Cinnet ve Algı...

Büşra Aksakbağı Ay

Ne haber izleyebiliyoruz ne de okuyabiliyoruz. Zira ne zaman düğmesine bassak o sihirli kutunun, ne zaman sayfalarını çevirsek bir gazetenin karşılaştıklarımızı hazmedemiyoruz. Daha fazlası olamaz dedikçe daha fazlasını görüyoruz. Sokak ortasında kucağında bebeği olan karısını döven adama kızarken, adres sorma bahanesi ile küçücük kızı durdurup taciz eden adam haberi görüyoruz. Yahu ne oluyor? Toplum gerçekten nereye gidiyor? Allah’ın emaneti olan karısına bunu reva gören adam yarın sokakta sana, bana neler yapmaz? Peki, artık kimse çocuğunu gönül rahatlığı ile bakkala bile yollayamayacak mı? Her an karşısına bir sapık çıkabilir korkusu ile yaşanır mı? Peki, neden bitmek bir yana her geçen gün artıyor bu olaylar? Cezalar mı yeterince caydırıcı değil? Belli ki biz toplum içinde yaşamanın kurallarını bilemiyoruz. Belli ki biz ahlak konusunda bir nevi çöküş dönemi yaşıyoruz. Belli ki günden güne merhametimizi ve vicdanımızı kaybediyoruz. O zaman hakkımız; kötek!

İngiltere’de geçtiği iddia edilen belki de şehir efsanesi olan bir şey paylaşmak istiyorum. İngiltere’de gece yarısı bir parkta genç bir kızı korkutan adama yargıç, 7 yıl 7 gün hapis cezası verir. Gazeteciler de ‘adam kıza elini bile sürmedi. Bu ceza çok değil mi?’ diye sorduğunda ise yargıç; “kızı korkutmanın cezası 7 gün. 7 yıl ise İngiliz kızlarının gece parkta dolaşma özgürlüğüne saldırmanın cezasıdır.’ yanıtını verir. 

Kötekten anlayan bir toplum olarak maalesef cezalarımız caydırıcı değil. İşe buradan başlamak gerekiyor.. Neyse ki artık bazı şeyler farkına varılmaya başlandı. Savunmasız bir hayvana işkence eden, öldüren hatta tecavüz eden yaratıklara bile ceza verilmiyordu. Olay kamuoyunun dikkatini çekmişse ve bir tepki verilmiş ise en fazla 500 lira ödettiriliyordu. Hâlbuki en az bizim kadar yaşama hakkı olan savunmasız ve zararsız bir canlıya bunu yapan üstelik bunun karşılığında cezalandırılmayan bir insan(!) eline fırsat geçtiğinde neden bir insana zarar vermesin? Bu yüzden İngiliz yargıç örneğini verme ihtiyacı hissetmiştim. Sonunda bu farkındalığa ulaşılmış olacak ki artık hayvanlara yönelik şiddet için hapis cezası yasası yola çıktı. Artık hayvanlara işkence edenlere 4.5 yıl, öldürenlere ise 7 yıla kadar hapis cezası verilecek. Sonunda güzel bir haber!

*

Bunun yanında işin birde başka boyutu var. Toplum cinnet haline geçmişken, toplumun sinir uçlarına dokunmayı kendine vazife bilenler yine algı oyunlarına devam ediyor. Günlerdir konuşuluyor; diyanet 9 yaşına gelen kız çocuğu evlenebilir fetvası vermiş. Ortalık ayağa kalktı.. Dezenformasyonun yoğun olduğu sosyal medyada bunu görenler sorgusuz sualsiz öfkelenmeye başladı. Bir nevi yapanlar amacına ulaştı. Olayın aslı ise, diyanet buluğ çağı yaşını açıklıyor, ama toplumu germe misyonunu üstlenenler bunu çarpıtarak servis ediyor. Bildiniz, çamur at izi kalsın politikası. Brezilya’da karaciğer hastası bir kızın karnı şişmiş fotoğrafını alıyorlar, Bolu’da imam nikâhı ile evlendirilen hamile kız diye servis ediyorlar. Çin’de dayak yiyen çocuklar, Türkiye’de yetiştirme yurdu görüntüleri diye paylaşılıyor.. Sonuç; herkes barut fıçısı, herkes gergin, herkes öfkeli en nihayetinde de kaçınılmaz cinnet.. Anlayacağınız delinin birisi kuyuya bir taş atıyor hadi çıkar çıkarabilirsen..

Zaten kayışı koparmak üzere olan toplum haline gelmişken bu tarz özellikle de kasıtlı yapılan yalan haberlere de ciddi yaptırımlar getirilmeli. Çok basit gibi görünüyor ama kitleleri etkileyen ve sonunda toplumsal cinnete götürecek kadar vahim bir durum. Biz de bireyler olarak biraz uyanık olsak fena olmaz tabi..