağlanmış insanlarla kesinlikle konuşmamamız gerekiyor.

Zira konuşursak Allah korusun adamlar dinden imandan çıkıyorlar, sonra biz onların günahlarına şahit olmuş oluyoruz ki bu bile vebal olarak yeter.

Onların tehditlerini, korkunç olmaya çalışan arızalı hallerini elimizin tersiyle itip, geleceğe bakmalıyız.  Allah’ın izni ile izleyin, sıra Yargıya geliyor, diğer alanlara gelecek, bunlar tamamen bitecekler.

 

CHP konusunu da konuşmaya değer bulmuyorum, elbette İstanbul ve Ankara medyası yine yoğun bir şekilde CHP’yi konuşuyor ama Konya’dan yüzde 10 bile almayan bir partinin konuşulmaya değer neyi olabilir Allah’ınızı severseniz?

 

MHP’yi yadırgıyorum sadece, Sayın Devlet Bahçeli ne kadar sertti seçim akşamı açıklamalarında?

Yakışmıyor, tabanımız aynı bizim, bu toprakların insanlarıyız.  

Merhum Türkeş’in çizgisine MHP Devlet Bahçeli döneminde tamamen uzaklaşmıştır, MHP’yi o çizgiden ülkücü kardeşlerimiz mutlaka kurtarmalıdır.

Bir de şunu ifade edeyim, Türkiye’nin Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı 28 Ağustosta düşer, bunu MHP bilmiyor mu?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sadece TBMM’nin seçme yetkisi ortadan kalkmış, TBMM yerine Cumhurbaşkanımızı milletimizin seçmesi Anayasa’da öngörülmüştür. Onun dışında değişen bir şey yoktur. Sayın Süleyman Demirel’in de başbakanlığı mazbatayı aldığı gün bitmiştir, Sayın Turgut Özal’ın da…

Başbakanlığın temel şartı milletvekili olmaktır, milletvekilliği ise mazbatayı aldığı gün düşmektedir. Sayın Abdullah Gül’ün milletvekilliği de öyle düşmüştür.

Hal böyle iken saçma sapan bir alandan Türkiye’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’a böyle çirkin bir üslupla saldırmak doğru değildir. Ne istemektedir Sayın Devlet Bahçeli, AK Partililerle MHP’lilerin kavgasını mı?

Yakışmıyor, Sayın Devlet Bahçeli’ye bu üslup yakışmıyor ve ne yazık ki MHP’ye de Devlet Bahçeli yakışmıyor.

Bülent Ecevit’e, CHP’lire, Kemal Kılıçdaroğlu’na sevgi merhamet gösteren Devlet Bahçeli halkımızın Cumhurbaşkanı olarak seçtiği Recep Tayyip Erdoğan’a ise çirkin bir üslupla saldırmakta, iftiralar atmaktadır. Elbette o gazabı kendisini yakar, başkasına zarar vermez de,

Neticede MHP’nin bu liderini kesinlikle sorgulama vakti gelmiştir, bu gidişle MHP diye bir şey kalmayacak ve MHP, CHP’nin ve paralel çetenin oyuncağı haline gelecektir. MHP tabanı bunu mu istemektedir? 

 

Peki, Ahmet Davutoğlu Başbakan olacak mıdır?

 

Mesele Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olması değildir, mesele Ahmet Davutoğlu ile birlikte Konya içinden başbakan çıkarmış bir merkez şehir olabilecek midir?

Şimdi önemli olan AK Parti’de fitnenin oluşmasını önlemektir, şimdi önemli olan senin adamın, benim adamım havasına AK Partiyi götürmeden bu süreci bitirmektir.

Ahmet Davutoğlu Başbakan olacaktır İnşa Allah ama bunu bir zafer gibi görmek yerine bize düşen Konya’nın geleceğini kurgulamak ve Konya’nın dünyada önemli bir medeniyet merkezi haline gelmesine katkı yapmaktır.

Ahmet Davutoğlu’nu istemeyen Konyalılar var mı?

Konu önemli, yarın devam ederiz, burada önemli olan Devletimizin, milletimizin, AK Parti’nin zarar görmeden bu süreci yürütmesidir ve bunun dışındaki konular inanın teferruattır.

Bu konulara devam edeceğiz.