Kaşıkçı cinayeti ile birlikte Yemen yeniden gündemde…
Amerikan zırhı giymiş Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yemen’deki Husilerin İran’dan destek aldığını gerekçe göstererek kaos ortamı oluşturmaya çalışıyor. Ortaya çıkan tablo ve en çok da çocukları hedef alan açlık krizi; halkı yoksulluk kuyusuna hapsetmiş durumda.
Ülkede insanlar o kadar mağdur bir durumdaki ellerindeki maddi varlıklarını satıp bir parça ekmek bulabilmenin derdine düşmüş durumdalar.
Muhammed bin Selman, her ne kadar mezhep savaşları adı altında Husilere saldırdığını göstermeye çalışsa da, ortada büyük bir gerçek var. O da minicik bedenlerin önce bir otobüste ardından da bu açlık krizi ile canlı canlı ölüme götürülmesi…
Evet, mezhepsel katliam yapılıyor!
İran da, Arabistan da dini kendilerine maske olarak kullanarak kendi mezheplerini baskın çıkarmaya çalışıyorlar. Fakat göz ardı ettikleri bir şey var.
Çocukların mezhebi yok!
21. yüzyılda, cahiliye devrinden beri Arabistan topraklarında yaşanan en büyük çocuk katliamı yapılıyor. Dünya’nın gözleri önünde masum bedenler bir bir açlık ve sefaletten ölüyor.
Mezhep adı altında siyasi rantlarının peşinde koşan İran ve Suudi Arabistan, Dünya’nın belki de en güzel yerlerinden biri olabilecek Yemen’i kanla yıkamayı tercih ediyorlar. Ve bu durum bir ülkenin bitmesine sebep oluyor.
Üstüne birde tüm bu olanların çocukların üzerinden yaşanması içimizi acıtıyor. Suriye’de, Filistin’de, Yemen’de, Irak’ta, Arakan’da, Doğu Türkistan’da yaşanan dram maalesef çocukları hedef alıyor.
Bir neslin böylece yok edilmesi ve buna bir Allah’ın kulununda ses çıkarmaması o kadar trajik ki!
Sözde modern olan bu çağda, sahnede oynanan oyunda, büyüklerin devlet politikalarını, siyasi güç savaşlarını, Sünni-Şia çatışmalarını izlesek de, asıl perdenin arkasında kalan küçük bedenleri görmüyoruz.
Yemen yönetimi ve ABD destekli Suudi Arabistan, Husilerin İran’dan destek aldığını gerekçe göstererek çatışmayı körüklüyor.
Bu konuda Avrupa’nın izleyici konumda olması anlaşılabilir bir şey. Çünkü biliyoruz ki onlar kandan besleniyorlar.
Ama İslam dünyasının koltuklarından kalkmasını ve bu gidişata bir dur demesini istiyorum artık.
Cahiliye devrini yeniden yaşıyoruz dedim ya.
Geçtiğimiz gün minik Emel açlıktan hayatını kaybetti.
Kız çocuklarının canlı canlı toprağa gömüldüğü günlerden, açlıktan toprağa gömüldüğü günlere geldik.
Hani Osmanlı askerlerinin gidip de gelemediği Huş var ya, o türkü geliyor aklıma.
Şehare yolundaki Huş Köprüsü’ne yakılan o ağıt geliyor aklıma.
Minikler, uçurumdan ölüme atılıyor. Yazık bize…