Kupa mesaisini tarihi bir skorla bitiren Konyaspor, bu moral ve özgüvenle birlikte sahasında Antalyaspor'u ağırlıyordu.
Konyaspor için bu maçın önemi, suni bir rekabetin yanı sıra alt taraftan mental olarak kurtulup acaba üst tarafa kafamızı uzatabilir miyiz mücadelesiydi.
Son yıllarda baktığımızda biz bu tip kritik eşikleri ne yazık ki atlayamamıştık. Alacağımız muhtemel üç puanla bu sezon ilk defa arka arkaya iki maç üst üste kazanabilir bununla birlikte aylardır beklediğimiz, özgüven, istikrar ve ivme noktasında büyük bir aşama kaydedebilirdik.
BU MAÇIN BU SKORLA BİTMESİ BÜYÜK BAŞARI !
Gerçekten biz çok enteresan bir takımız öyle ki kaç maçtır okyanusu geçip derede boğuluyoruz..!
Şu maçın 80 dakikasında üstün oynayıp son 10 dk. da saçma sapan bir penaltı ile 2 puan kaybetmek tam da bizlik bir iş...
Sadece umutla kaçırdığımız %100’ lük üç tane net pozisyonumuz var.
Yusuf ve Aleksiç'in kaçırdıklarını Pedrinho’nun direkten dönen topunu saymıyorum bile. Bunlar öyle böyle değil net gol olması muhtemel pozisyonlar. Normal şartlarda 4-5 farkla kazanacağımız maçı cömertçe harcadığımız pozisyonlar nedeniyle maalesef berabere tamamladık.
Bu duruma isyan etmemek, çıldırmamak elde değil...
Oysa gole kadar çok iyi mücadele eden pozisyon bulan oyunun doğrularını yapan pas alışverişlerinde geçtiğimiz haftalara göre daha uyumlu, coşkulu oynayan bir Konyaspor’u yazmaya hazırlamıştık kendimizi ama N’dao nun hakemin eline verdiği bir kozla saçma sapan bir penaltı uyduran Halil Umut Meler tüm şevkimizi ve heyecanımızı kırdı.
Aynı pozisyonun bir benzerine Jevtoviç maruz kalmıştı üstelik o zaman VAR ne yapıyordu acaba ?
Maalesef bu tür işgüzar ve şovmen hakemler sayesinde ne futbol kaldı, ne taraftar kaldı, ne tat nede tuz kaldı.
Ne desek ne söyles
ek boş...