Geçtiğimiz üç hafta öyle basit goller yemiştik ki gerçekten de puan kayıplarından daha çok bu yediğimiz basit goller canımızı acıtmıştı. Bunun ana etkeni, daha önceki yazımda da bahsettiğim üzere Ali hocanın defans hattında henüz oyuncu istikrarını oluşturamamasıydı. Kayserispor maçında da benzer bir senaryo yaşar mıyız diye beklerken çok şükür böyle bir gol yemedik ve en azından canımız iki kez sıkılmadı. Puan kaybına rağmen bu da bir şey. Çok şükür doyduk.
**
Takım geçmiş dönemlerde inişli çıkışlı grafikler sergilese de ligde kesintisiz 12 sezondur mücadele etmeye devam ediyor. Bu süreçte Avrupa’ya gittik, kupa aldık, geçen yıl olduğu gibi son anda bu lige tekrar tutunduk.
Konyaspor çok büyük bir camia. Taraftarı olan büyük bir şehrin takımı. Dönem dönem taraftar ilgiyi kesse de her zaman ligin ortalamasının üzerinde seyirci toplayan bir Anadolu takımı. Haliyle insanların da bu takımdan beklentileri fazla oluyor. Şahsi düşüncem Konyaspor’un borçsuz bir kulüp olarak bu ligde süresiz yer alması tatmin edici bir durum olur. Sonrasında vites yükseltilmek istenirse birkaç tane akıllı transfere bakar. En büyük beklentim tüm bu süreçler yaşanırken takımın borç yükünün artmamasıdır. Bu da biraz da olsun sportif başarıya bakıyor.
Geride bıraktığımız sezonu baz alırsak 1 puanın bile ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anladık. En azından bunu anlamış olmamız gerekirdi diye düşünüyorum. Bu yüzden ligin başında işi ciddiye alıp olabildiğince puan toplayarak ikinci yarıyı daha rahat bir sıralamada tamamlamak ana hedeflerden biri olmalı. Şu dört maçlık serüvene baktığımızda ortadaki 12 puanın 4’ünü cebimize koyabilmişiz. 8 puanlık bir kayıp söz konusu. Yapılan transferlerin birçoğunun kamp dönemine yetiştiğini de düşününce bu puan kayıplarının devamının geleceğini öngörmek pek zor değil. Şu ana kadar takım oturmalıydı ve 12 sezondur ligde kesintisiz yer alan bir takım gibi çıkıp çatır çatır topunu oynayıp lige yeni çıkmış Bodrumspor’u ve transfer tahtası halen kapalı olan ve geçen sezona göre kadrosuna ilave güç katamayan Kayserispor’u kendi evinde yenebilmemiz gerekiyordu. Sezona iç karışıklıklarla başlamış ve hoca/takım uyumsuzluğu söz konusu olan, belki de uzun süre sonra böyle çaresizce yakaladığımız Galatasaray mağlubiyetini hiç saymıyorum bile. 12 puan toplamamız hayal değildi. Ama olmadı.
Bugün ligin geneline baktığımızda rakibimiz olan 18 takımın 10 tanesinden gönül rahatlığıyla minimum 3 puan alırız diyemem. Keza 10 takımdan 3 puan alsak dahi toplamda 30 puan yapar ve bu da hiçbir şeye yetmez. Bunun matematiksel bakış açısı da budur. Lig çok çetin ve geçen sezona göre daha da zorlu geçecek. Bu yüzden hiçbir maçın telafisi yok.
**
Maç sonlarında yapılan tepkileri normal bulsam da taraftarın maç esnasında takımı ıslıklamasını tasvip etmem mümkün değil. Bunu daha önceki sezonlarda da yaşadık ve hep negatif şeyler doğurdu. Pozitif bir katkısı olmadı. Yine de gerçekleri görmezden gelmek Konyaspor’a zarar verecektir. Gerçek şu ki Ali hoca ile taraftar maalesef uyuşamadı. Keşke uyuşabilseydi.
Beni şahsen tanıyan bazı dostlarıma da bahsettiğim bir konu vardı geçen sezon sonunda. Buradan paylaşmayı da abes görmüyorum. Sosyal medyadan yazdıklarım bazen yeterince anlaşılamıyor ya da söylemek istediğimi net ifade edemiyorum. Bu yüzden uzun cümlelerle buraya aktarmak istedim.
Ali Çamdalı’nın bu sezon devam edip etmemesi ile ilgili düşüncem aynen şöyle idi.
Eğer Ali hoca ile bir samimiyetim olsa idi geçen sezon sonunda aynen şu ifadeyi yüzüne karşı söylemek isterdim.
- Hocam; Bu takıma daha önce emek vermiş, kaptanlığını yapmış, iyi ve kötü zamanlarını iliklerine kadar hissetmiş birisiniz. Daha önce yaşanılan süreçlerden ötürü krediniz de bir hayli düşük. Fakat, geçen sezonun son dört maçında tabiri caizse ateşten gömleği giymek için soyundunuz. Bu da her babayiğidin harcı değildi. Öyle ya da böyle takımı bir şekilde ligde tuttunuz. Bu yüzden de taraftarın gönlündeki krediniz makul bir düzeye yükseldi. Ama bu halen Konyaspor ile uzun bir maratonu kaldırabilecek düzeyde değil. O yüzden sizin yerinizde olsam aynen şu cümleyi kurar Konyaspor camiasının gönlünde taht kurarak veda ederdim.
‘’Benim misyonum Konyaspor’u ligde tutarak bitti. Fakat her zaman için Konyaspor gibi büyük bir takımı çalıştırmak en büyük arzum. Bu nedenle daha tecrübeli bir şekilde ve daha doğru bir zamanda bu takımın başında yer almak istiyorum. Bu nedenle Konyaspor’a gelecek sezon başarılar dilerim’’
Tabi böyle bir senaryo yaşanmadı ama keşke benzer bir veda olsa idi. O zaman belki de çok daha güzel şeyler konuşabilirdik gelecek senelerde. Çünkü takımın kendi değerlerini kendi içinden üretebilmesi demek bir futbol şehri olma yolunda atılan adımlardan en büyüğü olması demektir. Ben şahsen gerek Ali Çamdalı’nın gerekse de Konyaspor’da forma giymiş veya Konyaspor’a herhangi bir kategoride emek vermiş herkesin bu takımda başarılı olmasını canı gönülden isterim ve her zaman da destekçisi olurum. Çünkü takım aidiyeti kolay oluşmuyor.