CİHANBEYLİ’DE ULUSLAR ARASI BİR GÜN

Sami Gediz

Geçtiğimiz Cuma günü benim için farklı ve unutulmayacak günlerden biriydi. Cihanbeyli Platformu ve aynı zamanda Genç Mehir Başkanı Cengiz Çivi beni Cihanbeyli’de 16 ülkeden 90 uluslar arası fotoğrafçının katılacağı bir etkinliğe davet etti. Tabi bu fırsat kaçmazdı. 16 ülkeden 90 fotoğrafçıyı da UPI (Uluslar arası Fotoğrafçılar Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi Reha Bilir Bey davet etmiş. Gelen fotoğrafçılar Uluslar arası Fotoğrafçılar Birliği’ne üye. Gelen yabancıları biraz izledikten sonra kendi kendime düşündüm. Adam 70 yaşına gelmiş, fotoğraf makinesi boynunda, gayet tarz giyinmiş ve sanat adına dünyayı geziyor. Bizim hacı emmiler 70’e geldi mi diz ve bel ağrılarından hastanenin yolunu eskitir. Aradaki bu farkı iyi çözümlemeliyiz diye düşünüyorum. 3 otobüsle Cihanbeyli’nin yolunu tuttuk. Yol üzerinde ayçiçeği tarlasında durduk ve çok güzel fotoğraf kareleri yakaladık. Ayçiçekleri sanki bize gülümsercesine açmış, güzel bir görüntü veriyordu. Fotoğraf için tarlanın içine giren fotoğraf dostları çıkışta bir sürprizle karşılaştı. Sarı polenler bütün pantolon ve tshirtlerde izini bırakmıştı. Yola tekrar koyulduk ve Cihanbeyli Belediye Başkanını ziyaret ettik. Başkanla daha önce tanışmamıştık. Çok mütevazi ve sıcakkanlı bir Başkan. Beni en çok etkileyen yanı ise İngilizceyi kendi dili gibi konuşmasıydı. Aynı zamanda Doktor. Bir Belediye Başkanının taşıyacağı vasıflardan fazlasını taşıyor. Başkanın yanından ayrıldıktan sonra flamingoları izlemeye gidecektik fakat şansımıza flamingolar yerinde yokmuş. Sonra bizi İnsuyu kasabasını geçince Şanlıurfa’dan gelen ve çadırda yaşayan tarım işçilerine götürdüler. Bizlere orada çok güzel portre fotoğrafları çıktı. Oradaki küçük Medine’yi hayatım boyunca unutamam. Minicik elleriyle çamaşır yıkıyor ve bize poz veriyordu. Urfalı dostlarla sohbet ettik. Tarım işçisi olarak gelmişler. Göçebe bir hayat yaşıyorlar. Allah yardımcıları olsun. Ardından koyun kuzu fotoğrafı çekmeye gittik. Ahırda bekletilen model koyun ve kuzular bizlerin gelmesiyle dışarıya çıktı. Orada da çok güzel görüntüler çekildi. Günün son yeri ise Tuz Gölüydü. Tuz Gölü bildiğiniz üzere özelleşti. Artık herkes elini kolunu sallayarak ben fotoğraf çekeceğim diyerek bölgeye giremiyor. Bizim grup için Ankara’dan izin alınmasına rağmen kapıda 10 dakika bekledik. Gerçekten bu duruma üzüldüm. Ankara’dan tekrar güvenliğe telefon geldi ve o şekilde içeri girebildik. Tuz gölünde manzara müthişti. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir manzara yoktur. Müthiş fotoğraflar çıktı. Bütün fotoğrafçılar hayran kaldı. Buradan ayrılmak kolay olmadı. Ayakkabılarımız tuzlu sudan dolayı hasar görse de oradan ayrılmak zor oldu. Ardından Belediye Başkanının yemeğine katıldık. Günü burada sonlandırdık. Programı düzenleyen Reha Hoca bu işi gerçekten gönülden yaptığını orada bize gösterdi. Perişan ve yorgun bir haldeydi. Aynı zamanda çok heyecan dolu ve işini titizlikle yapan en küçük aksaklıkta kendini hırpalayan bir yapıya sahip. Herşey yolunda ve dört dörtlük olsun istiyor. Haklı çünkü 90 kişi ve 16 ülkeden gelmişler. Küçük bir aksaklık bile kötü bir imaj oluşturacak diye çekiniyor. Türkiye’yi ve daha önemlisi Konya’yı fotoğraflıyorlar. 16 ülkede çeşitli fotoğraf dernekleri, sergiler Konya’yı görme, tanıma imkânı bulacak. Kendisine Ülkemizin ve Konya’mızın tanıtımına her platformda katkı sağladığı için teşekkürü bir borç biliriz. Ayrıca Cengiz Çivi Başkanımıza da emeklerinden ve misafirperverliğinden dolayı şükranlarımı sunarım. Farklı bir gün geçirme imkânı bulduk, çok güzel fotoğraflar çektik. Bu tür organizasyonların içerisinde her zaman bulunmak isterim. Ülkemiz ve Konya’mız için elimizden geleni yaparız. Esen kalın..