Süreç devam ediyor, tabi bu arada yeni ve önemli başlıklar da oluşuyor…
Öncelikle şunu ifade edelim, biz konuya ilk gün baktığımız açıdayız, o da şudur;
Kesinlikle yolsuzluk ve usulsüzlük yapanlar, rüşvet gibi ahlaki problemlerle içli dışı olanlar en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır
Ve kesinlikle topluma ahlak ve maneviyatın önemi anlatılmalı, çocuklarımız, gençlerimiz devlet malının yetim malı olduğunu bilerek yetiştirilmelidir.
Bu konuda taviz veremeyiz, verilmemelidir ama 17 Aralık operasyonu ilk günde bugünde kesinlikle bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu değildir.
17 Aralık operasyonu direk devlete kast eden, devletimizi küçük düşürmek isteyen, hükümetimizin kolunu bükmenin mücadelesi bir operasyondur.
Bir cunta girişimidir, devletin içinde devletin kanununa, hiyerarşisine itiraz eden bir cunta yapılanmasıdır.
Bu yapılanmayı yönetenlerse bu ülkenin küçük düşmesinde beis görmeyen işbirlikçiler, mandacılardır…
Hayatımız pahasına bu şekilde görüyor ve savunuyoruz.
Mesele AK Parti meselesi değildir, bakan, milletvekili meselesi değildir. Direk devletin egemenliğine bir saldırı vardır ve ne yazık ki biz de yıllardır bu yanlışı göremiyor ve GG’cilerin, efsunlu büyüsünün içerisinde olayları anlayamıyor muşuz.
Şimdi daha net anlıyoruz, adamlar devleti kurmak istiyorlarmış, devletimizi ele geçirmek istiyorlarmış.
Bu milleti lağvediyorlar, hafife alıyorlar, kendilerinden olmayanı önemsemiyorlar ve dışlıyorlar, kendilerini ideal olarak görüyorlar…
Demek ki Fethullah Gülen ABD’den bunun için gelmemiş.
Zannediyorum Humeyni’nin İran’a gelmesi gibi bir senaryo hazırlıyordu ve bu şimdi deşifre oluyor…
AK Partili, MHP’li, CHP’li ya da diğer küçük partilere oy veren ya da partiye oy vermeyen bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımıza bir görev düşüyor,
Karar vermeliyiz, cemaat ya da camia adına ne derseniz deyin, böyle bir grubun Türkiye Cumhuriyet devletini bir sivil cunta ile ele geçirmesini, ABD, İsrail, Siyonistler, Emperyalistler ve daha neler ve nelerle işbirliği içinde, Sisi mantığı ile Türkiye’mizi, ülkemizi istila etmelerini kabuk edeceğiz,
Ya da karşı çıkacağız…
Özellikle küçük siyasi partiler şu AK Partinin parçalanacağı beklentisinden kurtulmalıdır.
Bu süreci karla kapama kurnazlığından vazgeçmelidir.
Kurnazlıkla, şimdi AK Partiye siyonistler, emperyalistler, saldırmışken, yerli işbirlikçilerle Hürriyet Gazetesi ile Zaman Gazetesi ile savcısı ile polisi ile saldırırken bizde oy devşirelim mantığı sakat bir mantıktır…
Bu mantıkla hareket eden partilere çok net ifade edeyim, bırakın normal vatandaşları, kerhanelerde çalışmak zorunda kalanlar bile oy vermez.
Ülkenin eşkıyası, fahişesi, katili bile bu haysiyetsiz kirli oyunun parçası olanı elinin tersiyle iter…
Yahu Müslüman akıllı olur, akıllı olun, bu millet mazluma oy için saldırana, ülkeyi inşa eden hükümete oy verene ahmak diyene oy vermez…
Netice itibariyle kimse aklını bölmesin, istedikleri kadar medyası, ABD’si, Almanya’sı, İsrail’i saldırsın, istedikleri kadar işbirlikçi bulsunlar ve operasyon yapsınlar artık bu ülke bir daha mandayı, cuntayı kabul etmez…
Camia ya da cemaat her ne ise o guruba ait olan saf kardeşlerimiz bir an önce tövbe etmeli ve o yolun yol olmadığını bilerek kendilerine doğru bir istikamet seçmelidirler.
İsrail’i seven, ABD’yi seven, Siyonist, emperyalist ile işbirliği yapan Müslümanları küçük gören ve kendinin inandığını keskin bir şekilde hakikat zanneden arkadaşım,
Olay çok basit,
Kandırılıyorsun…
Bu millet, adına camia ya da cemaat ne dersen de, cuntayı ve mandayı kabul etmez…
Ne pahasına olursa olsun kabul etmez…
Bilginiz olsun…