Babasıyla kaliteli vakit geçiriyordu. Öyle ki mutluluktan kendinden geçmişti. Babanın küçük bir motosikletine birlikte binmişler ve ağır ağır etrafı seyrederek geziyorlardı. Para zengini olmadığı her halinden belliydi. Ama gerçek zengin o idi çocuğunu mutlu ettiği için.
Peki, para zengini olanlar ne yapıyorlar? Maalesef, para kazanacağız diye çocukları ile ilgilenmiyorlar hiç. Paralarını verip, birilerinin çocukları ile ilgilenmesini sağlıyorlar veya bol bol harçlık verip susturmaya çalışıyorlar.
Çocuklar susuyorlar ama başlarına gelen felaketleri babaları hiç görmüyor bile. Ne zaman ki durumu fark ediyorlar işte o zaman kıyamet kopuyor.
Baba başlıyor bağırmaya. "Ben bu çocukların bir dediğini iki etmedim, her istediklerini yaptım. Böyle mi yapmalılardı" vb. cümleler ile kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Ama çocuklar büyüdü artık. Babalarının kokularına hasret kaldılar.
Sonuç hüsran.
Babaları yaşlandı.
Çocuklar babalarının işini ellerine aldılar.
Artık onlar da çok meşguldüler. Babaları hastalandı ve birilerini gönderdiler. Onunla ilgilensin diye. Paraları vardı ya. İşte o parayla birilerini görevlendirdiler. Baba çocuklarını bekliyordu ama nafile. Çocukları da kendileri gibi olmuştu.
Torunları ile ilgilenmiyorlar ve onlara hocalar tutuyorlar güya ellerinden geleni yapıyorlardı. Bu döngü böylece devam edip gidiyordu. Hatta, o baba düşkün hale geldi. Çocuklarının hiçbiri ilgilenmedi. Hep beraber huzurevine yatırdılar ve orada öldüğünde cenazeye bile gelmediler.
Böyle zenginlik yerin dibine batsın kardeşim. Sizce para zenginliği her zaman mutluluk getirir mi? İşte bu örnekte olduğu gibi iseniz asla mutluluk getirmez. Ama hem para kazanır hem de çocuklarınıza ve eşinize kaliteli zaman ayırabilirseniz, elbette o daha iyidir.
İki iyiliği bir arada yaşamak isterseniz, lütfen aklınızı kullanın kardeşlerim. Zeki olmak elbette önemli ama zekayı uygun bir şekilde kullanmak bence çok daha önemlidir. Buna da akıl etmek derler.
Akıl etmeyene yani aklını kullanmayana da AHMAK derler.
Sevgi ve saygılarımla