İnsanı kötülüklerden alıkoyan en büyük manevî güç vicdan ve merhamettir. Bu yüzden evde ve okulda evlatlarımızı yetiştirirken Allah korkusu olan, vicdan ve merhamet sahibi kimseler olarak yetiştirmeliyiz. En büyük gayemiz akademik başarıdan önce kazandırmamız gereken değerler olmalıdır.
Günümüzde değerler hususunda çocukların eğitimine verilen önem gittikçe artmaktadır. Bunun sebebi bu değerlere olan ihtiyacın her geçen gün artması, toplumdaki bazı değerlerin gittikçe eksilmesidir.
Saygı, sevgi, hoşgörü, dürüstlük, sorumluluk, barış, merhamet gibi erdemler, çocuk eğitiminde en çok üzerinde durulması gereken değerlerdir.
Bu değerlerin küçük yaşlarda çocuklara kazandırılması toplum açısından çok önemlidir.
Bunun için öncelikli görev, evde anne ve babalara, okulda da öğretmenlere ve aslında toplumunun yetişkin tüm bireylerine düşmektedir. Bunu başarabilmek içinse nasihatten daha kıymetli olan yol, çocuklarımıza örnek olmaktır.
Malumumuz bu hafta tüm ülkede 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık. Bu kutlamalara dair yüzlerce video sosyal medyada paylaşıldı. Bunların içinde gösteri elbisesi alamadığı için programdaki oyuna katılamayan; arkadaşlarını bir kenardan seyreden öğrenci ve buna sebep olan öğretmenler de vardı; kucağına engelli öğrencisini alıp gösteride onunla birlikte erik dalı oynayan öğretmen de. Hatta ülkenin değerlerini taklit etmek ve yaşatmak yerine; vergi kaçakçısı birilerini taklit ettiren meslektaşlarım da vardı maalesef.
Nasıl ki bu öğretmenlerimizin her birini vaktiyle okullar ve öğretmenler yetiştirdi ve topluma kazandırdı ise bugün eğittiğimiz çocuklar da geleceğimizin bireylerini yetiştirecek. Sağlıklı mutlu ve huzurlu bir toplum için güzel yetiştirilmiş çocuklara ihtiyacımız var. Bireyler ahlakı yönden ne kadar sağlıklı yetiştirilmişse toplum da o kadar yüksek ahlaki değerlere ulaşacaktır. Bu yüzden onları en güzel şekilde yetiştirmek zorundayız. Onlara verebileceğimiz ahlaki değerleri ise ancak yaşayarak ve örnek olarak verebiliriz vesselam..