Nankörlük, sahip olduğu nimetlerin değerini bilmemek, nimetlerin sahibini taktir etmemek hali.. Kur’an’da insan, nankör olarak anlatılır. Tabii ki her insan değil.. Bazen bu nankörlük, Yüce Yaradan’a, bazen de insanın insana yaptığı hizmetlere karşı vefasızlık şeklinde cereyan eder.
Kadir kıymet bilmemek ne kötü bir vefasızlık!..
Aşırı nefret ve aşırı sevgi gözü kör edermiş.. Aşırı nefret, iyilikleri göstermez, aşırı sevgi ise, kötülükleri göstermez. Bunun ortası, itidaldir. İtidalli hareket etmede adalet vardır, hakkaniyet vardır. Bu topraklarda yaşayan ve ölçülülüğü hayatın her alanında yaşam tarzı haline getirenler, Yüce Allah’a hesap verme gününden korktukları için adaletten ayrılmazlar. İyilik yapanlar, iyilik görür, kavliyle hareket ederler.
20-25 yaş aralığında bulunan gençlerimiz Türkiye’nin çağ atladığı dönemlerde doğup büyüdüler. Onlar eski Türkiye’de ne olup bittiğinden habersiz yetiştikleri için mevcut halin eski halle aynı olduğu zehabına kapılabilirler. Ancak, 30 yaş ve üstü olanlarımız eski Türkiye ile Yeni Türkiye arasında mukayese yapabilirler. Çünkü onlar, dünü yaşadılar, şimdiyi de yaşamaya devam ediyorlardı. Dolayısıyla gençlerimize doğru bilgi vermek gibi bir sorumluluğumuz var.
“Eski hal, muhal, şimdi yeni hal” diyen ve 20 yıldır ülkemizi yöneten ve bu milletin değerlerine gönülden bağlı yönetici kadro, ülkemize her alanda çağ atlattı. Bunu görmemek, nimetin üzerini örtmek olur. Bir düşünelim. Biz Türkiye Müslümanlar bu iktidardan ne istiyorduk?
“Başörtüsü problemini çözmek, İmam-Hatip ve tüm meslek liselerinin önüne konan katsayı farkını kaldırmak.”
Bunlar oldu mu? Fazlasıyla oldu. Bu alanda hayallerimizin ötesinde Türkiye’nin önü açıldı. Ne zaman unuttuk, eğitim haklarının engellendiğini, ne zaman unuttuk ikna odalarını, ne zaman unuttuk, katsayı farkından kaynaklanan zulümleri?
Eskiden tedavi olmak için çekilen çileler vardı. Her hastaneye tedavi olmak için gidilebiliyor muyduk? İstediğimiz eczaneden ilaçları alabiliyor muyduk? Şimdi istediğimiz hastaneye gidebiliyor, istediğimiz eczaneden ilaçları alabiliyoruz.. Şehir hastaneleri, üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri, sağlık ocakları, özel hastaneler.. Bu alanda çeşitlilik arttı ve Türkiye sağlıkta çağ atladı.. Avrupa’da, Amerika’da Türkiye’deki kadar ucuz ve kolay tedavi imkanları yok.. İnsanlar, Avrupa ülkelerinden tedavi olmak için ülkemize geliyorlar. Bu bizim için bir onur ve gurur kaynağı değil midir?
Muhteşem kara yolları.. Hızlı trenler.. Barajlar.. Elektrik santralleri.. Hava yolları.. Türkiye bu alanlarda da hızlı bir ilerleme sağladı. Her evde birer, ikişer araba var.. Gittikçe her gün trafiğe binlerce araba katılıyor, yollarda özel otoların sayısı artıyor.. Yollar yükü kaldırmaya yetmediği için çift yollar yapıldı, yapılıyor. Doğu ve Güneydoğunun bile makûs kaderi değiştirildi.
Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı.. İsteyen herkes üniversite tahsili yapabiliyor.
Pandemi, sadece ülkemizi değil, bütün dünyayı etkiledi.. Dünyada en zengin ülkeler bile pandemi ile baş edemedi.. Huzur evlerinde insanlar ölüme terk edildi.. Hastaneler yetersiz kaldı.. Avrupa, İngiltere, Amerika sokaklarında insan ölümleri yaşandı. Ülkemizde ise önce yaşlılarımızdan aşağı yaşlara doğru tedavi süreçleri başladı.. Hastanelerimiz her türlü sağlık ihtiyacını karşıladı.. İlaç tedarikinde zorluklar yaşanmadı, hala da yaşanmıyor.. Bir de üstelik ülkemiz birçok ülkeye tıbbi malzeme ve gıda yardımlarında bulundu. Bunları görmüyor muyuz?
Milli savunma sanayi alanında müthiş gelişmeler yaşıyoruz. Artık uçağımızı, helikopterimizi, ihamızı, sihamızı, her türlü savunma sistemlerimizi kendimiz yapmaya başladık.. Bunların olumlu etkilerini, Karabağ’da, Suriye’de, Libya’da, Kuzey Irak’da ve terörle mücadele de görmüyor muyuz? Varsın Amerika sipariş edilen uçaklarımızı vermesin. Bu milletin evlatları her türlü silahı ve uçağı yapabilecek kudrete erişmiştir.
Bugün Türkiye, bölgesinin en güçlü devleti haline gelmiştir. G-20 ülkelerinin arasına girmiştir. Her ne kadar sıralamada 17. sırada ise de inşallah gelecekte ilk 5 içinde yer alacaktır. Bütün bunlar, içte ve dışta her türlü terör saldırılarını püskürte püskürte olmaktadır. Artık Türkiye küresel bir dünya devleti.. Emperyalist ülkelerin homurdanmaları boşuna değildir.
Pandemi sebebiyle bütün dünyada topyekûn ekonomik çöküşler yaşamaktadır. Zengin denilen ülkelerin AVM’lerinin rafları sinek avlamakta, benzin kuyrukları yaşanmakta, biz de ise marketlerimiz dolu, benzin kuyrukları hiç yaşanmadı..
Nüfusumuzun %70’i şehirlerde oturuyor. Köylerimiz şehir gibi oldu. Vatandaşlarımız sosyal imkânlara kavuşturuldu. Yaşlılarımız ve ihtiyaç sahipleri maaşa bağlandı. Kimse aç-açık kalmasın diye sosyal devlet vatandaşın hizmetinde.. Köylerde neredeyse her evde modern tarım makinaları var. İş kurmak isteyen için her türlü maddi yardım seferber edilmiş durumda..
Bütün bu hizmetleri çoğaltmak mümkün..
O halde ey kardeşim, kötü tablo çizenlere kulak verme.. Bu millet asil, kadir kıymet bilir bir millettir. Yapacağımız şey, bize nimetleri getirmeye vesile olanları takdir etmek ve istikrarın devam etmesinden yana irade beyanında bulunmaktır. Eğer sahip olduğumuz nimetlerin kıymetini bilmezsek, bunun hesabını veremeyiz. Unutmayalım, takdir etmek erdemliliktir.