Sapına kadar devrimcilermiş. Ölmek varmış dönmek yokmuş. Marksist-Leninist ideolojiyi savunuyorlarmış.
Amaçları demokratik halk iktidarı kurmakmış. Lakin mümkünse işbu demokrasi halksız olmalıymış. Çünkü halkın seviyesi henüz devrimi kavrayabilecek düzeyde değilmiş.
Bir küçücük kusuru daha varmış bu devrimci arkadaşların. O da halk iktidarının kurulabilmesi için silahlı mücadeleye gereksinim duymalarıymış. İnanın eğer yurttaşların selameti için zaruri olmasaymış, silah da kullanmazlarmış. Hele hele polis öldürmek mi, zinhar, tövbe yapmazlarmış. Fakat elden bişey gelmezmiş. O kadar da olurmuş, devrimmiş bu sonuçta.
Hem zaten bizim ülkemiz gibi ülkelerde siyasi mücadele salt siyasetle yapılamazmış ki. Kimisi dini kullanırmış, kimisi ırkçılık yaparmış, kimisi de cemaatleri kullanırmış, siyaset yaparken. Bu arkadaşlar da siyasi mücadeleleri uğrunda silah kullanıyorlarsa ne olurmuş yani. Öyle bilip bilmeden cahil cahil konuşmamak lazımmış.
İşbirlikçi, medyanın yaptığı dezenformasyonlara da tilt oluyorlarmış. Yok efendim 11 tane çelik kapı varmış, girmek 6 saat sürmüşmüş. Külliyen yalanmış, Topu topu 9 kapı varmış ve altı üstü 3 saat sürmüş kapıları açmak. Kapılar da öyle çelik falan değilmiş ha! Bildiğiniz profilmiş. O da sadece hırsızlığa karşıymış hani.
Hem zaten polis de noel baba gibi bacadan gireceğine kapıdan gelip, efendice kapıyı tıklasa belki de açacaklarmış.
Neymiş efendim delilleri yakmışlarmış, billahi yalanmış, militanlardan (pardon yurttaşlardan) birisi sigarasından kül düşürüvermiş de küçük çaplı bir yangın çıkmışmış. Kapalı alanda sigara içmenin cezası da zaten belliymiş. İşbirlikçi, komprador basın gereksiz yaygara kopartıyormuş.
İftira ve yalanın dinimizce en büyük günahlardan sayıldığını iyi bilen gerici-yobaz takımı dahi işbu yurttaşlarımıza iftira ediyormuş. ‘Dinsiz bunlar’ diyerekten karalama kampanyası yürütüyorlarmış. Elbette bu da iftiraymış. Pek öyle namaz falan kılamıyorlarsa da en azından cezaevlerinde oruç tutuyorlarmış. Ölüm orucu hem de.
Haa bir de 20’li yaşlardaki yoksul gençleri tetikçi olarak eğitiyorlarmış güya. Kendilerine daha fazla imkân sağlanırsa güya aynı gençlerden seri olarak canlı bomba imalatına bile girişebilirlermiş. Bak bak! Yok artıkmış, daha nelermiş. Bu da olsa olsa faşistlerin iftirasıymış.
Kim miymiş bunlar?
Devrimci, halkçı falan bir sürü kelime var örgütün isminde. İsim biraz uzun anlayacağınız. Aklımda tutamadım. Zaten kendi aralarında kısaca cephe diyorlarmış. Cephe yani silahlı bir yapılanma. Terör örgütü olduklarını söyleyenler de varmış, lakin tövbe billah o da yalanmış. Örgütlermiş amma, terörist değillermiş!
Çav bellaymış, çav bellaymış. Elleri bağlanmış yurdumun her yanı işgal altındaymış. Çav bellaymış, çav çav çav, çav bellaymış.
* CIAO BELLA Türkçe’de “Çav Bella” olarak bilinen, Grup Yorum’n her konserinde söylediği İtalyan partizanların şarkısıdır. İtalyanca, “Elveda Güzelim” anlamına gelmektedir.
Son Olarak : Politik duruşlarını paylaşmadığım, hatta isminden bile hazzetmediğim ( çağdaş kelimesi geçtiğinden) ÇHD. üyesi avukatlara karşı yasaları zorlayıcı hatta çiğneyici uygulamalar yapıldı ise bu uygulamaları kınıyoruz.