Bu sorunun bile soruluyor, değerlendiriliyor olması bir kaosun habercisidir. Tartışmaya kapalı konulardan biri olmalıdır.
Evet. Kesinlikle cemaatler artık tehlikedir bu Ülkede.
Artık her türlü gruplaşmadan uzak durulmalıdır. Mezhepçiliğin bir başka türlüsü halini almış bu gruplaşmalar, bizlere maalesef ki ömrümüzün en acı gecesi 15 Temmuz’u yaşatmıştır. Başka bir yazımda ‘bir cemaatin bitişi başka bir cemaati öne çıkarmamalı’ demiştim. Hala aynı fikir içerisindeyim.
Çocuklarınıza dinlerini öğrensinler, namusları korunsun, iyi eğitim alsınlar diye birilerinin ekmeğine yağ sürmeyin. Sizleri ikna edebileceği başlıklar zaten belli. Elbette ki sizlere ‘din’ diyecekler ‘namus’ diyecekler, ‘ahlak’ diyecekler, ‘evlat’ diyecekler. Başka ne ile kandırılabilir aklımız!!!
Devletin imkanları dahilinde devlet eli ile evlat yetiştirmeye devam etmeliyiz. Kaldı ki artık devletimiz herhangi bir cemaatin desteği ile çocuk okutturulacak acizlikte de değildir. Her yerde üniversiteler, yurtlar, kütüphaneler, gençlerimiz için hali hazırda beklemektedir.
Fetullah Gülen cemaatinde yetiştirilen geçmişin çocukları, gün geldi büyüdü, darbe yapmaya teşebbüs etti. Abi oldu, imam oldu… Velhasıl hain oldu.
Hedef göstermek gibi bir çaba içerisinde değilim. Herhangi bir cemaat bir diğerinden daha iyi değil gözümde. Hepsi aynı değerlendirilmeli ki, olabilecek her şeyin önüne geçilsin.
Kamu kurum ve kuruluşlarına son zamanlarda bazı cemaatlerin adam yerleştirdiklerini duyuyoruz. İyi amaçlı mıdır? Bence amaç herhangi bir tarafın güçlenmesinden ibarettir!
‘Onlar kötüydü, biz iyi idik. Devlet bizim cemaatimizi seviyor. Bakın biz her yerdeyiz. Hadi buyurun sizde gelin’ demenin en kolay ve en iyi reklam halidir. Kanmayınız!
Eşarp markalarını göstererek veya eşarp bağlama şeklini başkalaştırarak kendilerinin farklı olduğunu gözümüze sokanlara kanmayınız.
Bir tas çorba için kalkıp Adıyamanlara koşacağınıza, bir tas çorba yapıp komşunuza verseniz daha hayırlı olur!
Artık rest çekmeyi bilmeliyiz!
Gruplaşma istemiyoruz.
Cemaat istemiyoruz.
İhtiyacımız da yoktur diyebilmeliyiz.
Yeni Türkiye’de her şey eskisinden farklı olmalıdır. Aynı hatalara düşmemeliyiz.
İnsan yaftalamaktan vazgeçmeliyiz. İnsan kazanmanın yolu bir cemaatin üyeliğinden geçmemeli. Eşraf kazanmanın, iş potansiyelimizi artırmanın yani özetle para kazanmanın yolu bir cemaate göz kırpmaktan geçmemelidir.
Eğer ki aynı hatalara yeniden düşersek, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çabasını heba ederiz. Gecesini gündüzüne katarak bizlere hizmet edenlerin çabasını hiç ederiz.
250 vatandaşımız can verdi bizler can vermeyelim, hapishanelerde çürümeyelim, özgürlük anlamını korusun diye… Yıllarca büyüklerimizden bu ülkede yaşanan darbeleri dinlemiştik. Ama ne acı gözümüzün önünde yaşandı ihanet! Üstümüze sıkıldı kurşunlar! Ölmedik diye unuttuk sanılmasın! Her türlü mücadelede safımız devletimizden yana olacaktır.
Sıra bizde! Geleceği biz koruyacağız. Daha dikkatli adımlar atacağız, düşmana zalime fırsat vermeyeceğiz.
‘Ben tek başıma ne yapabilirim?’ demeyin.
Ne diyordu Üstat Necip Fazıl;
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!