Çocuklarımızı küçük yaştan itibaren özgüveni yüksek, sorumluluk alabilen bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz.
Onların özgüvenini desteklemek ve sorumluluk almalarını sağlamak istiyoruz. Ancak günümüz şartlarından bu pek mümkün olamamaya başladı. Artık çocuklarımızı gözümüzün önünden ayıramıyoruz. Kapımızın önünde oynayan çocuğunuzun güvenliğinden korkar olduk. Maalesef istatistikler de anne ve babaların bu evhamlı tutumunu destekler nitelikte.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜIK) Adli İstatistik verilerine göre 2008 – 2016 yılları arasında tam 104 bin 531 çocuk kaybolmuştur.
TÜIK, 2014’te 17 bin çocuğun kaybolduğunu bu rakamın ise son 9 yıl içindeki en yüksek rakam olduğunu bildirmiştir. Günde ortalama 32 12,2 bin çocuk, yılda ise 10 bin çocuk kaybolmaktadır.
Yalnızca 2008-2016 yılları arasında 16 ülkenin nüfusundan fazla çocuk kaybolmuştur TÜIK bu 14,3 bin verileri paylaşmayı 2016 yılında bırakmıştır.
Yani 2016-2024 tarihleri itibari ile kayıp çocuklara ilişkin verilerine ait net bir sayı yada istatistik bulunmamaktadır
“En çok kayıp vakalarının olduğu iller ise;
Türkiye genelinde kayıt altına alınan erkek çocuğu kayıp vakalarının yüzde 55’i, Antalya, Diyarbakır, Antep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Adana, Ankara, Bursa, Denizli ve Urfa illerinde meydana gelmiştir.
Verilere göre 2008-2016 yılları arasında kız çocukları en fazla Antalya’da kaybolmuştur. Antalya’da 9 yıl içerisinde emniyet birimleri veya vatandaşlar tarafından bulunarak, güvenlik birimlerine getirilen kayıp kız çocuğu sayısı 4 bin 559 olmuştur.
İşte bu sebeplerden ötürü biz ebeveynlerin maalesef artık daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Bunları yaparken çocuğu muzunda özgüvenini desteklemeli ve onun kendi dünyasını da keşfetmesine izin vermeliyiz vesselam..