CEMAATİN KONYA ADAYLARI

Murat Can

Cemaat bu sefer boyundan büyük işlere kalkıştı.

Varlığı malum olan ancak ortaklıkları sadece eylem zamanı gün ışığına çıkan odaklarla el ele verip birlikte hükümeti ve Başbakan’ın kendisini hedef aldılar.

Bu çirkin girişimin sadece 10 günde Türkiye’ye maliyeti 50 Milyar $. Peki değer miydi?

Kendileri kazanacak diye ülkenin böylesi bir yara alması kabul edilebilir mi?

Bugün Cemaat’in yaptıklarını, Milli Mücadele dönemi İngiliz mandası olmak için Milli Mücadeleyi ve Atatürk’ün mücadelesini sekteye uğratmak isteyen mandacılara eş değer görüyorum.

28 Şubat darbesi gibi, Gezi olayları gibi bir tertip var ortada. Ancak görünen o ki bu sefer ki taşeron içimizden birileri. Cemaat diye dost bilinen ve bugünlere el ele geldiğimiz kişiler.

Maksat ne?

Elbette klasik ifadesiyle “hizmet yürüsün.”  

İyide ülke yıkılsın, batsın ama buna rağmen hizmet mi yürüsün?

Hizmet ABD ve İsrail’le ortaklık yaparak mı yürüsün?

Hiçbir akıl bunu sağduyulu bir vatandaş olarak bana anlatamaz.

Yaptıklarınız Müslüman’ı ağlatıyor ve düşmanlarını sevindiriyorsa kendinizi konumlandırdığınız yere bir bakın derim.

Amerikan Büyükelçisi bu işin koordinasyonunu yapıyorsa hoop, ne oluyor derim.

 

Kılıçdaroğlu gibi siyasetten anlamayan siyasetçiler sizin operasyonunuza övgüler yağdırıyorsa kendinize gelin derim.

Buda ayrı bir konu. Ergenekon dosyasında hakaretler edilen savcı birden kahraman oldu. Bazı şeyler hızla düzelebiliyor bu ülkede.

Gördüğümüz üzere Ak Parti iktidarından, Anadolu insanının zirvede kalmasından rahatsız olan çılgın azınlık, ülkenin batması pahasına yeni bir kalkışma gerçekleştirmektedir.

Cemaat ise aktif rol oynayarak adeta organizatör gibi çalışmaktadır.

Saflar netleşmekte. Ak ile kara belirginleşmektedir.

Tam bunlar üzerine konuşurken bir dostumla sohbetimiz cemaat kökenli aday adaylarına geldi.

Dostum sordu. Ne olacak bunların hali?

Evet, ne olacak sahi bunların hali?

Bir karar vermek durumundalar.

Kalkışmaya ortak olan cemaat mi, istiklal mücadelesi veren Ak Parti’mi?

Hemen notlarıma baktım.

Bu istihbarat bana epey öncede gelmişti.

Konya merkez ilçelerden 25 kadar meclis üyeliği için başvuruda bulunan cemaatçi var.

Ak Parti bunları aday gösterecek mi?

Her insanın seçme seçilme hakkı vardır elbette. Aday adayı olmaları da son derece doğal.

Ancak buradan bir tespit yapmakta fayda var.

Kabine değişikliğini de ele alarak gidelim.

Başbakan’ın görev verdiği yeni bakanlardan neredeyse sadece bir tanesi sürpriz değil. Geri kalanı kimsenin tahmin etmediği isimler.

Peki, Başbakan’ın tercihlerini etkileyen faktör neydi?

Bir kere bakan yaptığı isimlerin neredeyse tamamı yakın ekibinden. Bire bir bildiği isimler. Tavsiye üzerine değil kendi belirlediği isimlerden oluşuyor. Kısaca hiçbir denge gözetmeden, tanıdığı, bildiği ve güvendiği isimleri bakan yaptı.

Bu cepheden bir kez daha gol yememek ve sürprizle karşılaşmamak adına yapılmış atamalar.

Peki, bunun Konya Belediye Meclis adaylarıyla ilgisi ne.

Dedik ya, saflar belirginleşiyor.

Cemaat taassubu farklı bir olay. Yarın seçtirdiğiniz adamların içinden birer Hakan Şükür çıkmayacağını kimse bilemez.

Öyleyse tercihler iyi yapılmalı.

Ak Partililiği tescillenmiş, partiyi ve belediyeyi zor durumda bırakmayacak adaylar üzerine odaklanılmalı. Yerel hizmetlerin aksamaması adına, Ak Parti’nin belediye meclis gurubuna cemaat sızmasına izin verilmemeli.