Son 14 yılın en yağışlı kış aylarının ardından bahar aylarında da devam eden yağışlar, yaşanan kurak yıllardan sonra herkesi sevindirdi.
Tabi ki buna en çok da çiftçiler sevindi. Geçen yıllarda kuraklıkla karşı karşıya kalan çiftçiler hem borçlandı hem de üretmeye devam etti.
Bilindiği gibi Konya Türkiye’nin tahıl ambarı durumunda.
Her ne kadar sanayisi, ticareti artsa da Konya’nın temek ekonomik dinamiğinin tarım olduğuna kimsenin itiraz edeceğini zannetmiyorum.
Ekin alanlarına tam anlamıyla girilmese de hasat başladı.
Edindiğim bilgilere göre de geçen yıl kuraklıktan dolayı dekardan 150-200 kilogram verim alınırken bu yıl 250-300 ve yerine göre de 400 kilograma kadar çıkıyor.
Kurak alanlarda ise yüzde 50 verim artışı varmış.
Hatta Karapınar Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi olmasına rağmen bu sene çoğu yağışlı geçen bölgeleri aratmamış.
Çiftçi tam sevinecekken adeta sevincini kursağında bırakacak bir karar alındı.
İthal ürünlerde, arpa, buğday, mısır, ayçiçeği yüzde 130 olan gümrük vergisi oranı yüzde25’e çekildi.
Hasat başlamadan önce hükümetin ithal ürünlerdeki gümrük vergisi oranının düşürülmesi çiftçiye bir hayli sıkıntı yaratmış.
Geçen senelerden kalan borçlarını ödemek için fırsat yakaladıklarını düşünen çiftçiler için bu durum hiç beklenmiyordu.
Çiftçiler ise üretime devam etmek için üreticiye destek verilmesini bekliyor. Özellikle de hububat ürünlerine bu desteğin uygulanması görüşündeler.
Ürünlerine verilen fiyatların da masraflarını bile karşılamıyormuş. Türk Mahsulleri Ofisi’nden de iyi bir müdahale fiyatı bekliyor.
Kısacası çiftçiler bunca olumsuzluğa rağmen üretimden vazgeçmiyor ve üretimlerinin desteklenmesini istiyor. Bence artık çiftçilerin sesine kulak verilmeli.
Unutmayalım ki çiftçi kazanırsa herkes kazanır…