Fisandon Kilise Cami adıyla da bilinen bu yapı, Dereköy Köyü'nün içerisinde kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Yapının tarihi kesin olarak bilinmese de, 9-10'uncu yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin ediliyor.
Haç planlı olarak inşa edilen yapıda, haçın kolları üzeri beşik tonozlarla örtülmüş, aralarda kalan köşe hücreleri ise çapraz tonozlarla örtülmüştür. Ancak, 16'ncı yüzyılda Karaman Beylerbeyi Sinan Paşa tarafından yapıya kuzey bölümüne bir giriş ve minare eklenerek camiye dönüştürülmüştür.
Bu dönüşüm, yapıyı camiye mi yoksa kiliseye mi benzetileceği konusunda kafaları karıştırmış durumda. Tarihi ve mimari özellikleriyle ilgi çeken bu yapı, ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor ve Karaman'ın kültürel mirasının önemli bir parçası olarak kabul ediliyor.
1530 yılındaki kayıtta köyün 47 hanesi ve 107 nüfusu bulunmakta, tımar gelirlerinin ise Karaman İmaretinin memur ve işçilerinin harcamaları için tahsis edildiği anlaşılmaktadır. 1840 yılında hane sayısı 59’dur. Hane başı ortalama gelir 958 kuruştur. Köyün nüfusu 1894 yılında 338, 1922 yılında 60 hane ve 441 nüfus, 1925 yılında 267, 1935 yılında 299, 1950 yılında 365, 1970’te 534, 1985’de 509, 1990’da 518 ve 2014 yılında ise; 584 erkek, 541 kadın, toplam 1125 olarak saptanmıştır.
Pis Andon adlı bir Hristiyanın çiftliği olarak kurulan ve halk arasında zamanla Fisandon olarak telaffuz edilen köyün içinden dere geçmesi nedeniyle bu köye “Dereköy” denilmiştir. Halkın anlatımı böyle olsa da aslında Bizanslı bir Komutan olan Fisandon olduğu tüm belgelerde sabittir. Burası bir Hıristiyan malikânesi olarak kurulmuştur. Aslında birde Bizans İmparatoru Heraklis’in kardeşi olan bir Fisandon daha vardır. Şikari’de: “Ol zamanda Rûm’a hükm eden kayserin (adı) Yusanus idi. Kayseriyye’de sâkin idi. Bir karındaşı dahi Lârende’de sâkin idi. Herakle derler idi. Bir karındaşına Fisandon derler idi. Kostantiniyye’de sâkin idi. Ammâ cümle mülk(ü) zapt eden Yusanus idi.”[1]
Ancak bizim bahsettiğimiz Akdeniz kıyıları Hıristiyanlarından olan ve bu bölgelerin komutanı olan Fisandon’dur. Şikari’nin Karamannamesinde oldukça geniş anlatılmıştır. Bu kilise de Fisandon anısına yaptırılmış olmalıdır.
Fisandon (Dereköy) Köyü’nde bulunan ve bugün cami olarak kullanılan yapı eski bir kilisedir. Bu yapıdan ilk kez Bizans Sanat tarihçisi Strzygowski söz etmiştir. Kilise 1573-1574 yıllarında Yusuf Sinan Paşa tarafından camiye çevrilmiştir. Vakıf kayıtlarında “Allah’ın kapısı budur. Salih kimseler buraya girer” yazdırılmıştır. Fisandon Kilisesi’nin kitabesi bulunmamaktadır. Ancak, kapalı Yunan Haçı kiliselerinin Anadolu’da yaygın biçimde olduğu XVII.-XI. yüzyıl arasında yapıldıkları göz önüne alınacak olursa bu yapının da mimari yapısına dayanılarak IX.-X.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Kilise köyün ortasında kayalık bir tümsek üzerinde bulunmaktadır. Yapının duvarlarının üst kenarları İbrala’da olduğu gibi yükseltilmiş ve sonradan üzerine beton dökülerek yapının üstü korunmuştur. Ancak bu örtü yapıyı korumakla beraber estetiğini de ortadan kaldırmıştır. Kilise muntazam kapalı Yunan Haçı planındadır. İçerisinde dört kare kesitli paye haçın ana noktasını oluşturduğu gibi kubbeyi de desteklemektedir. Bu bölümün üzeri kubbe ile örtülmüştür. Haçın kollarının üzerleri beşik tonozlar, aralarda kalan köşe hücreler de çapraz tonozlarla örtülmüştür. Kuzey cephesi orijinal görünüm ve özelliklerini korumaktadır. Burada beşik tonozu yansıtan duvarların içerisinde iki niş ve bir pencereden oluşan mimari cephe düzeni bozulmadan günümüze gelebilmiştir.
Fisandon Kilisesi Orta Anadolu Hıristiyan devri yapılarının en önemlilerinden olduğu kadar Bizans sanatı yönünden de üzerinde durulacak bir eserdir. Dış cephelerinin hareketli ve oldukça kalabalık bir şekilde tezyin edilmesi de onu bölgedeki diğer kiliselerden ayırmaktadır.
Karaman Bey sultan İzzeddin Keykavus'un daveti üzerine Konya'ya giderken beyliğin başına Aydın Hamit beyleri ve Devlet Şah'ı bırakmıştı. Silifke Kalesi Ermenileri Karaman Bey'in Konya'da diğer beylerin de yaylada olmalarını fırsat bilerek Kızkalesi, Payas ve İskenderun'dan yardım getirdiler. Kıbrıs ve Antalya'dan da yardım istediler. Ermeni askerleri Fisandon komutasında Mut Kalesine ani bir baskın yaptılar. Şikari'nin deyimiyle Mut'u muhkem yağma edip nice Müslümanları helak edip vilayeti harap kıldılar. Hamit ve Aydın beylere ve Devlet şaha feryatçı erişip Bulgar'ın dört bin yaya askeriyle Aydın Bey yetişip cenge başladılar. Bulgar askeri cümle sapan atarlardı. Çok kâfir kırıp Silifke önüne değin kovdular.
Durumu Konya'da haber alan Karaman Bey Sultandan izin alıp derhal hareket etti. Silifke önünde askerlerine ulaştı. Silifke kalesinde bulunan Ermeniler Kızkalesi'nden yardım alarak kuvvetlenmişlerdi derhal kaleden çıkıp muharebeye tutuşmuşlarsa da yenilerek Kızkalesi'ne kaçtılar. Onların peşini bırakmayan Karaman Bey Kızkalesi'ni kuşattı. O sırada Ermeniler'e Kıbrıs ve Antalya'dan kırk gemi ile yardım gelmişti. Sekiz gün cenk ettiler dokuzuncu gün kâfirler yenilgiyi kabul edip sulh istediler. Yüz bin flori Altın para bin top kumaş Silifke kalesini de verdiler. Ayrıca yılda kırk bin flori vermeyi de kabul ettiler. Karaman Bey Aydın Bey'i Silifke kalesi korumasına koyup kendisi Mut'a geldi.
Fisandon’un daha sonra Karamanoğullarının egemenliğini kabul ettiğini ve bu yiğit komutana bu günkü Fisandon mevkisini çiftlik olarak verdiği bilinmektedir. Fisandon Deresi üzerinde bu gün üzerinde santral olan yerde Selçukluların Larende Emiri Emir Musa’ya ait bir çiftlik olduğunu ve Emir Musa Vakfına ait olduğunu söylese de burada bir değirmen ve üç kıta yer olduğu vakıf kayıtlarından anlaşılmaktadır.
1944 yılı Temettuat Defterlerine göre 51 haneli bir köydür. Bu tarihte köyde olan aileler ve sülale, lakap isimleri şunlardır: İmam Süleymanoğlu Musa Efendi, Cuduroğlu Hasan, Kara Süleymanoğlu Memiş, Kaya Bayramoğlu, Akbaş Ahmetoğlu Veli, Pancar Hüseyinoğlu, Kozanlı Abdullahoğlu, Topal İbrahimoğlu, Kabah Alioğlu, Çil Alioğlu, Payas Ahmetoğlu, Çimen Mehmetoğlu, Civcik İbrahimoğlu, Alaca İbrahimoğlu, Çil Alioğlu, Curut Mustafaoğlu Ali Hoca, Şerif Ahmet, Boz Alioğlu Kavas Yahya, Sarı Mehmetoğlu, Yaralı Alioğlu, Soluk Mehmetoğlu, Ahmet Kethüdaoğlu, Talim Yusufoğlu, Kayış Alioğlu, Evliya İsmailoğlu, Kapusuz İsmailoğlu, Gök Ali’nin Osman, Hayta Mehmet, Saraç Hasanoğlu, İmam Mehmetoğlu, Molla Cenk Mehmetoğlu, Alaca Mehmetoğlu, Kapusuz Hüseyinoğlu, Sarı Alioğlu, Kuzal Durmuşoğlu, Çocuk İbrahimoğlu, Onbaşı Mehmetoğlu, Koraş Abdullahoğlu Mehmet’tir.[2]
Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Sulanabilir tarım arazilerinde bahçecilik ve meyvecilik yapılmaktadır. Karaman merkez halkı için bir mesire yeridir. Fisandon Barajının yapılması ile balık tutkunlarının da gözdesi olmaya başlamıştır. Eskiden sakalar, Fisandon’dan su getirerek Karaman’ın zengin ailelerine içme suyu sattıkları da belgelerde mevcuttur.