Çanakkale, şehidimin ezeli yurdudur.
Al kanları yorgan yapan geçilmez bir sudur.
Nice düşman gemisi kıpkızıl sularında,
Altın olsa erirdi Mehmedimin bağrında.
Kalkan değil elindeki, imanlı yüreğiydi.
Kırılmaz ve bükülmez çelikten bileğiydi.
Allah’ın inâyeti yetiştirdi bulutu,
Lâl olan düşmanını bulutunda uyuttu.
Erinden albayına hepsi geçti canından,
Şehitlerine sevda, bu millete Allah’tan.
Ey vatanını can bilip de savunan şehit!
Hakkın cennettir ukbada, sen değilsin meyyit.
İsmin gönüllere kazındı, ismindir Mehmet.
Tâcın başında elbet, hakkındır; temâşa et.
Letâfet; o da sende, sensin gönülde lider.
El ele oturduğun, önderindir Peygamber.
Resmini çizmeye kalemin binleri yetmez.
İsminin sıkletini hiçbir terazi çekmez.
Ne zaman el açıp da yalvarırsan Mevla’ya,
Ey Çanakkale Şehidi, bizi de unutma!
Merâmımız kelâmımızdır.
Çanakkale şehitlerine saygı, şiirde zirve yapmıştır. Koca Akif’i ve Çanakkale Şehitlerine yazdığı destanı hatırlayın.
“Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhidi.
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.”
Çanakkale bir asrı devirdi, küffarı devirdiği günden bu yana.
2015 yılı 18 Mart, 18 Mart 1915’in seneyi-devriyesidir. Bu millet için sıradan bir gün değildir.
Tüm tarihi, yüzyıldan ibâret olan toplumların, bin yıllık destan ürettikleri günümüzde, tarihe tanıklık eden, tarihi yazan ve Çanakkale’de tarihe yön veren bu milletin bu büyük destana sessiz kalması düşünülemez.
Birilerinin, olmayan bir meselenin ateşini harlamaya çalışacağı 2015 yılı Nisan ayı, Çanakkale şehitlerine vefanın gereği olarak yapılacak kutlamalar ve şölenlerle gölgede bırakılmalı ve kırk gün kırk gece bu kutlamalar sürdürülmelidir.
Unutmayalım ki Çanakkale şehidi, gündüz savaşıp gecesinde uyusaydı, bizim vatan diyeceğimiz bir toprağımız olmayacaktı. Bu yüzden, bu dönemde bizim de uyumamamız ve bu şehitlere vefamızı göstermemiz gerekiyor.
Yapılacak organizasyonlar özgün olmalı, güne uygun olmalı ve özgürlüğe sevdalı bu millete ayna olmalıdır.
Tören olsun diye tören yapılmamalı, töremizi gösterecek törenler kırk gün kırk gece sürdürülmelidir.
Vira Bismillah deyip, kolları sıvamanın vaktidir. Devletimizin de hazırlık yaptığını biliyoruz.
Bize düşen, hem hazır olmak, hem hazırlık yapmak ve hem de hazırlıklarda yerimizi almaktır.
Sahiplenmek bizim işimizdir. Geçmişini sahiplenmek ise bu saatten sonra asli işimiz olmalıdır.
Haydi, Çanakkale’ye…
Bu millete İstiklâl Marşı’nı hediye eden Koca Akif’in hediyesinin de yıldönümüdür bu günler. Duamız Akif’in duasıdır: “Allah bu millete bir daha istiklâl marşı yazdırmasın.”
Âmin!
Yeni istiklal marşının yazılmaması duamızdır ancak yazılmış olanı kitaplardan kurtarmak da boynumuzun borcudur. Marşımızı zihnimize ve gönlümüze yerleştirmek zorundayız.
Çanakkale Şehitleri için de bir çırpıda söyleyecek güzel sözlerimiz olsun ve Çanakkale Destanı da zihnimizle barışsın. Ezberleyelim.
Kırk gün kırk gece vaktimiz var.
Şiirleri, gözümüzde büyütmeyelim, gönlümüzde büyütelim.
Şu günlerde çok güzel yarışmalar yapılıyor. Onlardan biri de Çanakkale Destanı’nı yaşayarak okuma yarışması olsun.
Bize iyi gelecektir.
Duânızı eksik etmeyin efendim.