Geçtiğimiz haftalarda pazar kahvaltısı için bir mekan arayışındaydım.
Tercihimi de adını konseptinden ötürü sürekli duyduğum ve merak ettiğim bir kafeden yana kullandım.
Kaktüs Cafe…
Kaktüsleri çok sevdiğim için çevremden tam senlik mekân önerilerini alsam da bir türlü gitme fırsatım olamamıştı.
Mekana girdiğim andan itibaren hemen her yer benim hayalim gibi kaktüslerle süslenmişti. Hem bitki hem aksesuar olarak yer alan kaktüsler mutluluk vericiydi.
Öncelikle yiyecekler, girişte herkesin görebileceği alanda hazırlanıyor.
Kimi olumsuz baksa da bu duruma, mekanlarda yemeklerin koku problemi çözüldüğü takdirde müşterinin gözü önünde yapılıyor olması bence çok doğru.
Ayrıca kafenin bulunduğu mekanın yapısı eski ve bu en güzel şekilde değerlendirilmiş.
Duvarın üç tarafı boyanmış fakat eski alana dokunulmamış ve onarılmamış. Bu sebeple yapının doğallığı hissediliyor.
Menü geldiğinde kafenin kendine has isimler verdiği yiyecekler de vardı.
Adından tadını merak ettiğim yiyecekler olsa da açlığın verdiği hisle direkt kahvaltı istedim.
Serpme kahvaltı da elbette çeşit fazla oluyor ama sunumlarda ki incelikler fazlaca ilgimi çekti.
Ekmeğin sıcak olması, patates kızartmasının kaktüs şeklinde olması, sucukların şişe takılmasına kadar her detay tek tek düşünülmüştü. Kahvaltıda iç açan bir görüntü oluşturuyordu.
Çoğu kişi bu sunumu normal görebilir ama bu kafede işini severek yapan bir ekibin olduğu aşikar.
Kahvaltının ardından mekanı kaktüslerden ve ince düşüncelerden ötürü tamamen kendimle özdeşleştirdim.
Kafeden ayrılmadan bu başarılı sunum ve ince detayların arkasında kimin olduğunu merak ederek firma sahibi ile tanıştım.
Ben bir köşede oturup çalışanları kontrol eden birisine yönlendirileceğimi düşünürken mutfakta çabalayan kişinin firma sahibi olduğunu, tanışınca öğrendim.
İşini özümsemek ve sıkı takip bu olsa gerek…
Farklı spesiyal ve lezzetlerinden bahseden firma sahibi benim tekrar kafeye gitmem için bir sebep oluşturdu. Kafeden ayrıldım ama aklımda bir daha gelmek düşüncesi ile tabi ki.
Aradan iki hafta geçti ve tekrar kahvaltıya çıktığımızda artık mekan belliydi.
Sadece bu kez kafeden ayrılırken “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” dolayısı ile kaktüs hediye etmeleri hem ince düşünceden hem de kaktüs seviyor olmamdan kaynaklı beni fazlaca mutlu etti.
Detaylara önem verilmesinden çıkan güzel sonuçlara bu kafede şahit oldum. Ve bunun için en güzel sözde;
“Bazen küçük şeylerden ne müthiş sonuçlar alındığını gördükçe, içimden küçük şey diye bir kavram olmadığını düşünüyorum.”