İngiltere savaşmaktadır ve savaş devlet bütçesini zayıflatmıştır. Ülkeyi yönetenler tasarruf etme kararı alırlar, kültür bakanlığının bütçesini savaş için kullanma fikri hâsıl olur. Konuyu Winston Churchil’e götürürler. Churchil: “Eğer kültür bakanlığının bütçesini savaşta harcayacaksan, o zaman niye savaşıyoruz?” diye sorar. Evet, adamlar bu savaşı taş toprak için değil, kendi kültürlerini dünyaya yaymak için yapıyorlar ve şu anda bütün dünyada onların kültürü yaşanmaktadır çoğunlukla. Şimdi bunu niye yazdım oraya gelelim. Malumunuz ülkemizde geçtiğimiz şubat ayında büyük bir felaket yaşandı. Zaten pandemiden sonra tam iyileşme göstermeyen bir dünya ve Türkiye ekonomisine bir de Ukrayna Rusya savaşı eklendi. Ekonomiyi kötü yönde etkileyen bu ve diğer tali nedenlerden dolayı, seçimden sonra Cumhurbaşkanımızın talimatıyla devletin kurumlarında bir tasarrufa gidiliyor. Bu gayet doğal, hiçbir itirazımız olamaz. Ancak geçtiğimiz günlerde bazı haber kaynaklarında kimi illerimizde geleneksel olarak organize edilen kitap günlerinin, bu tasarruflar kapsamında iptal edildiğini gördüm. Buna bir yazar olarak değil bir Türk vatandaşı olarak çok üzüldüm.
Buradan sevgili belediye başkanımız Uğur İbrahim Altay’a bu konudaki fikrimi açıklamak isterim. Geçtiğimiz yıllarda yapılan kitap günlerine katılmış biri olarak şunu gördüm ki çok güzel organize edilen bu etkinlik öncelikle Konya’mızın prestijini çok yukarılara taşıyor ve büyük illerin de adını veren katılımcılar en iyi organize edilen kitap günlerinin Konya’da yapıldığını dile getiriyorlardı. Hem Selçuklu Kongre Merkezi’nin bu iş için çok elverişli bir mekân olduğunu hem de organizenin çok iyi yapıldığını söylüyorlardı. Bunları dile getirme sebebim bahsettiğim şekilde bazı illerde tasarruf bahanesiyle iptal edilen kitap günleri gibi bizim şehrimizde yapılanın da iptal edilme ihtimalinin endişesidir. Başkanımızın bu konuda olumlu bir karar almasını beklediğimi belirterek kendisine Churchil gibi düşünün başkanım derim.
Konya kadim bir şehir bildiğiniz gibi. Payitahtlık tecrübesine, ilmin başkenti olmuş zamanların diyarı deneyimine sahibiz. Modern zamanlarda bu konularda bazı kayıplarımız oldu. Ancak kültürel faaliyetler konusunda Uğur İbrahim Altay döneminde özellikle güzel adımlar atıldı, atılıyor ve atılmaya da devam edecektir diye düşünmek istiyorum. Tasarruf yapılacaksa da bunu iptal ederek değil, içerikte bazı değişikliklerle yapmak mümkün olabilir. Biraz daha yerele ağırlık verilebilir, dışarıdan gelecek olanlara ise daha az maliyetler önerilebilir mesela. Bir milyondan fazla insanın geldiği bir organizasyondan bahsediyoruz ki bunu kitap okumuyor diye yaftalanan bir toplumun gerçekleştirdiğini düşününce durumun daha ciddi boyutlarda olduğu daha net anlaşılır.
Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim; şehrimizde kültürel faaliyetler yapan derneklerimizin de daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Selçukya Kültür Sanat yönetim kurulu üyesi olarak bu konuda ne kadar çok sorunla karşılaştığımızı bilmenizi isterim. Mekân konusu, organizasyon maliyetleri, ulaşım zorlukları bunların başında geliyor. Konya kültürüne kendi imkanlarıyla katkı yapmaya uğraşan o kadar çok insan var ki… Bu insanların desteğe ihtiyaçları var. Selçukya’da her hafta şiir programları icra ediyoruz. İl Halk Kütüphanesi konferans salonu her hafta şiir sevdalıları tarafından dolduruluyor. Bu da şunu gösteriyor: insanlara bir alan açılırsa kendi birikimlerini şehrin kültürüne aktarmakta çok cömert davranabiliyorlar.
Bu sadece Selçukya’da olanlar, bir de diğer kültür dernekleri var. Onların da önemli faaliyetleri oluyor. Bu konuda kişisel düşünemeyiz. Bu şehrin kültürüne kim bir katkıda bulunuyorsa onların yanında olmamız gerekiyor. Bildiğim kadarıyla geçen yıl düzenlenen kitap günlerinden beri bu şehrin yazarlarına, şairlerine kitap imza günleri tertiplenmedi. Buralardaki eksiklikler giderilmeli, bu konudaki engeller kaldırılmalı, çabalar çoğaltılmalıdır.
Siyasetçiler bilirler, altyapıya ve kültüre yapılan yatırımlar büyük bir kesim tarafından görülmez. Ancak altyapı bir şehrin fiziksel işleyişinde çok önemlidir. Altyapı düzgün olmazsa o şehir pislikten, çirkeften geçilmez. Pis su, temiz su, elektrik ağı mutlaka sağlam olmalıdır. İşte kültürel faaliyetler de böyledir biri fiziksel hijyeni diğeri ise toplumsal temizliği, tekâmülü ve estetiği tanzim eder. İşte bütün bunları göz önünde tutarak bu şehrin tekmil değerlerini yükseğe taşıyacak olan kültürde tasarruf değil faaliyet yapılmalıdır.
Edebiyatın, şiirin ve kitabın yeşerteceği iklimde açacak çiçekler hazanda solsa bile baharda yeniden açmaya, boy vermeye devam edecektir.
Sevgiyle kalın.