Sen yıllarca yatırım yap, emek ver, Türkiye’nin en modern ve kapsamlı Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kur; sonra da iki kendini bilmezin yaptığı vahşilikle tüm emeklerin çöpe gitsin…
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin, daha doğrusu Başkan Uğur İbrahim Altay’ın yaşadığı şey tam olarak buydu.
Türkiye gündemine damga vuran ve infial oluşturan malum olay hepimizin canını bir hayli sıktı. Ama eminim ki bu işte en fazla canı sıkılan, içi yanan hatta bence o gece uyku bile uyuyamayan kişi Başkan Altay’dı…
Öyle ya; insanım diyen, azıcık vicdanı olan hiçbir insanın kabul edemeyeceği o malum görüntüler uykuları kaçıran cinstendi. Öte yandan, yaptığın yatırımların, verdiğin emeklerin, Türkiye’ye örnek olacak cinsten uygulamaların karşılığı bu olmamalıydı…
Üstüne bir de tüm Türkiye’de büyük bir sorun haline gelen sahipsiz sokak hayvanları konusunun çözüme kavuşması için daha 1 hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimat vermesi ve Konya’yı örnek göstermesi işin bir başka boyutuydu.
Dahası, iki gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan Konya’ya gelecek ve çeşitli yatırımların açılışını yapacaktı.
Ne zamanlama ama…
Başkan Altay ve ekibi, yaşanabilecek tüm talihsizlikleri bir anda yaşadı adeta…
Vahim olayın ardından, hayvan sevgisi sosuna bulanmış siyasi paylaşımlarla Başkan Altay’ı hedef alanlar oldu. Ünlü, ünsüz çok sayıda isim Konya Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Altay’la birlikte Konya’ya olan kinlerini kustu.
Masum bir insan öldüğünde, ülkemiz terör saldırısına uğradığında ya da tüm toplumu ilgilendiren üzücü bir mesele yaşandığında bile tek paylaşım yapmayanlar bir anda ‘hümanist’ kesiliverdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Suriye ve Irak’ın kuzeyinde başlattığı operasyonla ilgili motive edici tek bir paylaşımı olmayan muhalefet partileri mesela…
Bu işten siyasi rant çıkarmanın derdine düştüler.
Denize sıfır yalılarından arabalarına, arabalarından evlerine giren, evinde beslediği finosu ile ‘vicdan ve merhamet’ pozu kesen kokonalar, milletin değerlerine uzak popstarlar ve daha fazlası…
Dertleri ‘doğa ve canlı sevgisi’ olanları bir kenara bırakıyorum ama bu işten siyasi rant çıkarmaya çalışanların yatacak yeri yok.
Hele hele, kendi partilerinin at hırsızı başkanlarına demediklerini, Uğur İbrahim Altay’a söylemeye hiç hakları yok…
Evet, insan olan hiç kimsenin onay veremeyeceği bir zulüm yaşandı. Bu vahşeti yapanların mutlaka hesap vermesi gerekir. Merhamet sahibi hiçbir insan buna zaten karşı çıkmaz.
Ama bu olayı alıp başka yerlere çekmek ise en basit tabiriyle art niyetli davranmaktır…
Manavgat yangınlarında, Batı Karadeniz’de meydana gelen sel felaketinde ve ülkemizin farklı bölgelerinde yaşanan üzücü olaylarda Konya Büyükşehir Belediyesi’nin hayvanlar için tahsis ettiği ‘Canbulan’ ambulansını başka hangi belediyede gördünüz mesela?
Ya da Konya’da sadece Büyükşehir Belediyesi’nin değil; Karatay, Selçuklu ve Meram Belediyeleri’nin parklara, sokaklara tahsis ettiği kedi evlerini, mama kaplarını, ağaçlardaki kuş yuvalarını nerede gördünüz?
Sahipsiz hayvanları sahiplenen vatandaşlara her ay ücret ödeyen kaç tane Büyükşehir Belediyesi var mesela?
Bu liste daha uzar gider…
İki tane kendini bilmezin yaptığı vahşetle ilgili olarak Konya’yı, Konya Büyükşehir Belediyesi’ni ve Başkan Altay’ı hedef alamazsınız.
Faillerin gereken cezayı alması için sadece siz değil; hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Konya Büyükşehir Belediyesi hem de Konya Valiliği zaten meselenin takipçisi olacaklarını ifade ettiler.
Keza bizler de bu sürecin takipçisi olacağız.
Ama konuyu bağlamından çıkarıp rövanşist bir tavır takınmak tamamen iki yüzlülüktür.
Biz hiçbir canlının böyle bir vahşeti hak etmediğini düşünüyoruz elbette. Ama sokak hayvanlarını bahane ederek hiç kimseye de haksızlık yapılmasına göz yumamayız.
Çünkü ne Konya ne de Konya’nın belediyeleri bunu hak etmiyor…
Şunu da ekleyeyim; sahipsiz sokak köpekleri meselesinde benim durduğum yer belli. Sokak hayvanlarını kutsayarak toplumun sıkıntısını da görmezden gelmeyeceğiz. Bu konu insani bir şekilde çözülecek. Canlıların zarar görmemesi için de hepimiz elimizden geleni yapacağız. Fakat sokakta başı boş dolaşıp, çocukların hayatına kast eden bir hümanistliği de kabul edemeyiz…