Bu yazımı siyasi yalakalık diye anlayanlar işinize nasıl geliyorsa öyle anlayın kendimi savunacak değilim. Hala milliyetçi bir düşünceye sahibim fakat asla kafatasçı değilim ve kendime bir yol seçtim. Vatan ve milletin bekasını düşünen ve kendimi bildim bileli bu davayı ölesiye savunan bir milliyetçiyim. Fakat çoğunun itiraz edebileceğini bildiğim için sürekli söylüyorum ben Ak Partiliyim. Geçenler de kendisini milliyetçi diye tarif eden bir kişi, milliyetçiler Ak partiye oy veremez demişti. Ama ben hala ülkücüyüm ve kimseye kendimi beğendirme derdinde de değilim. Evet ben bir partili olabilirim ama bu milletin bir ferdiyim, tıpkı sizler gibi, belki sizden farklı bir düşünceye sahibim. Fakat tarih tekerrürden ibarettir sözünü söyleyerek endişelerimi, sezgilerimi ifade edeyim. Çünkü bu vatan hepimizin. Buyurun başlayalım.
Osmanlıdan günümüze yani 15 Temmuz Darbesi’ne kadar Batı içimizden birilerini kandırıp bu memlekette yönetimlere müdahale etmedi mi? Hem de bunu bu vatanın evlatlarına yaptırmadı mı? Yaptırdı. Buyurun bunu tarihte yaşanmış bir anı ile anlatmaya başlayalım. ll. Abdülhamit Han tahttan uzaklaştırılınca bir gazeteci Mithat Paşa’ya sormuş “Paşam istediğiniz oldu şimdi neler yapacaksınız?” Paşa ise soruya cevaben, “Biz sadece Abdülhamit’i yıkmaya odaklandık, onu hiç düşünmedik” diyerek cevap vermiş. Yarını düşünmeden hareket ettiklerini görüyoruz ki Abdülhamit Han’dan sonra koskoca Osmanlı çınarının devrilmesine engel olamadılar. Buradan hareketle son yıllarda Batı destekli bir sürü darbe teşebbüsü veya operasyona ülke olarak maruz kaldığımızı biliyoruz. Ve bu teşebbüslerden, halk hareketi olarak lanse edilen ama arka planda iktidarı uzaklaştırma amacı taşıyan Gezi olayları İlk teşebbüs olması bakımından önemlidir.
2013 yılında tam da 27 Mayıs Darbesi’nin gerçekleştiği günlere denk gelen bir zaman diliminde başlayan Gezi Olayları sırasında ben Ak Partili değildim. Sayın Erdoğan ve Ak Parti’yi fırsat buldukça eleştirmekten asla geri durmazdım. Gezi olayları başladığı sıralarda arkadaşlar ile sohbet ederken bu Geziciler beni Ak Partili yapacaklar demiştim ve gittim Ak Parti’ye üye oldum. İyi ki de olmuşum. O günlerde Gezi Olayları devam ederken bunun sosyal bir mesele olmadığını bilakis dış menşeili bir operasyon ve Millet iradesine yönelik bir tehdit olduğunu düşünerek Ak Partili olamaya karar verdim. Çünkü o günlerde birileri “mesele ağaç değil anlamadın mı” veya “Zulüm 1453 te başladı” gibi imalı sözlerle gezi olaylarının fitilini ateşlemişti. Hiç kimse başlangıçta bu eylemin böyle bir amaca dönüşeceğini öngörememiş olacak ki gezi olaylarının yedi ağaç kesilmesin veya Atatürk Kültür Merkezi yerine Avm yapılmasın değil, binlerce yıllık devlet geleneği olan o koskoca çınarı yıkmak üzere başlatılan karşı eylem haline evrilmesini öngöremediler. Şimdi düşünüyorum da Ak Parti ve Erdoğan düşmanları o tarihlerden beri sürekli dirsek teması kurarak hepsi bir kutupta birlik olmuş davanın Ak Parti de vücut bulmuş ismi Erdoğan’ı devirmek için tüm benzemezler o gün aynı amaç için toplanmışlardı. Hala meselenin ağaç olduğunu sanan ve bu yönde dilek ve söylemde bulunanlar bu eylemin ne olduğunu hala anlamakta zorlanmaktadırlar. Ne diyelim diyecek söz bulamıyorum. Hepsi bir amaç için el ele vermiş ve Erdoğan’ı devirmek için yalan yanlış ve düzmece kurgular ile bir araya gelerek aynı safta yer almışlar. Hele o günlerde gezi olayları başladığı zaman bunları eleştiren kim varsa şimdilerde gezi olaylarını aklama yarışına girdiklerini görüyorum. Yazık bile diyemiyorum. Çünkü bu millet size rüyanızda bile görmeyeceğiniz makam ve mevki verdi fakat sizler ihtirasınızın veya kininizin esiri olmuşsunuz ve bunun farkında bile değilsiniz. Tıpkı Mithat paşa gibi kininiz gözlerini kör etmiş. Gerçekten yazık bile diyemiyorum bu milletin gönlünde değer kazanmak itibar ve hayır duaları ile anılmak varken neden kininizin esiri olarak hareket edersiniz. Çooooooooooook yazık. Saygılarımla