İçerisinde bulunduğumuz rahmet, merhamet ve mağfiret ayı olan Ramazan vesilesi ile camilerin nüfusu arttı ve özellikle teravih namazı ile yüzlerce Müslüman bir araya gelip cemaatle birlikte saf tutma imkanı buldu.
Küçük çocuğu olup, bu manevî şölenden mahrum kalmak istemeyen biz anneler de çocuklarımızı alıp camilerin yolunu tuttuk.
Çocukla hareket etmenin, onu bulunduğu ortama adapte edip oyalayabilmenin ne kadar zor olduğunu çocuğu olan anne ve babalar çok iyi bilirler. Yaşları gereğince bir buçuk saat sessizce oturup anne ve babanın namazını bitirmesini bekleyecek tabiatta değiller. Koşuşturmak, oyun oynamak, hoplayıp zıplamak istiyorlar haliyle!
Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Ümmeti Muhammed'in geleceği. Geleceğimizi inşa ederken yarın meyve alabilmek için bugün tohumlar serpmemiz ve şimdiden yatırım yapmamız gerekli. Bunun için de çocuklarımıza cemaati, İslam'ı ve camileri sevdirmeli ve onları camilerle içli dışlı etmeliyiz. Bu yüzden camiye gelen çocuklarımızı lütfen azarlamayalım. Çünkü çocukları camilerden uzak tutmanın, sevdirememenin bedelini bugün cemaatsiz camiilerle, İslam'dan bihaber yaşayan nesillerle ödüyoruz.
Azar yiyerek kalbi kırılan, camiden kovulan hatta bazen dayak dahi yiyen bu çocuklar camiden ve İslam'dan uzaklaşıyor ve dinimize karşı nefret besleyecek duruma gelebiliyorlar.
Cem Karaca'nın sağlığında bahsettiği cami anısı birçok kişi duymuştur. Şöyle anlatır: "Yedi yaşlarında camiye gittim. Dizimde ağrı olduğu için bir ayağını uzatmıştım. Birden yaşlı bir adamın ayağını ayağıma vurmasıyla irkildim. Sonra haşin bir ifadeyle: 'Utanmıyor musun, Allah'ın evinde ayağını uzatmış oturuyorsun, kalk' gibi sözlere muhatap oldum.
Kalktım ve ancak yetmiş sene sonra camiye dönebildim"
Peygamber efendimiz (sav) döneminde çocuklar camiye gelmiş, oyunlar oynamışlar. Efendimiz çocuklar için bazen secdeleri uzatmış bazen de çocuk sesi, ağlama sesi geliyor, annesi çocukla ilgilensin diye namazı hızlı kıldırmış ancak hiçbir zaman tenkid edip azarlamamıştır.
Elbette caminin bir adabı vardır. Ancak bu adabı çocuklarımız camilerde zamanla, sevgi ve merhametle bizlerden öğrenecekler.
Bu yüzden bu konudaki bakış açımızı güzelleştirmeliyiz. Çocuklarımız camilerin süsüdür. Onlara bu gözle bakmalı ve onların çıkardıkları sesleri cennetten gelen kuş cıvıltıları gibi düşünmeliyiz. Ve en önemlisi onlara camileri sevdirmeliyiz.
Fatih Sultan Mehmet Han'ın " Siz saf tutarken çocuk sesleri duymuyorsanız geleceğinizden endişe duyun" sözüne kulak verelim vesselam.